Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/685 E. 2023/5907 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/685
KARAR NO : 2023/5907
KARAR TARİHİ : 07.11.2023


MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1812 E., 2022/1373 K.


KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/285 E., 2021/151 K.

Taraflar arasındaki 6292 … Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 … Kanun) gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil davasının reddine, davalı … aleyhine açılan davanın reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kullanım kadastrosu sonucunda, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 1113 parsel … 15.430,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 … Orman Kanunu’nun (6831 … Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve …’nın kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 17.08.2018 tarihinde …’e 6292 … Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 … Kanun) gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiş, bilahare ise 08.11.2018 tarihinde satış suretiyle … adına tapuya tescil edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çekişmeli taşınmazın 41 yıldır fiili zilyedi olduğunu, 6292 … Kanun gereğince dava konusu taşınmazı satın almak için Hazineye başvurduğunu, müvekkilinin ekonomik durumundan dolayı taşınmaz için gereken bedeli tamamlayamadığını, bu durumdan haberdar olan davalı emlakçı … tarafından taşınmazın satışı konusunda bedel ödemeden noter huzurunda müvekkiline hile ile muvafakatname imzalattığını, davalı … ile 160.000,00 TL bedel üzerinden anlaşma yapılması nedeniyle akdi halef olarak …’e muvafakatname verdiğini, davalı …’ın müvekkiline sözü edilen parayı ödemediğini, noter huzurunda yapılan muvafakatnamenin hukuka aykırı şekilde tanzim edildiğini ve geçersiz olduğunu ileri sürerek, muvafakatnamenin iptali ile taşınmazın tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde 160.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … … cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı iyi niyetle satın aldığını, anlaşma koşullarının ortada olduğunu, anlaşmada öngörülen bedeli emlakçı …’a ödediğini, noterdeki alım satımın usul ve kanuna uygun olduğunu, davacının kendi oğlunun da bizzat orada olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

2. Davalı … cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı, maliki olan davalı … … ile 07.11.2018 tarihinde yaptığı sözleşme ve ekinde düzenlenmiş olan 240.000,00 TL bedelli senet karşılığında iyi niyetli olarak ve tapu kaydına güvenerek satın aldığını, satış yapıldığı sırada dava konusu taşınmaz üzerinde davalı olduğuna dair herhangi bir şerhin bulunmadığını, davanın tapu iptali ve tescil yerine tazminat davası olması gerektiğini, tazminat davasında ise kendisinin taraf ehliyetinden söz edilemeyeceğini belirterek, davanın öncelikle husumet yokluğundan aksi durumda ise esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

3. Davalı … vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “davacı tarafça hile nedenine dayanılarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuş ise de davacının taşınmaz üzerinde başından beri herhangi bir ayni hakkının bulunmadığı, sadece beyanlar hanesinde kullanımında olduğunun belirtilmesine ilişkin kuvvetlendirilmiş şahsi hakkının bulunduğu, bu kapsamda davacının Hazineye ait olan bir taşınmazın davalı … …’e Hazine tarafından satıldıktan sonra tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı; davacının tazminat talebi yönünden ise, davacı tarafından imzalanan muvafakatname ile birlikte yine dosyaya davalı … … tarafından sunulan 01.01.2018 tarihli satış sözleşmesi incelendiğinde; davacının taşınmazdaki kullanım hakkının 160.000,00 TL bedelle davacı tarafından diğer davalı …’a ve … …’e satıldığı, alınan bilirkişi kurul raporu ile ek rapor bir arada değerlendirildiğinde taşınmazın arz değerinin satış sözleşmesindeki değerinden düşük olduğu, davalılar … … ve … tarafından kullanım hakkı satın alınan taşınmaz hakkında davacıya herhangi bir bedel ödediklerine dair iddianın ispatlanamadığı; diğer davalı …’ın ise Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi uyarınca taşınmazı diğer davalı … …’den satın alan iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunması ve kötü niyetinin ispatlanamadığı” gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının reddine, davalı … aleyhine açılan davanın reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan tazminat davasının kabulüne, 160.000,00 TL tazminat bedelinin davalılar … ve …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin tespitinin yerinde olmadığını, akdi halefiyet hükümleri çerçevesinde değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermesi gerekirken yanılgıya düşerek ayni hakkın bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davası yönünden davanın reddine karar vermesinin isabetli olmadığını, dava konusu taşınmaz her ne kadar Hazineye ait ise de davacının fiili zilyedi konumunda bulunduğundan öncelikle zilyetliğin devri neticesinde kandırılıp kandırılmadığının veya davalıların davacıyı zarara uğratmak amacıyla işbirliği içerisinde hareket edip etmediklerinin araştırılması gerektiğini, mahkemece böyle bir araştırmaya girilmediğini, davalıların işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ve iyi niyetli olmadıklarını, davalı … yönünden davanın reddine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının müvekkili tarafından alınmadığını, müvekkilinin davacı ile davalı … …’i bir araya getirdiğini, söz konusu taşınmaz üzerinde kendi şahsına ait herhangi bir yaptırımının olmadığını, davalı …’ın dava konusu taşınmazı davalı … …’den aldığını, müvekkilinin söz konusu olayda taraf bile olmadığı gibi davalı …’a dava konusu taşınmazı satmak suretiyle bir gelir elde etmediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “öncesinde davacı tarafından davalıya verilen muvafakat uyarınca dava tarihinden önce Hazine tarafından davalı … …’e yapılan satışın ayakta olduğu ve bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunmadığı, bu kapsamda Hazine tarafından … …’e yapılan satış yerleşik içtihatlarla yolsuz olarak kabul edilmediğinden davalı …’a yapılan satışın da yolsuzluğunun söz konusu olamayacağı; bedel istemi yönünden ise dosya içinde davacının dava konusu taşınmazı davalılardan … … ve …’a sattığına ilişkin sözleşme bulunduğu, aynı zamanda bu davalıların jandarmaya verdiği ifadelerinin olduğu, davalıların yargılama safhasında ne bu sözleşmeyi, ne de bu beyanları inkar etmediği, bu nedenle davalı …’ın taşınmazın kendisiyle bir ilgisi bulunmadığına yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği, davalıların sözleşme bedelini de ödediklerini iddia ve ispat etmedikleri, her ne kadar davacı vekili davalılardan …’nın da sözleşme bedelinden sorumlu olması gerektiğini ileri sürmekteyse de davacı ile davalı … arasında bir sözleşme bağının bulunmadığı” gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davasının açılıp açılamayacağı veya tazminat talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) Ek 4 üncü maddesi, 6292 … Kanun’un 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 … Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı … vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

2.733,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 8.196,60 TL’nin temyiz eden davalı …’dan alınmasına,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 189,15 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.