YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4739
KARAR NO : 2023/5121
KARAR TARİHİ : 11.10.2023
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/233 Esas, 2021/315 Karar
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 Esas, 2020/4 Karar
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan Bubik Mevkii 167 ada 1 parsel … 2.859.656,78 metre kare yüz ölçümündeki taşınmaz, kimsenin zilyet ve tasarrufunda bulunmadığı gerekçesiyle Hazine adına tespit edilmiştir
2. Davacı … dava dilekçesinde; Hazine adına tespit edilen … ili … ilçesi … Köyü 167 ada 1 parsel … taşınmazda eklemeli 40 yıldır süren zilyetliğinin bulunduğu iddiasıyla, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazda kullandığı bölümün adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevabında; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi cevabında; davaya bir diyeceklerinin olmadığını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Van Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2019 tarihli ve 2018/1389 Esas, 2019/255 Karar … merci tayini kararına istinaden görevli mahkeme olarak belirlenen … Kadastro Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli, komşu köy mahalli, davacı tanığı ve tespit bilirkişi beyanlarını destekler şekilde olan harita ve ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın mera, yaylak ve kışlak gibi herhangi bir gayeye yönelik kullanma özelliği bulunmadığı, taşınmazın zilyetliğe elverişli olup eskiden beridir özel mülkiyete konu tarım alanı olduğunun belirtildiği, bilirkişi beyanları ile teknik bilirkişi beyanlarının dava konusu parselle örtüştüğü, dolayısı ile davacı lehine 3402 … Kadastro Kanun’un (3402 … Kanun) 14 üncü maddesi gereğince zilyetlikle taşınmaz iktisap etme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, … ili … ilçesi … Köyü 167 ada 1 parsel … taşınmazın 11.02.2020 tarihli ek fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.902,73 m2 lik alana ilişkin kadastro tespitinin iptali ile bu bölümün aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz olduğunu, belirtmelik tutanaklarında taşınmazın kayıp ve yitik kişilerden kaldığının tespit edilmiş olduğunu, sadece tanık beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, mahalli bilirkişilerin yaşlarına göre zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif, keşifte alınan beyanlar, bilirkişi raporları ve diğer belgelerden; 11.02.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4902.73 metrekarelik bölümün 2 nci sınıf tarım arazisi olduğu, davacının bu bölümde kadastro tespitinden 20 yıl önceye giden kesintisiz, aralıksız ve ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunduğu, davacı adına aynı çalışma alanında belgesiz olarak edinilen taşınmaz miktarının yasal sınırları geçmediği ve böylelikle davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği, çekişmeli taşınmazın, süresi içinde açılan eldeki dava gözden kaçırılarak tapuya tescil edilmiş ve tapusu oluşmuş olduğundan, İlk Derece Mahkemesince davacı adına tescile karar verilen bölüm dışında kalan bölüm ile ilgili olarak yeniden tescil hükmü kurulmamış olmasının hükmün düzetilmesi nedeni olarak görülmediği gerekçeleri ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın olduğu yerde toprak tevzi çalışması yapılmış olup taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığını, taşınmazın tarım arazisi olmadığını, zilyetlik ve mera araştırmasının yetersiz olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 … Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kadastro Kanunu’ nun (3402 … Kanun) 14 ve 17 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. 3402 … Kanun’ un 1 inci maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru ve infaz sırasında duraksamaya neden olmayacak biçimde, açık, anlaşılır ve sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmak zorundadır. Bu nedenle verilecek hükmün, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli olması gerektiği gibi, taşınmazın geometrik şeklini değiştirir şekilde verilen hükümlerin fen bilirkişi raporuna dayanması ve bu rapor ile irtibatlandırılması da hükmün infazı açısından zorunludur.
2. Eldeki davada; İlk Derece Mahkemesince, hükme esas alınan ek fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.902,73, m2 lik alana ilişkin yapılan kadastro tespitinin iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, ifraz edilen kısım teknik bilirkişi raporunda hükmün infazını mümkün kılacak biçimde gösterilmediği gibi, taşınmazın geri kalan bölümü hakkında da tescil hükmü kurulmamıştır. Bu haliyle hükmün infazı kabil olduğundan söz edilemez.
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, çekişmeli taşınmaz hakkında süresi içinde açılan dava gözden kaçırılarak tapuya tescil edilmiş olduğundan bahisle taşınmazın geri kalanı hakkında yeniden tescil hükmü kurulmamış olması hükmün düzeltilmesi nedeni olarak görülmemiş ise de, taşınmaz hakkında hatalı olarak oluşan söz konusu tapu kaydının geçersiz olduğu da ortadadır. Bu sebeple, kadastro tespitine itiraza ilişkin davalarda taşınmazın bir bölümü hakkında dava açılmakla parselin tümünün davalı hale geleceği ve 3402 … Kanun’un 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakiminin doğru ve infazı kabil karar vermek zorunda olduğu göz önüne alındığında çekişmeli taşınmazın davaya konu edilen bölümleri dışında kalan bölümü hakkında tescil hükmü kurulmaması ve infaza elverişli ölçekli kroki düzenlenmemiş olmaması doğru olmamıştır.
3. İlk Derece Mahkemesince, bu husus gözden kaçırılarak, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, İlk Derece Mahkemesince ek bilirkişi raporunun ekinde bulunan krokiye atıf yapılmış ise de, dosya içerisinde bahsi geçen krokinin kök bilirkişi raporu ekinde bulunduğu anlaşılmakla, ek bilirkişi raporuna ait farklı bir kroki bulunup bulunmadığı hususunda da tereddüt hasıl olmuş olup, söz konusu bu tereddüt giderilmeksizin karar verilmiş olması da usul yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.