Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/2415 E. 2023/3431 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2415
KARAR NO : 2023/3431
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine, Re’sen Görülen Kamu
Düzenine Aykırılık Nedeniyle Kararın Kaldırılmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, davalı … yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, re’sen görülen kamu düzenine aykırılık nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Düzce ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında 2007 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, 39 ada 5 parsel sayılı 806,97 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, fındıklık niteliğiyle, … adına tespit ve tespitin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine 18.09.2007 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.

2. Davacı Hazine vekili davalı …’ya husumet yönelterek açtığı davasında; Düzce ili … ilçesi … Köyü 139 ada 5 parsel sayılı taşınmazın eski tarihli belgelerde orman olarak görünmesi nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.

3. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Orman Kanun’u (3116 sayılı Kanun) hükümleri uyarınca 1947 yılında yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 6831 sayılı Orman Kanun’u (6831 sayılı Kanun) uyarınca 1975 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2.madde uygulaması çalışmaları bulunmaktadır.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde; hiç bir belgeye dayanmadan mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve masraf ve yargılama giderlerinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “Dava konusu taşınmazda uzun zamandan beri tarımsal faaliyet yapıldığı, taşınmazın fındık bahçesi olarak kullanılan kuru tarım arazisi olduğu, zirai alan niteliği taşıdığı, 1944, 1960, 1979 ve 1982 tarihli haritalar ve fotoğraflarda orman sayılmayan alanlar içerisinde kaldığı, 1975 tarihli kesinleşmiş orman tahdit haritasında ziraat alanları içerisinde gösterildiği, dava konusu taşınmazın mevcut durumunda zirai alan olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerinde herhangi bir orman kalıntısına rastlanılmadığı, 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre orman sayılmayan yerlerden olduğu” gerekçesiyle davanın reddine, davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatının orman olduğunu, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi orman sayılan yerlerden olduğunu, eksik bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, evveliyatı itibariyle orman olan bir yerde zilyetliğin söz konusu olamayacağını açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “Taraf sıfatının, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartları arasında sayıldığı, bu şart sağlanmadan işin esasına girilemeyeceği, dava şartlarının HMK.nun 115/1 maddesince yargılamanın her aşamasında istek olmaksızın resen gözetilmesi gereken usul kurallarından olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verildiği, somut olayda, dava tarihinde tapu kayıt maliki olan … yerine tapu kayıt maliki olmayan ve dava konusu taşınmazla bir ilgisi olmayan davalı …’nun taraf olarak gösterilmesinin HMK’nun 124.maddesi anlamında kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklanmadığı, bu nedenle davanın pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı, açıklanan bu durumun kamu düzenine aykırı olduğu” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 355.maddesinin birinci fıkrası ikinci cümlesi gereği resen görülen kamu düzenine aykırılık nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/11/2018 … ve 2017/458 Esas 2018/686 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esası ile ilgili olarak, davanın 6100 sayılı Kanun’un 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davalının … olarak gösterilmiş olmasının hataen yapılan bir işlem olduğunu ve kötü niyetlerinin bulunmadığını, HMK hükümleri gereği bu durumun kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığını, sonradan verilen dilekçe ile tapu malikinin davaya dahil edilmesi suretiyle bu eksikliğin giderildiğini açıklayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davanın doğru hasma yöneltilerek açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri ile 114, 115 ve 124 üncü maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.