YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2384
KARAR NO : 2023/5922
KARAR TARİHİ : 07.11.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2017/169 E., 2017/191 K.
…
…
…
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2010/100 E., 2016/221 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı … vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmekle, duruşma talebinin değerden reddine karar verilerek; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 192 ada 4 ve 5 parsel … sırasıyla 2.529,80 ve 1.619,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı … adına tespit edildikten sonra, davalı … ve … tarafından yapılan itiraz üzerine Kadastro Komisyonunca itiraz kabul edilerek, 192 ada 4 parselin 3/9 hissesinin davacı …, 3/9 hissesinin … ve kalan 3/9 hissesinin verasete iştirak hükümlerine göre …, … ile … adına; 192 ada 5 parselin ise eşit hisseler ile davacı … ve davalı … adına tesciline kararı verilmiştir.
2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; … ada 4 ve 5 parsel … taşınmazların …’ye ait olduğunu, ancak taşınmazların kendisine bakmasının karşılığı olarak … tarafından bağış yoluyla müvekkili olan davacıya devredildiğini ve taşınmaza 30 yılı aşkın bir süredir davacının kullandığını ileri sürerek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adına tescilini istemiştir.
3. Birleşen dosya davacısı … dava dilekçesinde; … ve 5 parsel … taşınmazların murisi olan babaannesi …’den mirasçılarına intikal ettiğini ve murisin terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazların hisseleri oranında mirasçılar adına tescilini talep etmiş ve yargılama sırasında eldeki bu dava ile birleştirildikten sonra, temyiz aşamasında kimlik tespiti yapılarak gönderdiği dilekçe ile 192 ada 4 ve 5 parsel … taşınmazlar hakkında açmış olduğu davasından davacı … lehine feragat ettiğini belirtmiştir.
4. Asli müdahil … ve arkadaşları vekili ile asli müdahil … vekili ayrı ayrı sundukları müdahale dilekçelerinde; … parsel … taşınmazın …’den kaldığın ve paylaşılmadığını ileri sürerek, taşınmazın miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların kök muris …’den mirasçılarına intikal ettiğini ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalılar … ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların kök muris …’den mirasçılarına intikal ettiğini, bağışın söz konusu olmadığını ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı … cevabında; taşınmazların muris …’den kaldığını, …’ye yaşlılığında 25 yıl kadar kendisi ve …’nin baktığını, buna karşılık …’nin … ile kendisine bu taşınmazları verdiğini ve bir kısmına kendisini bir kısmına da …’nin meyve ağaçları diktiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazların ortak miras bırakan …’den kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın muris …’nin taşınmazını kendisine bakması karşılığında davacı …’e bağışlayıp bağışlamadığı ve davacı …’in, … ile …’ın hissesini satın alıp almadığına ilişkin olduğu, taşınmazın bakma karşılığında kendisine intikal ettiği hususu ile diğer mirasçılarının hisselerini kendisine sattığına ilişkin iddiasını davacı …’in kanıtlaması gerekmekte olduğu, çekişmeli taşınmazın maliki evveli olan …’nin 1988 yılında vefat ettiği, mahalli bilirkişiler ile yansız tanıkların beyanlarına göre …’in zilyetliğinin 1990’ların sonlarından itibaren başladığı, aynı yerin bir kısmında diğer bir mirasçı olan …’nin de zilyetliğinin bulunduğu, …’in aynı zamanda diğer kardeşlerinin hisselerini satın almaya da dayandığı, hayatın olağan akışına göre bir kimsenin kendisine bağışlanan taşınmazı tekrardan satın almayacağı, bu nedenle davacı …’in bakım karşılığında nizalı taşınmazların kendisine bağışlandığı iddiasına değer verilemeyeceği, davacının tüm dosya kapsamına göre diğer kardeşlerinin payını da satın aldığını kanıtlayamadığı, taksim edilmemiş taşınmazlarda bir mirasçının zilyetliğinin tereke adına olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davacı …’in davasının reddine, asli müdahiller ile birleşen dosya davacısı …’ın davalarının kabulüne, 192 ada 4 ve 5 parsel … taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, taşınmazların 1/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse … ve 3/9 hisse …’ye ait olacak şekilde bahçe vasfı ile müştereken tapuya tesciline karar verilmiş; temyiz aşamasında davacı …’ın davacı … lehine olmak üzere davasından feragat ettiğine ilişkin dilekçe sunmasından sonra, Dairemizin 09.11.2021 tarih ve 2021/5600 Esas, 2021/11749 Karar … kararıyla “davacı …’ın, hüküm tarihinden sonra dosyaya sunduğu 03.11.2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, hüküm kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğine, temyiz aşamasında davacı tarafından verilen dilekçe ile usulüne uygun şekilde davadan feragat edildiğine ve davadan feragat hakkında karar verme yetkisi İlk Derece Mahkemesine ait bulunduğuna göre, temyiz incelemesi yapılmaksızın vaki feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine” karar verilmiş ve İlk Derece Mahkemesince 24.01.2022 tarihli ek kararla, birleşen davanın davacısı …’ın 03.11.2020 havale tarihli feragatı nedeniyle birleşen dava davacısı …’ın davasının reddine, asıl dava davacısı …’in itirazları, müdahillerin başvurusu üzerine verilen karar ve devam eden temyiz süreci de gözönüne alınarak dava konusu 192 ada 4 ve 5 parsel … taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 192 ada 4 ve 5 parsel … taşınmazların 1/9 hisse …, 2/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse …, 1/9 hisse … ve 3/9 hisse …’ye ait olacak şekilde bahçe vasfı ile müştereken tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili olan davacının, annesi … ile birlikte, kök muris …’ye vefat edene kadar uzun yıllar baktığını, kök murisin …, … ve … olmak üzere üç çocuğu olduğunu, kök murisin, taşınmazları kendisine bakmış olması nedeniyle davacıya bağışladığını, ancak bu işlemin yazılı olarak belgelendirilemediğini, taşınmazı davacının 30 seneden fazla bir süredi kullandığını ve karşı tarafın buna itiraz etmediğini, kök murisin vefatından sonra… ve …’nin taşınmazlardan hak ve hisse istediklerini, davacının da ileride yine hak talebinde bulunamasınlar diye 04.10.1999 ve 19.10.1999 tarihli köy satış senetlerinin düzenlendiğini, ancak taşınmazların kadastro tespitleri sırasında gerçek duruma aykırı olarak davalılara hisse verildiğini, taşınmazların davacıya ait olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin varsayıma dayalı olarak karar verdiğini, bir an için davacının taşınmazları bağış yoluyla edindiği kabul edilmese bile köy senetlerine göre… ve …’nin hisselerini davacıya devretmiş olması nedeniyle bu kişilere hisse verilmemesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın kadastro tespitine itiraz mahiyetinde olduğu, dava konusu 192 ada 4 … parselin ortak kök muris …’den intikal ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, yanlar arasındaki uyuşmazlığın, dava konusu 192 ada 5 … parselin ortak kök muris …’den intikal edip etmediği, intikal etmişse 192 ada 4 … parselle birlikte bakım karşılığında davacıya verilip verilmediği, davacı …’nin … ve … ’ın hissesini satın alıp almadığı noktasında toplandığı, dava konusu taşınmazların ortak kök muris …’den intikal ettiği, …’nin sağlığında bakma karşılığında taşınmazları ne kızı …’e ne de torunu …’ye vermediği, dava konusu taşınmazları 1990 yılından sonra … ve…’ın kullandıkları, davacı …’nin kadastro komisyonunda ibraz ettiği ve yargılama sırasında dayandığı satış senetlerinin muris babası … ’den intikal eden kiraz – erik tarlası, dölan bahçesi ve köy içinde bulunan kargir 2 katlı bina bulunan taşınmazlara ilişkin olduğu, dava konusu parsellerin bulunduğu yerlerin … Mevkii olarak bilindiği ve satış senetlerine konu olmadığı, kök muris … mirasçıları arasında kadastro tespit tarihinden evvel yapılmış bir taksim anlaşmasının bulunmadığı, davacı …, dava konusu her iki parselin anneannesi … tarafından bakması karşılığı kendisine verildiğini iddia etmişse de dava konusu taşınmazların kadastro öncesinde tapuda kayıtlı olmadığı, kök muris …’nin 1988 yılında vefat ettiği, dosya içeriğine göre davacı …’in dava konusu taşınmazlarda 1990 yılından sonra zilyet olmaya başladığı, dava konusu 192 ada 5 … parselin bir kısmına da kardeşi…’ın meyve ağacı dikmek suretiyle zilyet bulunduğu, kadastro öncesi tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazların bakım karşılığında davacıya verilmesi olgusu için zilyetliğin devrinin kök murisin sağlığında gerçekleşmiş olmasının gerektiği, ancak davacı …’nin taşınmazlara murisin vefatından sonra zilyet olduğu, dava dilekçesinde 30 yılı aşan süreden beri kullanım olduğu dolayısıyla bakım karşılığında kök muris tarafından taşınmazların davacı …’ye verildiği hususunun ispat edilemediği, davacı …’nin, … ve…’ın hisselerini senetle satın aldığını iddia etmişse de senette satışa konu hisselerin dava konusu parsellere ait olmadığı hususunun sabit olduğu, kaldı ki senetlerin tanzim tarihinde ve kadastro tespit tarihinde anneleri …’ün sağ olduğu, bundan dolayı kök muris …’den dolayı kendilerine intikal etmiş bir miras payının da bulunmadığı, birleşen dosya da davacı …’ın tespite itiraz davası açtığı tarihte annesi … ise de yargılama devam ederken …’ün vefat ettiği, …’ün yasal mirasçılarının da …, … ve … olduğu, asli müdahil – davalıların dava konusu taşınmazların kök muris …’den geldiğini ve mirasçılar arasında taksim olmadığını, kendilerinin de miras paylarının olduğunu iddia etmelerine göre 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 30/2 nci maddesine göre dava açan mirasçı dışında başka mirasçılarında bulunduğu anlaşıldığından davada re’sen araştırma ilkesinin yürütülmesinin ve gerçek hak sahibinin belirlenmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin iptal edilerek taşınmazların kök muris … varisleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle ve re’sen belirlenecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazların kök muris …’den intikal edip etmediği, intikal etmişse bakım karşılığında davacıya verilip verilmediği ve davacı …’nin, … ve … …’ın hissesini satın alıp almadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi ile (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kanun’un 1, 14 ve 15 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
6100 … Kanun’un 297 nci maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 3402 … Kanun’un 1 inci maddesi uyarınca da kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır. Aksi hal, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, asıl kararla davacı …’in davasının reddine karar verilerek lehine 1/9 hisse oranında tescil hükmü kurulmuş olup, temyiz aşamasında ortaya çıkan davadan feragat nedeniyle verilen ek kararla davacı …’ın davasının feragat nedeniyle reddine karar verildikten sonra davacı …’in pay oranı artırılarak bu kez 2/9 hisse oranında lehine tescil hükmü kurulmuş ve bu şekilde aynı taşınmaz hakkında iki farklı pay dağılımıyla tescil hükmü kurularak, 6100 … Kanun’ un 297 nci maddesine ve 3402 … Kanun’ un 1 inci maddesine muhalefet edildiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesinin asıl ve ek kararının bozulmasına ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesinin asıl ve ek kararının 6100 … Kanun’un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…