Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/1971 E. 2023/3809 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1971
KARAR NO : 2023/3809
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 167 ada 3 parsel sayılı 74.992,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro/tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu, kullanıcısının kim olduğunun tespit edilemediği belirtilerek, tarla vasfıyla, davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 167 ada 3 parsel sayılı taşımazın müvekkili olan davacının dedesinden annesine, annesinden de davacıya intikal ettiğini, davacının taşınmaza annesinin vefat ettiği tarih olan 1984 yılından beri zilyet olduğunu, taşınmaza eklemeli olarak 100 yıldan fazla süredir zilyet olduklarını ve taşınmazın doğusunda ve kuzeyinde dere, batısında davacıya annesinden intikal eden 102 ada 492 parsel, güneyinde ise dedesinin kardeşi Hacı Mustafa tarlası bulunduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline, tescil şartları oluşmazsa tespit tutanağındaki hak sahipliğinin (zilyetlik) davacı olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının mülkiyet talebi yönünden, keşif tarihi itibari ile dahi taşınmazın imar ihya edilmediği; davacının zilyetlik şerhi verilmesi talebi yönünden ise, özel mülkiyete konu taşınmazlarda zilyetlik şerhi verilmesinin mümkün olmadığı ancak 3402 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca muhtesatın beyanlar hanesinde gösterilmesinin mümkün olduğu, somut olayda ise 3402 sayılı Kanun’un Ek-4 üncü maddesinin uygulamasının söz konusu olmaması nedeniyle tutanağa eklenen açıklamanın, kullanıcı gösterimine ilişkin olmadığı, ayrıca taşınmazın üzerinde herhangi bir muhdesatın bulunmadığı gerekçesiyle, davacının zilyetlik şerhi verilmesine yönelik talebi yönünden davasının reddine, tescile ilişkin talebi yönünden davasının sübut bulmadığından reddine, dava konusu 167 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8.maddesine göre yapılan kadastro tespiti gibi işlem yapılarak tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğini ve davacının ve öncesinde murislerinin taşınmaza 100 yıldan fazla bir süredir zilyet olduklarını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının mülkiyet talebi yönünden, parselin eğimi % 45-50 olup yoğun taşlı, toprak profili sığ derinlikte kahverengi orman toprağı grubunda ve ham toprak vasfında olduğu, ilk derece mahkemesince yapılan keşiften önce sürüldüğü ancak çok yıllık bitkilere ait kök ve gövde kalıntılarının halen mevcut olduğu; eğiminin çok fazla, topoğrafik yapının engebeli ve toprak derinliğinin sığ derinlikte olmasının ekili dikili tarım yapılmasını engelleyen faktörler olduğu ve tarım yapılmasının mümkün olmadığı; imar – ihyanın tamamlanmadığı ve ıslah edilerek tarım toprağı vasfının oluşmadığı ve dolayısıyla davacı lehine 3402 sayılı Kanunu’nun 14 ve 17 inci maddelerinde yazılı zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, davacının zilyetlik şerhi verilmesi talebi yönünden ise, 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi, 3402 sayılı Kanun’un yayımı tarihinden önce yapılan tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmazlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerde ve çalışma alanı içinde orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanun hükümleri gereğince kadastrosu yapılacağının düzenlendiği, bu kadastronun taşınmazın kullanıcısını belirlemeye değil, mülkiyetine yönelik bir kadastro çalışması olduğu, anılan Kanun maddesi uyarınca yapılacak kadastro tespitlerinde kullanıcı şerhi verilmesinin ya da kullanıma ilişkin iddiaların değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca dava konusu taşınmazda 3402 sayılı Kanun’un Ek-4 üncü maddesinin de uygulamasının söz konusu olmaması nedeniyle kişiler adına kullanım şerhi vermeninde mümkün bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının davacının her iki talebi yönünden de usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.