Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/1948 E. 2023/2659 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1948
KARAR NO : 2023/2659
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2017/4 E., 2018/2 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasna karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece Mahkemesi kararı davalı … … vekili, davalılar … ve arkadaşları vekili, davacı … Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Kadastro sırasında dava konusu 117 ada 1, 120 ada 3 ve 122 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 4625,37 m2, 408,99 m2, ve 2573,66 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına; 117 ada 2 parsel sayılı 2573,03 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, … adına; aynı ada 3 parsel sayılı 1279,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, eşit paylarla … ve … adına; 120 ada 1 ve 121 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 1005,91 m2 ve 2592,39 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, … adına; aynı ada 2 parsel sayılı 982,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, … adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiştir.

2.Davacı … Tüzel Kişiliği dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların mera olduğuna dayanarak davalılar … ve arkadaşları ile Hazine aleyhine ayrı ayrı açtığı davalarla çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile köyleri adına mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda 02.06.2011 tarihli ve 2010/26 Esas, 2011/50 Karar sayılı kararıyla; davanın pasif husumet nedeniyle reddine, dava konusu taşınmazların tespit tutanakları ile eki belgelerin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … Tüzel Kişiliği vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 tarihli, 2012/9114 Esas, 2013/824 Karar sayılı kararıyla “… Köyü 117 ada 1, 2, 3, 120 ada 1, 3, 121 ada 1, 2 ve 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davaya konu taşınmazlar olduğunun gözönüne alınması, taşınmazlara ait tutanak aslı davalıdır şerhi verdirilerek dosyaya getirtilmesi, eğer taşınmazlar davalı ise dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğinin düşünülmesi, daha sonra iddia ve savunma doğrultusunda taraflardan delilleri sorulup saptanması, varsa gösterecekleri deliller toplanması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gereğine değinilerek” hüküm bozulmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 02.03.2015 tarihli ve 2013/4 Esas, 2015/4 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine, davalı 117 ada 1, 2, 122 ada 1 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile tespitteki yüzölçüm ve vasıflarıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer davalı parsellerin ise tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
5.Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 21.06.2017 tarihli ve 2016/148 Esas, 2017/5814 Karar sayılı kararıyla “İlk Derece Mahkemesince kısa kararda Şırnak ili, … ilçesi, … Köyü 117 ada 1 ve 2 parsel sayılı ve 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespitteki yüzölçümü ile orman vasfıyla maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda taşınmazların tespitteki yüzölçümü ve vasıflarıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında taşınmazın vasfı konusunda çelişki oluşturulduğu ve hükmün bu haliyle kendi içinde çelişkili olduğuna değinilerek” hüküm bozulmuştur.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “davacı … Tüzel Kişiliğinin davasının reddi ile Şırnak ili, … ilçesi, … Köyü 117 ada 1 ve 2 parsel sayılı ve 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 1/12 şer hisse ile … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …., … oğlu …, …. oğlu …, .. oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, … oğlu …, … oğlu … adlarına yapılan tespitlerinin iptali ile Şırnak ili, … ilçesi, … Köyü 117 ada 1 ve 2 parsel sayılı ve 122 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespitteki yüzöçlümü ile orman vasıfıyla maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, 120 ada 1,2 ve 3 parsel sayılı, 121 ada 1 parsel sayılı ve 117 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı … … vekili, davalılar … ve arkadaşları vekili, davacı … Tüzel Kişiliği vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle, 117 ada 1 ve 2 parsel ile 122 ada 1 parsel bakımından eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini, söz konusu taşınmazların tespit gibi hissesi oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı … ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde özetle, 117 ada 1 ve 2 parsel ile 122 ada 1 parsel bakımından eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini, söz konusu taşınmazların tespit gibi hisseleri oranda müvekkilleri adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Davacı … Tüzel Kişiliği vekili temyiz dilekçesinde özetle, 2002/30 Esas, 2004/14 Karar sayılı kesinleşen mahkeme kararı ile taşınmazların köyün merası olduğunun sabit olduğunu, İlk Derece Mahkemesince eksik incelemeyle karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların mera vasfında olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da yöntemince mera araştırması yapılmamış ve taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı kesin olarak saptanmamış, somut verilere dayalı bilgi içermeyen tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan zirai raporla yetinilmiştir. Öte yandan, bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince öncelikle çekişmeli taşınmaza ait temin edilebilen en eski hava fotoğrafları ile tespit tarihi olan 2009 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, taşınmaza komşu durumunda bulunan taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler celbedilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat bilirkişisi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif icra edilmeli ve bu keşif sırasında dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların her birinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera veya meradan açma olup olmadığı, çevrede mera parseli mevcut ise, meranın kadim mera mı yoksa tahsisli mera mı olduğu, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve dinlenilen tanık ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette, mera parseli ile karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, kadim mera olup olmadığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya işlemine konu edilip edilmediği hususunu bildiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu belirtir şekilde rapor düzenlenmesi istenilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesince bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı …, davalılar … ve arkadaşları, davacı … Tüzel Kişiliğine ayrı ayrı iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 … içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.