Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/1894 E. 2023/3483 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1894
KARAR NO : 2023/3483
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen dosya davacıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen dosya davacıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 181 ada 115 parsel sayılı 4.641,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, eşit paylarla davalı … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

2. Asıl dava dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 181 ada 115 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı taraf açısından oluşması gerektiğini, yapılan çalışmaların kanun ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleşen dosya davacıları … ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 181 ada 115 parsel sayılı taşınmazın tespit malikinin eşi olan …’dan intikal ettiğini, yalnızca …’nın mirasçılarına miras yoluyla intikal etmesi gerekirken, kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak … adına kaydedilerek, …’nın ilk evliliğinden doğan çocuğu müteveffa … ile mirasçıları da miras yoluyla paylı ortaklardan olarak kaydedildiğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptal edilerek taşınmazın …’nın mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … ve arkadaşları cevap dilekçelerinde, taşınmazın davacıların ve kendilerinin murisi Halil Topu adına malik sıfatı ile kaydedildiğini, ancak bu taşınmaz …’nın eşi …’nın zilyetliğinden geldiğini, kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak … adına kaydedilerek …’nın ilk evliliğinden doğan çocuğu müteveffa babası … ile mirasçıları da miras yoluyla paylı ortaklardan olarak kaydedildiğini, babaları … başka anneden olduğu için söz konusu yerde söz hakkı bulunmadığını, …’nın vefatından sonra söz konusu taşınmazın atıl olarak kaldığını ve üzerinde 40 yılı aşkın süredir bu yerde herhangi bir ekim dikim ya da tarım işlemi gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili olan davalının kadastro çalışmalarından haberdar olmadığını, taşınmazın davalı … kardeşleri adına mirasçısı oldukları …’ dan dolayı malik sıfatı ile kaydedildiğini, ancak bu taşınmazın …’nın eşi …’nın zilyetliğinden geldiğini, ilk evliliğinden doğan çocuğu davalının babası … ile mirasçıları da miras yoluyla payı ortaklardan olarak kaydedildiğini, ancak davalının babasının bu yerde söz hakkı bulunmadığını, mirasçı olmaması nedeniyle davadan taraf olarak çıkartılmasını istediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, keşif incelemesi ve gözleminde, taşınmazın güneybatısında bir kısım alanın buğday ekini ile kaplı olduğu, kalan kısımlarının tamamıyla yüksek engebeli, taşlık, kayalık, doğal bitki örtüsü otlarla kaplı olduğu, bilirkişi kurulunca hazırlanan raporda, taşınmaza ilişkin hava fotoğraflarının ve 2008 tarihli uydu fotoğrafının değerlendirilmesinde, taşınmazın taşlık, çalılık, tarımsal faaliyet yapılmadığının tespit edildiği, 181 ada 114 parsel içindeki pınarın oluşturduğu dereciğin taşınmazın içinden geçtiği, taşınmazın 2010 tarihli ortofoto görüntüsü ile 2013 ve sonraki yıllara ait uydu fotoğraflarının değerlendirilmesinde, yol ile sınırında az bir bölümde tarımsal faaliyetin yapıldığının, geri kalan büyük bir bölümünün taşlık, kayalık, tarımsal faaliyet yapılmayan doğal görünümde olduğunun, toprak yapısının incelenmesinde yoğun taşlık, kayalık, doğal görünümde olduğunun ve taşınmazın emek ve masraf harcanarak imar ihyasının yapılmadığının belirtildiği, bu nedenle davalılar ile birleşen dosya davacıları lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacı …’nin davasının kabulüne, birleşen dosya davacılarının davalarının sübut bulmadığından reddine, 181 ada 115 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi kapsamında yapılan kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın Hazine adına, kadastro tutanağındaki yüzölçüm ve niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve numarası kararına karşı asıl davanın davalıları ve birleşen davanın davacıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl davanın davalıları ve birleşen dosya davacıları vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, taşınmazı nadas usulü ile ektiklerini ve kısmen imar-ihya edilen kısımların adlarına tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle, davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın bulunduğu alanın, 766 sayılı Tapulama Kanunu’na göre yapılarak 29.09.1983 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmalarında tapulama harici olarak bırakılan alanda kaldığı; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1 nci maddesi kapsamında 2017 yılında tamamlanarak 2018 yılında kesinleşen orman kadastrosu çalışması sonucunda parselin tamamının orman sınırları dışında orman sayılmayan alanda kaldığı; 1953-1980-1992 tarihli hava fotoğraflarında doğal yapıda olduğu imar ihya edilmediği ve tarımsal faaliyet yapılmadığı; 2008-2010-2013-2016 tarihli uydu görüntülerinde büyük bir bölümünün doğal yapıda taşlık ve çalılık olduğu ve tarımsal faaliyet yapılmadığı; taşınmazın doğal eğiminin % 25 olduğu, sınırlarını belirleyen ayırt edici herhangi bir unsur bulunmadığı; imar ihyanın tamamlanmadığı ve ıslah edilerek tarım toprağı sıfatı oluşmadığı; dolayısıyla şahıslar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle birleşen dosya davacıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, asıl davanın davalıları ve birleşen davanın davacıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davanın davalıları ve birleşen davanın davacıları vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde gerçek kişiler lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygunolup asıl davanın davalıları ve birleşen davanın davacıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.