Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/1610 E. 2023/4510 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1610
KARAR NO : 2023/4510
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2010/114 E., 2016/3 K.
KARAR : Asıl ve birleşen davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda birleşen dava olan Uludere Kadastro Mahkemesinin 2010/113 Esas … dosyasında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı …, davacı …, davacı … vekili, davacı … ve davacı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kadastro sırasında, Şırnak ili Uludere ilçesi … 477 ada 1 parsel … 442,74 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz iki adet taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 477 ada 2 parsel … 273,32 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 477 ada 3 parsel … 215,74 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 477 ada 4 parsel … 470,53 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 478 ada 1 parsel … 505 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 478 ada 2 parsel … 54,71 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kargir dükkan ve arsa vasfıyla 28.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 478 ada 3 parsel … 885,58 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 478 ada 4 parsel … 335,39 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz arsa vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 1 parsel … 212,50 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 2 parsel … 684,65 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 3 parsel … 911,38 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile …adına; 479 ada 4 parsel … 202,72 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 5 parsel … 629,30 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 6 parsel … 1.477,35 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz taş ev ve bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 479 ada 7 parsel … 3.428,50 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile … adına; 475 ada 4 parsel … 739,89 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kargir cami binası ve arsası vasfıyla 02.03.2010 tarihinde, 476 ada 1 parsel … 2.847,90 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla 01.03.2010 tarihinde, 479 ada 9 parsel … 4.694,62 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla 03.03.2010 tarihinde tam hisse ile Hazine adına tespit edilmiştir.

2. Asıl davanın davacısı … vekili 28.05.2010 tarihli dava dilekçesinde; Uludere ilçesi Hilal Beldesinde yapılan kadastro çalışmaları esnasında, müvekkili olan davacıya babasından kalan 478 ada 1, 2, 3, 4, 479 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 477 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel … taşınmazların … adına; 476 ada 1, 479 ada 9 ve 475 ada 4 parsel … taşınmazların ise Hazine adına tespit edildiğini, bu taşınmazların 100 yılı aşkın süredir davacının babası tarafından, vefatından sonra da 40 yıldır davacı tarafından eklip biçildiğini, 1946 dan beri vergilerinin ödendiğini ileri sürerek, kadastro tespitlerinin iptali ile davacı adına tescilini talep ettikten sonra; davacı …, 20.04.2015 tarihli keşifte alınan beyanında, dava konusu ettiği 479 ada 9 parsel yönünden yanlışlıkla dava açtığını belirterek, bu parsele ilişkin davasından feragat ettiğini ifade etmiştir.

3. Birleşen davanın davacısı …, 17.05.2010 tarihli dava dilekçesiyle; Uludere ilçesi Hilal Beldesi … Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 479 ada 9 parsel taşınmazın adına tescil edilmesi gerekirken Hazine adına tescil edildiğini belirterek, taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle dava açmış ve Uludere Kadastro Mahkemesinin 2010/113 Esas numarası üzerinden yapılan yargılama sonunda 02.05.2012 tarihli kararla, “davacının dava konusu taşınmaz üzerinde uzun zamandır zirai faaliyet yapılmadığı, bu haliyle de davacının ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, Şırnak ili Uludere ilçesi Hilal Köyü … Mahallesi mahalle içi mevkiinde bulunan 479 ada 9 parsel numaralı taşınmazın ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına Tapu Siciline tespit ve tesciline” karar verilmiş olup, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 30.10.2014 tarih ve 2014/8274 Esas, 2014/8916 Karar … ilamıyla, “aynı parsele ilişkin derdest davaların birleştirilmesi gerektiği” açıklanarak hükmün bozulmasına karar verilmiş ve bozma sonrası dava dosyası 2015/1 Esas sırasına kaydedildikten sonra, yargılama sırasında 27.01.2015 tarihinde temyiz incelemesine konu 2010/114 Esas numaralı eldeki dosyayla birleştirilmiştir.

4. Birleşen 2015/3 Esas … dava dosyasının davacıları …, …, …, …, … ve … vekili 28.05.2010 tarihli dilekçesinde; dava konusu diğer taşınmazlar dışında 479 ada 9 parsel … taşınmazın Hazine adına kadastro tespitinin yapıldığını, bu taşınmazın davacılar tarafından 100 yıla yakın zamandır malik sıfatıyla çekişmesiz ve aralıksız kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazların adına tescilini talep etmiş; yargılama sırasında dava dosyası 06.03.2015 tarihinde temyiz incelemesine konu 2010/114 Esas … eldeki dosya ile birleştirildikten sonra, davacı … 20.04.2015 tarihli keşifte, dava konusu 479 ada 9 parseli yanlışlıkla dava konusu ettiğini bu parsel hakkında herhangi bir hak iddia etmediğini belirterek, bu parsele ilişkin davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.

5. Asli müdahil Orman İdaresi temsilcisi 15.02.2016 tarihli müdahale dilekçesinde; davanın reddi ile dava konusu taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
1. Asıl davanın davalısı … duruşmadaki beyanında; kendi yerinin davacı … ile ilgisinin olmadığını, bu yerin yaklaşık 40 – 50 yıldır davacı … ile tartışmalı olduğunu, davacı …’in ailesi ile uzun zamandır davalı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Asıl ve birleşen davaların davalısı Hazine temsilcisi; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar davaya konu yerlerin davacılara ait olduğunu beyan etmiş olsalar da yapılan keşifler neticesinde dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından taşınmazların herhangi bir imar ve ihya sonucunda tarıma elverişli yerler haline getirilmediğinin, taşınmazların eğiminin %12 den fazla olduğunun tespit edildiği, bununda davaya konu taşınmazda tarım arazisi olarak nitelendirilmesi için gerekli eğimden çok daha fazla olduğu, en eski tarihli hava fotoğraflarının incelendiği orman mühendisinin 09.06.2015 tarihli raporunda, davaya konu yerlerin orman sayılan yerlerden olduğunun tespit edildiği, keşif mahallinde yapılan gözlemlerden imar ihyaya ait herhangi bir durumun varlığının tespit edilemediği gerekçesiyle, mahkemenin asıl 2010/114 Esas … dosyasındaki ve birleşen 2015/1 Esas ve 2015/3 Esas … dosyalarındaki davaların reddine, davaya konu Uludere ilçesi Hilal beldesi Yıldız mahallesi 478 ada 1,2,3,4, 479 ada 1,2,3,4,5,6,7, 9 , 477 ada 1,2,3,4, 476 ada 1 ile 475 ada 4 parsel … taşınmazların tespit gibi tesciline, karar kesinleştiğinde kesinleşen kadastro tespit tutanağı gereğince işlem yapılması için tespit tutanağı ve eklerinin Uludere Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,” karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı …, davacı …, davacı … vekili, davacı Abdülmecit Kara ve davacı … tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı … temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, re’sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davacı … temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini ve kendisine itiraz hakkı verilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu sebeplerle ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Davacı … vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, davacı ve ataları tarafından taşınmazın ekildiğinin tanık beyanlarında belirtildiğini, mahalli bilirkişilerin kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapılmadığını belirttiklerini, tanıkların keşif esnasında değil duruşmada dinlendiklerini belirterek, bu sebeplerle ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

4. Davacı … temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanık ve bilirkişi beyanlarında taşınmazların orman ve Hazine ile ilgisinin olmadığının belirtildiğini, zilyetlik, kamulaştırma kararları ve diğer belgelerin dikkate alınmadığını, 479 ada 9 parsel yönünden feragatte bulunulduğu belirtilmiş ise de feragatte bulunmadığını, keşifte gösterilen yerle feragatte bulunduğu iddia edilen 479 ada 9 parselin farklı yerler olduğunu, dolayısıyla feragatin geçersiz olduğunu, çalılık ve bir kaç … nedeniyle orman sayılmasının doğru olmadığını, komşu tapulu taşınmazlarla karşılaştırılması gerektiğini, orman olması halinde ise sadece bu kısma ayrı bir numara verilerek ayrılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

5. Davacı … temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanık ve bilirkişi beyanlarında taşınmazların orman ve Hazine ile ilgisinin olmadığının belirtildiğini, zilyetlik, kamulaştırma kararları ve diğer belgelerin dikkate alınmadığını, çalılık ve bir kaç … nedeniyle orman sayılmasının doğru olmadığını, komşu tapulu taşınmazlarla karşılaştırılması gerektiğini, orman olması halinde ise sadece bu kısma ayrı bir numara verilerek ayrılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kadastro Kanunu (3402 … Kanun),

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı …, davacı …, davacı … vekili, davacı Abdülmecit Kara ve davacı …’nın temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle ;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

29,20′ şer TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 240,65’er TL’nin temyiz eden … ve …’dan ayrı ayrı alınmasına, 179,90’ar TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 89,95’er TL’nin temyiz eden … ve …’dan ayrı ayrı alınmasına, 31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 238,45 TL’nin temyiz eden davacı …’ dan alınmasına,

1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.