Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/1126 E. 2023/2295 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1126
KARAR NO : 2023/2295
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen Kadastro Tespitine İtiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nce, bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kadastro sırasında, … ili … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 143 ada 11 parsel sayılı 26.399,65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına; temyize konu edilmeyen 149 ada 1 parsel sayılı 1.294.189,15 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.

2.Davacı … dava dilekçesiyle; yaklaşık olarak 6.000,00 m2’lik çayır vasfındaki taşınmaz babasından kendisine intikal ettiği halde kadastro sırasında 143 ada 11 ve 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazların içinde tespit edildiğini belirterek, bu kısmın murisi … mirasçıları adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtıktan sonra, mahallinde yapılan keşifler sırasında taşınmazın babasından intikal ettiğini ve mirasçılar arasında yapılan taksim ile kendisine verildiğini beyan ederek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ve ayrı yargılama sırasında taşınmazların 1937 tarih ve 144 sıra numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığını iddia etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davada taraf sıfatlarının bulunmaması nedeniyle davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların mera vasfında olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2015 tarih ve 2009/78 Esas, 2015/32 Karar sayılı önceki kararı ile, “dava konusu 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan 12.06.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü ile 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (C) harfi ile gösterilen bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın teknik bilirkişiler Adem Altaş ve Salih Sancar tarafından hazırlanan 12.06.2015 havale tarihli rapora ekli 2 nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 2.267,81 metrekarelik bölümünün, taşınmazdan ifrazı ile davacı … adına tesciline, taşınmazın geriye kalan bölümünün tespit gibi tesciline, yine 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın aynı rapora ekli 1 nolu krokide (C) harfi ile gösterilen 992,97 metrekarelik bölümünün taşınmazdan ifrazı ile davacı … adına tesciline, taşınmazın geriye kalan bölümünün tespit gibi tesciline” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen önceki kararı, davalı Hazine temsilcisi, … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarih ve 2018/455 Esas, 2018/1041 Karar sayılı ilamıyla; “dava konusu taşınmazların tespit tarihi olan 2009 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler (komşu köylerden ve dava konusu taşınmazların bulunduğu köyden), taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün sınırında bulunan 143 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadim mera olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmesi; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılması; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmesi, teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınması, ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak niteliğinde olup olmadığını, özellikle 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüyle, taşınmazın geri kalan bölümü ve aynı taşınmaz bölümüyle, mera olarak sınırlandırılmış olan komşu 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaz arasında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını belirtir, toprak yapısını mukayese eder nitelikte, yine 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümüyle, taşınmazın geri kalan bölümü arasında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını belirtir, toprak yapısını mukayese eder nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, rapor ekinde taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş, özellikle komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesinin istenilmesi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, mera, yaylak veya kışlak vasfı taşıyıp taşımadıklarını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine ve kabule göre de, meralar tescile tabi olmayıp 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 16/B maddesi hükmü uyarınca sınırlandırmaya tabi bulunduğu göz önüne alınarak, dava konusu 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilen ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan bölümünün mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar vermek gerekirken, tespit gibi tesciline karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemsinece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 31.07.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen kısmı üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, 149 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ise mera vasfında olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, temyize konu 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, 31.07.2019 havale tarihli fen raporunda (A) harfi ile gösterilen 2267,81 metrekarelik alanın ifrazı ile adanın son parsel numarasını alarak davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 11 parsel sayılı taşınmaz içinde geriye kalan alanın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, temyize konu edilmeyen 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydına” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı, davalı Hazine temsilcisi ve davalı … vekili tarafından temyiz ediliş; İlk Derece Mahkemesinin 20.08.2020 tarihli ek kararıyla, temyiz masraflarının yatırılmadığı gerekçesiyle davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar davacı tarafından temyiz edilmemiştir.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece taraf teşkilinin sağlanmadığını, dava konusu 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadim mera olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, dava konusu 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1. Dava, Kadastro Tespitine İtiraz davasıdır.

2. Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli 143 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 31.07.2019 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen kısmı üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … ile davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 125,50 TL’nin temyiz eden Şenkaya Belediye Başkanlığından alınmasına, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 … içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.