Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/934 E. 2022/5152 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/934
KARAR NO : 2022/5152
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun Gereğince Satışı Yapılan Taşınmaza Yönelik Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında Çeltikçi İlçesi Bağsaray Mahallesi çalışma alanında bulunan 5632 ve 5634 parsel sayılı 890,60 ve 2.845,47 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 yılından beri …’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 28.06.2012 tarihinde tescil edildikten sonra 15.07.2013 tarihinde 6292 Sayılı Kanun gereğince …’e satılarak bu kişi adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı …, 16.08.2013 tarihinde, 5632 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 5634 parsel sayılı taşınmazın 1/2 kısmının kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 5632 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, 5634 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesine ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 5632 parsel sayılı taşınmaz yönünden, taşınmaz üzerindeki kavak ve diğer ağaçların davacı tarafından dikildiği ve bakımının da davacı tarafından yapıldığı, dolayısı ile taşınmazın davacının fiili kullanımında bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 5634 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davacının fiili kullanımı ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, 5632 parsel sayılı taşınmaz yönünden varılan sonuç dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi, 5634 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mahkeme gerekçesine itibar edilebilmesi mümkün değildir.
Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, üçüncü şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe üçüncü kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, üçüncü şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı …, eldeki davayı 16.08.2013 tarihinde açmış olup, çekişmeli taşınmazların ise dava tarihinden önceki tarih olan 15.07.2013 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca …’e satılarak bu kişi adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle taşınmazlar 6292 Sayılı Kanun uyarınca satılarak davalı … adına tescil edildiğine ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda 5632 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, 5634 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise ret kararı verilmekle birlikte öncelikle az yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddinin gerektiğinin düşünülmemesi isabetsiz olup, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.