Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/933 E. 2022/5144 K. 01.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/933
KARAR NO : 2022/5144
KARAR TARİHİ : 01.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun’un 7/1-b Maddesine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 102 ada 1 parsel sayılı 4.979,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve iş bu taşınmazın 30 yıldan beri …’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 15.07.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun gereğince 02.12.2014 tarihinde … Belediyesine devredilerek bu tüzel kişi adına tescil edilmiştir.
Davacı … ve müşterekleri, 13.07.2015 tarihinde, taşınmazın 1944 yılında iskan yolu ile … ‘e bedeli mukabilinde verilip, aynı tarihte bu kişi adına tapuya tescil edildiğini, bilahare 1961 yılında … mirasçıları tarafından kayden …’ye satıldığını, daha sonra ise … 1. Noterliğinin 01.07.1997 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile murisleri …’e satıldığını ileri sürerek 6292 sayılı Kanun’un 7/1-b maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar ” başlıklı 7. maddesinde; “(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda izah edilen 6292 Sayılı Kanun’un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, idareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, idarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi onun yerine rayiç bedelini ödeyebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmaz verebileceği hatta idarenin kanunda belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği anlaşılmaktadır.
Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
Somut olayda, davacı … ve müşterekleri, dava dilekçesinde dava konusu 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın … adına kayıtlı iskan tapusu kapsamında kaldığını ve taşınmazı murisleri …’in “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” ile satın aldığını ileri sürerek taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarılmış olması nedeni ile bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesi kapsamında tapu kaydının iptali ve adlarına tapuya tescilini talep etmektedir. Dolayısıyla, eldeki davanın hukuki dayanağı ve sebebi 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacılar dava öncesinde bu istemle idareye başvurduğunu ancak sonuç alamadığını dile getirmektedir.
Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacının eldeki davadaki talebi ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde; dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurup başvurmadığı hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapunun 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadığı, tapu kaydı belirtilen nitelikleri taşısa bile, taşınmazın bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadığı, taşınmazın yerine rayiç bedelin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı tapu iptali ve tescil isteminde bulunsa da maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava davacı lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet hakkının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kaydı uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davanın kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “ İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar, yine 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca; davacının davasının yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında … Belediyesi adına tescil edilmesi nedeni ile dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine 01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.