Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/7737 E. 2023/892 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7737
KARAR NO : 2023/892
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/224 E., 2021/379 K.
KARAR : Davanın açılmamış sayılması

Taraflar arasında görülen tescil davasında İlk Derece Mahkemesince verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı mirasçılarından … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; … ilçesi … Köyünde bulunan ve sınırları dava dilekçesinde belirtilen tapusuz taşınmazın, tarla cinsi ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davalı … vekili, davalı … Belediyesi Başkanlığı vekili ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2016 tarih ve 2014/132 Esas, 2016/319 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.550,83 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın aynı yerdeki davacı adına kayıtlı 280 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2014/132 Esas, 2016/319 Karar sayılı kararı, davalı Hazine vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarih ve 2017/330 Esas, 2019/5569 Karar sayılı ilamıyla; “eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” açıklanarak, ilk derece mahkemesi karır bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma ilamına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 04.06.2021 tarih ve 2020/224 Esas, 2021/379 Karar sayılı kararıyla; 19.02.2021 tarihinde yapılan duruşmaya usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen tarafların katılmadığı, mazeret de bildirmedikleri, taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, dosya hakkında davanın taraflarınca üç ay içinde yenileme talebi bulunmadığı gerekçesiyle 06.01.2021 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı mirasçılarından … tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçılarından … temyiz dilekçesinde özetle; kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebliğ evrakında muhatabın tevziat saatlerinden adrese dönüp dönmeyeceği saptanıp tevsik edilmediği gibi ilmuhaber fişin kapıya yapıştırılması işleminden hangi komşunun haberdar edildiğinin belirtilmediğini, haber bırakılan kişinin açık kimliğinin yazılmadığını, haber bırakılan kişinin isimden imtina hakkı bulunmadığını, tebligatın kendisine ulaşmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapuya kayıtlı olmayan taşınmaz hakkında tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun), 3402 sayılı Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun), 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 21 inci maddesi, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 uncu maddesi,

3. Değerlendirme
1. 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasında“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama hâlinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Maddede düzenlenen iki halden biri adreste bulunmama, diğeri ise tebellüğden imtinadır. Tebligat görevlisi tarafından belirtilen adrese gidildiğinde adresin doğru olduğu ancak muhatap ya da muhatap adına tebliği almaya yetkili diğer kimselerin adreste bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde tebliğ imkânsızlığı, adreste bulunan kimseler tarafından tebliğ evrakının kabulden kaçınılması halinde ise tebellüğden imtina söz konusu olur.
Mernis adresi şerhi verilerek yapılan tebliğler hariç, muhatap ya da muhatap adına tebliği almaya yetkili diğer kimselerin adreste bulunmaması veya tebelllüğden kaçınılması hâlinde tebliğ işlemleri 7201 sayılı Kanun’un 21/1 inci ve 23/7 nci maddeleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1 ve 35 inci maddelerinde öngörüldüğü şekilde yapılmalıdır. Aksi hâlde tebligat usulsüz olur (Muşul, T.: Tebligat Hukuku, … 2018, s. 347-348).
Muhatabın ya da muhatap adına tebliği almaya yetkili diğer kimselerin adreste bulunmaması hâlinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” hükmü öngörülmüştür.
Tebliğ memurunun 7201 sayılı Kanun’un 21/1 inci maddesine göre tebligat yapabilmesi için önce muhatap tebliğ evrakında belirtilen adreste oturmakla birlikte posta dağıtım saatinde muhatap veya muhatap adına kendisine tebliğ yapılacak kimseden hiçbirinin gösterilen adreste bulunmadığını, adreste geçici olarak bulunmama sebebini ve posta dağıtım saatinden sonra adrese döneceğini tahkik ve tevsik etmelidir. Adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyesi, zabıta amir veya memurlarından adreste bulunmama nedenini öğrenerek bu durumu tebliğ tutanağına yazıp altını beyanda bulunan kişiye imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde de bu durumu tebliğ mazbatasına yazarak kendisinin imzalaması gerekir. Daha sonra tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı Tebligat Kanunu’nun 21/1 inci maddesinde yazılı kişilerden birine imza karşılığı, tebliğ ettikten sonra tebellüğ edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber adreste bulunmama hâlinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gereklidir.

2. Somut olayda; davacı mirasçısı …’e duruşma gün ve saatini bildiren tebligata ilişkin tebliğ mazbatasında “…tevziat saatlerinde muhatabın adresi kapalı olduğundan isim vermekten kaçınan komşudan alınan sözlü beyana göre muhatap geçici olarak çarşıya gittiğinden … Mahallesi Muhtarına tebligat yapıldı, haber kağıdı yapıştırıldı, en yakın komşusuna haber verildi, komşu imza vermekten kaçındı…” açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.
Davacı mirasçısı …’e duruşma gün ve saatini bildirir tebligatta, muhatabın adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebinin sorulduğu ve haber bırakılan kişinin açık kimliğinin yer almadığı, oysa ki imzadan imtina edilebileceği hâlde isimden imtina edilemeyeceği, bu hâliyle davacı mirasçısı …’e yapılan tebligatın 7201 sayılı Kanun’un 21/1 inci ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1 inci maddesine uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu halde; İlk Derece Mahkemesince, taraflarca takip edilmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılması, sonrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440/III-1, 2, 3 ve 4 üncü bentleri gereğince karar düzeltme yolu kapalı olduğuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.