Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/7284 E. 2023/5530 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7284
KARAR NO : 2023/5530
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1273 Esas 2022/1471 Karar
KARAR : İstinaf talebinin reddine, kamu düzeni nedeni ile yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/29 Esas 2022/181Karar

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine, kamu düzeni nedeni ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle yeniden hüküm tesisine şeklinde karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında, … ili Merkez ilçesi … Köyü / Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 839 parsel … 2.320,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, 114 ada 168 parsel numarasıyla 1.858,99 m2 yüz ölçümlü olarak; dahili davalı adına tapuda kayıtlı bulunan eski 845 parsel … 11.960,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ise, 114 ada 170 parsel numarasıyla 11.961,51 m2 yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; … ili Merkez ilçesi Elmacık Köyü / Mahallesi 839 parsel … taşınmazda vekil edeni olan davacının 3/4 oranında malik olduğunu, taşınmaz üzerinde … Kadastro Müdürlüğünce 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun)
22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi yoluna gidildiğini ve müvekkilinin kullandığı parselin yüzölçümünde maddi hata olduğunu belirterek, yapılan tespitin iptali ile taşınmazın tespit edilecek gerçek yüzölçümünün davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Dahili davalı vekili cevabında; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2020 tarih ve 2017/531 Esas 2020/92 Karar … kararı ile, davanın reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2020 tarih ve 2020/899 Esas 2020/924 Karar … kararı ile, ” Dava konusu taşınmazda davacının tam paylı malik olmadığının, 1/4 payla … oğlu … da paydaş olduğunun anlaşılmasına rağmen davada adı geçenin taraf olmadığı, bu haliyle davada aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemeyeceği, aktif dava ehliyetinin mevcudiyetinin dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmasının hukuken mümkün bulunmadığı, diğer taraftan uygulama kadastrosu ile oluşan tapunun iptaline ilişkin davalarda husumetin, davacıya ait taşınmazda eksilmeye neden olan taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebileceği, oysa, sunulan bilirkişi raporuna göre davacının taşınmazı aleyhine ortak sınır değiştirilen taşınmazların bulunduğunun anlaşıldığı, davacıya aleyhine ortak sınır değiştirilen taşınmazları belirleyip maliklerini davaya dahil etmek üzere süre ve imkan verilmemesinin hatalı olduğu, bunun dışında, fen bilirkişileri tarafından eski tarihli hava fotoğraflarında yapılan inceleme sonucunda ölçü, sınırlandırma, tersimat hatası yapıldığı belirtilse de hakim denetimine esas olacak şekilde rapora eklendiği, yalnızca keşifte alınan beyanlara göre eksik araştırma ile sonuca gidildiği açıklanarak, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle davacıya, davanın niteliği itibariyle yargılama neticesi verilecek hükümden diğer paydaşların da hukukunun etkilenecek olması nedeniyle … oğlu … davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan tanınması, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde, tapulamanın yapıldığı 1967 yılına yakın tarihli olabildiğince büyük ölçekte ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafı, en eski tarihli yüksek çözünürlüklü ortofoto ve uydu görüntüsünün CD ortamında Harita Genel Komutanlığı ve Kadastro Müdürlüğünden getirtilmesi, yine tesis kadastrosuna ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler ile uygulama kadastrosuna ait ada raporunın Kadastro Müdürlüğünden celp edilmesi, uygulama kadastrosu ile taşınmazın tapulama sınırı değiştirildiğinden Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği göz önüne alınarak, uygulama kadastrosunun teknik mühendislik bilgisi gerektirmesi sebebiyle davacı tarafa taşınmazının yüzölçümünde oluşan eksilmenin, hangi komşu taşınmazlardan kaynaklandığını belirlemesi ve belirlediği takdirde ise komşu parsellerin maliklerinin, taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmelerin tescil harici taşınmazdan kaynaklandığının anlaşılması halinde ise, Hazine ile ilgili Kamu Tüzel Kişilerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan verilmesi ve bu şekilde davacı tarafça Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf teşkilinin sağlanması, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya dahil edilen davalıların delillerinin toplanması ve sunulan delillere göre yerel bilirkişiler, varsa taraf tanıkları ve harita mühendisi vasfında fen bilirkişi eşliğinde keşif yapılması, yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu tarihi olan 1967 yılından günümüze dava konusu taşınmaz ve davaya dahil edilen komşularının sınırlarının sabit olup olmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıklarının tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanlarının tevsik edilmesi, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırların fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmesi, fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiğinin de gösterilmesi, fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve harita alınması, raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırmasınin istenmesi, çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olmasının, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olmasının istenilmesi, fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiğinin de gösterilmesinin istenilmesi ve bundan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ” gereğine değinelerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararır sonrası yapılan yargılama neticesinde, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, aktif husumete ilişkin eksikliğin sehven tamamlanmamış olduğunun anlaşıldığı, davacı vekili tarafından yalnızca fer’i müdahil olan …’un davaya dahil edilmesi gerektiğinin bildirilmesi nedeni ile fer’i müdahil …’un fer’i müdahil sıfatının dahili davalı olarak değiştirildiği, istinaf kaldırma kararında belirtilen eksik belgelerin, haritaların dosyaya kazandırıldığı, yerinde yeniden mahalli bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde keşif yapıldığı, fen bilirkişilerinden istinaf kaldırma ilamında belirtilen hususları kapsayacak şekilde rapor ve ek rapor alındığı, alınan raporun sonuç kısmında özetle; ” dava konusu Elmacık köyü eski 839 yeni 114 ada 168 parsel numaralı taşınmazın; kuzey, güney, doğu ve batı sınırlarında, keşif mahallinde hazır bulunan davacılar ve mahalli bilirkişilerin sınır göstermesi ve beyanları ile 3402 … Kanununun 22-a uygulama paftası, ortofoto harita ve 1955 ve 1964 tarihli hava forografları görünrüleri teknik yönetmelik hükümlerine göre hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda yönetmelikte tarif edilen sabit sınırlar olduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmaza 22-a maddesi hükümlerine göre yapılan uygulamanın tüm hudutları itibarıyle mevcut teknik mevzuat çerçevesinde doğru olduğu kanaatine varıldığının” bildirildiği, davacıya ve dahili davalı …’a ait olan taşınmaz arasında yer alan duvarın kadimden beri aynı şekilde bulunduğu, keşif esnasında dinlenilen mahalli bilirkişiler ve fer’i müdahil (dahili davalı) tanığının beyanlarından zeminin yıllardır aynı şekilde kullanıldığının, hiçbir değişiklik olmadığının anlaşıldığı, dava konusu parsel üzerinde Kadastro Müdürlüğü tarafından ölçü, tersimat ve yüzölçümü hesaplarının güncel teknoloji ve teknikler kullanılarak yapıldığı, davacı tarafından taşınmazların alındığı tarih ile şimdiki güncel tapu kaydındaki yüzölçümü farklılıklarının ilk tapulama sırasında yapılan sınırlandırma, ölçü, tersimat ve yüzölçümleri hesaplarının klasik yöntem ve teknirlerle yapılmasından kaynaklandığı, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin de beyanlarında zeminde herhangi bir değişikliğin olmadığını dile getirdikleri, meydana gelen değişikliğin davalı kurumdan ve komşu parsellerden kaynaklanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tarafların açtıkları el atmanın önlenmesi davasının bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, 08.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun çelişkiler içerdiğini, zemin durumu ve pafta arasında uyumsuzluk olduğu tespit edildiği halde hatayı düzeltmeye yönelik bir çözüm sunulmadığını, el atmanın önlenmesi dosyasındaki raporla eldeki dosyadaki raporun da çelişkili olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya içeriği, toplanan deliller ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2021/11609 – 9846 E-K … 30.09.2021 tarihli ilamında belirtildiği üzere, her bir paydaşın diğer paydaşları temsilen dava açmasının mümkün bulunmasına göre, davacı ve davalı …’a ait parsellerin ortak sınırlarının hava fotoğrafı ve eylemli durumla uyumlu yenileme kadastrosuna göre belirlenmesinin doğru olduğu, dolayısıyla tapulama sırasında ölçü ve sınırlandırma hatası yapıldığının anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmadığı, ancak, kadastro müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine ilişkin nedenlerle 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun)
353/1-b.2 maddesi uyarınca anılan mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden hüküm tesisine ve davalı … Kadastro Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, dahili davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 22/A maddesi,
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 … Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.