Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/7100 E. 2022/10424 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7100
KARAR NO : 2022/10424
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

YARGITAY KARARI
Kadastro sırasında… İlçesi…Köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 7; 160 ada 20-30; 161 ada 10- 49;164 ada 12 ve 166 ada 7-23 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ½ şer hisselerle ölü oldukları tutanakların beyanlar hanesinde gösterilerek (…evlatları) … ve…Savcı adlarına; 160 ada 29 parsel sayılı taşınmaz ise aynı nedenle ve ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde gösterilerek (…oğlu) … adına müstakilen tespit edilmiştir.
Davacılar … Savcı ve arkadaşları; çekişmeli 160 ada 20-30-161 ada 10 ve 49 parsellerin evveliyatının babaanneleri …’ye ait iken onun sağlığında yapılan taksim sonucunda kendi murisleri (… evlatları) …’ya düştüğü; dava konusu diğer 164 ada 12,166 ada 7-23, 147 ada 7 ve 160 ada 29 parsellerin ise evveliyatının dedeleri (…oğlu) …’ya ait olup onun sağlığında yapılan taksim ile yine kendi murisleri (… evlatları) …’ya düştüğü ve sonrasında da … tarafından taksim edildiği iddiasına dayanarak keşfen belirlenecek fiili kullanım sınırlarına göre ayrı ayrı … ve …Savcı mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 160 ada 20 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile 2/12 payın davacı (…oğlu) …; 2/12 payın( …kızı) … adlarına; bakiye 4/12 payın tespit maliki (… oğlu) … mirasçılarından …, … adlarına; bakiye 4/12 payın ise tespit maliki…Savcı adına tesciline; çekişmeli 166 ada 23, 161 ada 49, 161 ada 10 ve 166 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarda tespit maliki olan … Savcı adına yapılan (½) tespitin iptali ile … mirasçıları … ve müşterekleri ile davacı( …oğlu) … adına hükümde gösterilen paylarla tesciline; taşınmazın 336/672 ( ½) payının ise tespit gibi (…oğlu) … adına tesciline; çekişmeli 164 ada 12 parselde 05.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda D harfi ile gösterilen 540.76 m2 lik kısmın ifrazı ile birliğin son parsel numarası verilerek, bu bölümün; … mirasçıları … ve müşterekleri adına; ifrazdan sonra kalan bakiye bölümün ise (… oğlu) … mirasçıları … ve müşterekleri, …Savcı mirasçıları … ve … ile tespit malikleri … ve…Savcı adlarına hükümde gösterilen paylarla tesciline; 147 ada 7 parselde 05.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda B harfi ile belirtilen 274.99 m2 lik kısmın ifrazı ile birliğin son parsel numarası verilerek B harfli alana ilişkin davanın reddine, birliğin son parsel numarası verilen B harfli alanın tespit gibi tesciline, ifraz işleminden sonra dava konusu 147 ada 7 nolu parselin geri kalan kısmının kadastro tespitinin iptali ile, hükümde gösterilen paylarla (… oğlu) … mirasçıları … ve müşterekleri, tespit maliki … mirasçılarından …, …, … ile tespit maliki…Savcı adına hükümde gösterilen paylarla tesciline; 160 ada 29 parselin tespitinin iptali ile 1/6 şar payının (…evlatları) … ile … adlarına; bakiye 1/6 şar paylarının ise tespit maliki … mirasçılarından …, …, … adlarına tesciline; çekişmeli 160 ada 30 parselin kadastro tespitinin iptali ile, hükümde gösterilen paylarla (… oğlu) … mirasçıları … ve müşterekleri, tespit maliki … mirasçılarından …, …, … ile tespit maliki…Savcı adına hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.166 ada 23 parsele yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasanın 141/3. maddesi “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının 3. bendine göre; Mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da bir gereğidir. (HMK m. 27-(l)-c). Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemelere aykırı olarak 166 ada 23 parsel yönünden herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü gerekir.
2.147 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki; Mahkemece çekişmeli taşınmazda, tespit maliki …’in, babası …..,ten gelen miras paylarını kardeşi ve davacıların murisi …’e sattığı; buna göre …oğlu …’in mirasa dayalı hakkının bulunmadığı belirlendiğine ve …’in ölene kadar bu taşınmazda bulunan evde yaşadığının anlaşılmasına göre; çoğun içinde azda vardır kuralı ve …’in payını …’e devrettiğinin belirlenmesi nedeniyle; taşınmazın 5.6.2015 tarihli raporda B harfi ile gösterilen kısmı dışında kalan bölümlerinin ( …oğlu) varsa … mirasçıları arasındaki pay devirleri de dikkate alınarak payları oranında mirasçılar adına tescil edilmesi gerekirken; …’in bir kısım mirasçıları tarafından dava açılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde…mirasçılarına da pay verilmiş olması isabetsiz olup hükme yönelen temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
3.160 ada 20 ve 29 parseller ile 30 parsele yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, dava konusu bu taşınmazların …oğlu …’nın eşi …’den geldiği, buna göre …oğlu …’in mirasa dayalı hakkının bulunmadığı, davacı tarafça mirasçılar arası taksim yada miras payı devri yolu ile intikalinin ispatlanamadığı, bu taşınmazlardan 160 ada 20 ve 29 parsellerde …..,’in miras payını kardeşi …’e devrettiği; 160 ada 30 parselde ise …’in payını …..,’e devrettiği; ancak …’in diğer mirasçıları tarafından dava açılmaması sebebiyle tespit maliki (…oğlu) … Savcı lehine de pay verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi Mahkeme kabulü de dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; Davacı taraf, aşamalardaki beyanlarında, çekişmeli bu taşınmazlardan 160 ada 20 ve 30 parsellerin tespit malikerinden (…oğlu) …’in eşi …’den geldiği ; 160 ada 29 parselin ise zaten müstakil malik olarak tam hisse ile adına tespit yapılan …’e ait olduğu; 160 ada 20 ve 30 parseller yönünden; …’nin sağlığında yaptığı paylaştırma sonucunda 160 ada 20 parselin …’e düştüğü; 29 parselinde …’in tarafından davacı …’nın babası …’e devredildiği; 160 ada 30 parselin ise …’nin sağlar arası tasarrufu ile davacılar … ve …’in babası ……,’e verildiğini iddia etmişler ve taşınmazların belirttikleri şekilde tescili gerektiğini savunmuşlardır.
O halde, Mahkemece çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı tarafça iddia edildiği gibi davacı taraf murisi …’nin sağlığında yaptığı bir paylaştırma olup olmadığı, yapmış ise bu taşınmazı kime bıraktığı; 160 ada 29 parsel sayılı taşınmazın ise müstakil tespit maliki … tarafından davacıların iddia ettiği gibi …’e devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında; çekişmeli taşınmazların muris …’nin kocası ve davacıların dedesi (… oğlu) … tarafından, davacıların babaları (… evlatları) …ve …gurbetten dönünceye kadar kullanıldığı; onlar gelince bu taşınmazdan çekildiği ve …ve …’in taşınmazı kullandığı; …ve …’in anlaşması sonucu davacıların iddia ettiği gibi taşınmazın …’e düştüğü bildirilmiştir. Bu beyanlara göre; taşınmazın evveliyatının …’ye ait olduğu belirlenmiş olup, bu husus doğru olarak Mahkemenin de kabülündedir.
Ne var ki; Mahkemece 160 ada 20 ve 30 parseller yönünden …’nin; 160 ada 29 parsel yönünden ise tespit maliki …’in sağlığında yaptığı, bağış, hibe vs. gibi sağlar arası bir tasarrufları olup olmadığı, var ise taşınmazları kime devrettikleri; …’den geldiği kabul edilen taşınmazlarda, …’in kullanımının, … adına mı, yoksa davacılar adına mı olduğu, yine tespit maliki olduğu 160 ada 29 parseldeki kullanımının, davacıların iddia ettiği gibi evlatları ve davacılar murisleri olan …ve …adına mı olduğu; özellikle “…ve …gurbetteyken davacıların babası … tarafından kullanıldığı; adı geçenler köye döndükten sonra “…’in tarladan çekildiği” şeklinde” beyanların varlığına göre uyuşmazlığın çözümü için, …’in kullanıma son vermesinin, taşınmazın asli zilyetliğini ve mülkiyetini, sağlar arasında tasarruf ile davacıların babaları …ve …..,’e devretmesinden mi kaynaklandığı, yine …ve …’in gurbetten döndükten sonraki kullanımlarının da … terekesi ve/veya babaları … adına mı olduğu; yoksa müstakilen kendi adlarına mı olduğu hususunda alınan beyanlar yetersiz ve uyuşmazlığı çözmeye elverişsizdir.
Bu nedenle Mahkemece çekişmeli taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerin tümü ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak yukarıda zikredilen hususlar ile ilgili somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmeli, şayet, … ve … sağlıklarında paylaştırma yapmamışsa ve dahi adı geçenler öldükten sonra da tüm mirasçıların katılımı ile taşınmaz usulünce paylaşılmamışsa; çoğun içinde azda vardır kuralı gereği; …’den gelen taşınmazların …’nin tüm mirasçıları adına; …’den gelen ve adına tespit gören 160 ada 29 parselin ise yine tespit gibi … mirasçıları adına ( varsa pay devirleri de dikkate alınarak ) karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Kabule göre de; çekişmeli 120 ada 20 ve 30 parsel sayılı taşınmazların evveliyatının …’ye ait olduğu dosya kapsamıyla belirlendiğine, bir başka ifade ile taşınmazın tespit maliki…ile ilgisi bulunmadığına göre; bir kısım … mirasçılarının dava açmadığı gerekçesiyle; taşınmazın payının … mirasçısı olmayan…Savcı adına tesciline karar verilmiş olması; yine 120 ada 29 parsel sayılı taşınmazın müstakilen … adına tespit edildiği ve…Savcı mirasçıları tarafından bu parsele yönelik olarak açılan bir dava olmadığı yahut açılan davaya usulünce bir katılımları da bulunmadığı halde; 120 ada 29 parselde…Savcı adına tescil kararı verilmiş olması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.
4. 166 ada 7; 161 ada 10 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece; bu taşınmazların müşterek muris …’dan intikal ettiği; ancak alınan beyanlara göre, tespit maliki …’in, babası …’ten gelen miras paylarını kardeşi ve davacıların murisi …’e sattığı; buna göre …oğlu …’in mirasa dayalı hakkının bulunmadığı , davacı tarafça dava konusu taşınmazın murisleri …ve …’e babaları …’ten mirasçılar arası taksim yada miras payı devri yolu ile intikalinin ispatlanamadığı , bu nedenle dava konusu taşınmazın …oğlu …’in tüm mirasçılarına ait olduğu; ancak …’in bir kısım mirasçıları tarafından dava açılmaması sebebiyle yazılı şekilde …’e de pay verilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi Mahkeme kabulü de dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacı taraf, çekişmeli bu taşınmazın babaları …’in sağlığında yaptığı paylaştırma sonucu müstakilen kendi murisleri …’ya düştüğü iddiasıyla; taşınmazın … mirasçıları adına tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemenin kabulü; tespit maliki …’in, babası …’ten gelen miras paylarını kardeşi ve davacıların murisi …’e sattığı; buna göre …oğlu …’in mirasa dayalı hakkının bulunmadığı şeklinde olup bu kabul dosya kapsamına uygun olup ayrıca Mahkemenin bu kabulü ve gerekçesi tespit maliki…Savcı mirasçıları tarafından temyiz edilmemiştir.
Dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında; çekişmeli bu taşınmazın, …ve …gurbetteyken davacıların babası … tarafından kullanıldığı; adı geçenler köyü döndükten sonra “…’in tarladan çekildiği” şeklinde olup uyuşmazlığın çözümü için, …’in kullanıma son vermesinin, taşınmazın asli zilyetliğini ve mülkiyetini, sağlar arasında tasarruf ile davacıların babaları …ve …’e devretmesinden mi kaynaklandığı, yoksa sadece kullanımını mı devrettiği; …ve …’in kullanımının kendi adlarına mı? Yoksa babaları … adına mı olduğunun belirlenmesine bağlı olup bu hususlarda alınan beyanlar yetersiz ve uyuşmazlığı çözmeye elverişsizdir.
Bu nedenle Mahkemece çekişmeli taşınmaz başında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerin tümü ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak yukarıda zikredilen hususlar ile ilgili somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmeli, eğer asli zilyetliği ve mülkiyeti devretmişse, davacılar murisleri olan …ve …mirasçıları adına tesciline karar verilmeli; aksi halde ise yani, …’in asli zilyetliği devir iradesi yoksa ve …ve …’in kullanımı babaları … adına ise; çoğun içinde azda vardır kuralı gereği ve tespit maliki …’in de payını …’e devrettiğinin belirlenmesi nedeniyle; taşınmaz ( …oğlu) … mirasçıları adına; varsa mirasçılar arasındaki pay devirleri de dikkate alınmak suretiyle miras payları oranında tescile karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Kabule göre de; çekişmeli taşınmazda tespit maliki …’in payını davacılar murisi …’e devrettiği ve bu devir ile taşınmazda bir hakkı kalmadığı dosya kapsamıyla belirlendiği halde; bir kısım … mirasçılarının dava açmadığı gerekçesiyle; taşınmazın 224/672 payının … Savcı adına tesciline karar verilmiş olması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.
5. 164 ada 12 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava konusu taşınmazın D ile gösterilen bölümü dışında kalan kısmın…Savcı ile ilgisi bulunmadığı; bu bölümün evveliyatının dava dışı…ya ait iken 30 yıl evvel bir kısım davacılar murisi …’ya satılıp zilyetliğin devredildiği; Bu nedenle 5.6.2015 tarihli bilirkişi raporunda D ile gösterilen bölümün …mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; D harfi dışında kalan bölüm yönünden ise ; bu kısmın evveliyatının davacılar murisi …’e ait olduğu; …’ten mirasçılar arası taksim yada miras payı devri yolu ile intikalinin ispatlanamadığı; bu nedenle bu bölümün …oğlu …’in tüm mirasçılarına ait olduğu ancak …’in bir kısım mirasçıları tarafından dava açılmaması sebebiyle yazılı şekilde …’e de pay verilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi Mahkeme kabulü de dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Öncelikle, hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde; taşınmazın hangi bölümünün evveliyatının …’ya ait olduğu; hangi bölümünün…dan satın alındığı kabul edilen yer olduğu hususunda tereddüt hasıl olmuştur.
Şöyleki, Mahkemece D ile gösterilen bölümün…dan satın alınan yer olduğu kabul edilmiş ise de bilirkişi raporundan, …’ya ait olarak gösterilen yerin, taşınmazın D bölümü mü yoksa bakiye diğer kısmı mı olduğu hususu tam olarak anlaşılamamış; yine alınan beyanlarda; bu taşınmazın da …ve …gurbetteyken babaları … tarafından kullanıldığı; adı geçenler köye döndükten sonra “…’in tarladan çekildiği” şeklinde olup uyuşmazlığın çözümü için, …’in kullanıma son vermesinin, taşınmazın asli zilyetliğini ve mülkiyetini, sağlar arasında tasarruf ile davacıların babaları …ve …’e devretmesinden mi kaynaklandığı, yoksa sadece kullanımını mı devrettiği; …ve …’in kullanımının kendi adlarına mı, yoksa babaları … adına mı olduğunun belirlenmesi gerekmekte olup bu hususlarda alınan beyanlar yetersiz ve uyuşmazlığı çözmeye elverişsizdir.
Mahkemece çekişmeli taşınmaz başında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerin tümü ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak, taşınmazın davacılar murisi (…oğlu) …’e ait bölümü ile …’nın satın aldığı bölümlerin ayrı ayrı ve kuşkuya yol açmayacak şekilde belirlenmeli; bundan sonra …’e ait olduğu bildirilen taşınmazın evveliyatının kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği;…’e ait olduğu belirlenecek taşınmaz bölümünün; zilyetliğinin ve mülkiyetinin … tarafından devredilip devredilmediği belirlenmeli; eğer asli zilyetliği ve mülkiyeti devretmişse, davacılar murisleri olan …ve …mirasçıları adına tesciline karar verilmeli; aksi halde ise yani, …’in asli zilyetliği devir iradesi yoksa ve …ve …’in kullanımı babaları … adına ise; çoğun içinde azda vardır kuralı gereği, taşınmazın ( …oğlu) … mirasçıları adına; varsa mirasçılar arasındaki pay devirleri de dikkate alınmak suretiyle payları oranında tescile karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Kabule göre de; çekişmeli taşınmazda tespit maliki …’in payı bulunmadığı kabul edildiği halde; bir kısım … mirasçılarının dava açmadığı gerekçesiyle; … Savcı adına da paylı olarak tescile karar verilmiş olması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.
6. 161 ada 49 parsel sayılı taşınmaza yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, keşif mahallinde davacı tarafın beyanı ile 2/3 payı …ve 1/3 payı …mirasçıları adına müşterek tescili talep edilen bu taşınmazın; …’in teyzesinden aldığı kısım dışındaki alanı …oğlu …’nın eşinden geldiği, teyzeden alınan kısmın ise zeminde gösterilmek yerine 2/3 oranında …mirasçıları adına tescilinin talep edildiği, buna göre …oğlu…Savcı’nın dava konusu taşınmazda miras yoluyla gelen hakkının bulunmadığı, …’in teyzesinden satın aldığı kısmın tüm taşınmazın yüzölçümüne oranlanarak babadan gelen hakkı ile beraber taşınmazda 2/3 paylı malik olduğu yönünde kabulün hukuka aykırı olacağı, taşınmazın talepteki gibi paylı kullanıldığının ve davacı tarafça dava konusu taşınmazın murisleri …ve …’e babaları …’ten mirasçılar arası taksim ya da miras payı devri yolu ile intikalinin ispatlanamadığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın …oğlu …’in tüm mirasçılarına ait olduğu şeklindeki gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olup; Mahkeme’nin bu gerekçesi ile kastettiği hususlar; dosya kapsamından anlaşılamadığı ve hükme esas krokide gösterilmediğinden denetlenemediği gibi; “…’in teyzesinden satın aldığı kısım” dışında kalan kısmın …oğlu …’nın eşi …’den geldiğine dair sonuca da nasıl vardığı anlaşılamamaktadır.
Davacı taraf aşamalardaki beyanlarında çekişmeli bu taşınmazın 2/3 payının, davacı … murisi …tarafından teyzesinden satın alındığı; 1/3 payının ise babaanneleri … tarafından sağlığında yaptığı paylaştırma ile …ve …’e verildiğini iddia etmişlerdir.
O halde uyuşmazlığın çözümü için netleştirilmesi gereken husus; taşınmazın evveliyatının kime veya kimlere ait olduğu; davacı tarafın iddia ettiği gibi teyzelerinden satın aldıkları bir yer bulunup bulunmadığı; var ise taşınmazın hangi bölümü olduğu; …’nin sağlığında yaptığı, bağış, hibe vs. gibi sağlar arası bir tasarrufu olup olmadığı,var ise bu taşınmazı kime devrettiği, taşınmazın … eşi … tarafından kullanımının, … adına mı, yoksa davacı tarafların iddia ettiği gibi …ve …adına mı olduğu; …ve …’in gurbetten döndükten sonraki kullanımlarının … terekesi adına mı, yoksa müstakilen kendi adlarına mı olduğu hususları olup bu hususlarda alınan beyanlar yetersiz ve uyuşmazlığı çözmeye elverişsizdir.
Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmaz başında yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak yukarıda zikredilen hususlar ile ilgili somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; Mahkemece, çekişmeli taşınmazda tespit maliki …’in payı bulunmadığı kabul edildiği halde; bir kısım … mirasçılarının dava açmadığı gerekçesiyle; … Savcı adına da paylı olarak tescile karar verilmiş olması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle 166 ada 23 parsel; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 147 ada 7 parsel; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle 160 ada 20-29 ve 30 parseller; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle 166 ada 7; 161 ada 10 parseller; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle 164 ada 12 parsel; (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle ise 161 ada 49 parsel yönünden davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.