Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/7020 E. 2023/3484 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7020
KARAR NO : 2023/3484
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 163 ada 37 parsel sayılı 1.309,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, verasete iştirak hükümlerine göre davalılar … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 163 ada 37 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun) 14 ve 17 inci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı lehine oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın müvekkilleri olan davalıların 2020 yılında vefat eden babalarından intikal ettiğini ve babalarının bahçe olarak kullanmak üzere tahsis ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, keşifte dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişilerinin, davalıların babalarının taşınmazda çeşme yaptırmak amacıyla taşınmazı temizlettiğini ve bir iki defa taşınmaza ekin ektiğini beyan ettikleri, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde, taşınmazda tarımsal faaliyetin yapılmadığının, eğiminin % 40 olduğunun, taşınmazın üzerinde çok yıllık otsu bitkilerin bulunduğunun, imar – ihya edilmediğinin, tarım toprağı vasfını kazanmadığının belirtildiği, keşif tarihi itibari ile dahi taşınmazın yabani otlarla kaplı olduğu, dava konusu taşınmazın imar – ihyasının tamamlanmadığı, bu haliyle davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 163 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. Madde gereğince yapılan kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacı …’nin 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun 9/2. Maddesi gereği dava açmasının mümkün olmadığını, davalıların babasının 2020 yılında vefat ettiğini ve murislerinin 20 – 25 yıl taşınmazı bahçe olarak kullandığını, taşınmaz üzerinde halen ağaçlarının bulunduğunu, taşınmazın kullanımsız olmadığını ve davalıların murislerinin vefat etmeden önce hastalandığı için taşınmazın bakımsız kaldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın bulunduğu alanın, 766 sayılı Tapulama Kanunu’na (766 sayılı Kanun) göre yapılarak 29.09.1983 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmalarında tapulama harici olarak bırakılan alanda kaldığı; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1.maddesi kapsamında 2017 yılında tamamlanarak 2018 yılında kesinleşen orman kadastrosu çalışması sonucunda parselin tamamının orman sayılmayan ziraat arazileri olarak belirtilen alanda kaldığı; 1960-1971-1980-1992 tarihli hava fotoğraflarında orman ağacı ve çalı türü olmayıp geven gibi otsu sürüngen bitkilerle kaplı olduğunun görüldüğü; 1964-1983-2000 tarihli memleket haritalarında beyaz renkle boyalı açıklık alanda, amenajman planında sarı renkli açıklık alanlarda orman sayılmayan alanda kaldığı; 2008 tarihli uydu görüntüsünde kuzeyindeki komşu orman parseliyle bir bütünlük içinde olduğu ve tarım yapılmadığının görüldüğü, 2010-2013 yılı görüntülerinde komşu orman arazisiyle bir bütün halinde olup bir kısım alanın temizlenerek düzleştirildiği ancak tarım yapılmadığı, 2016 tarihli olanda taşlarının ve doğal bitkilerinin kısmen temizlendiği; doğal eğiminin eğimi % 40 olduğu, imar ihyanın tamamlanmadığı ve ıslah edilerek tarım toprağı sıfatı oluşmadığı; dolayısıyla davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 110,20 TL’nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.