Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6654 E. 2023/3797 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6654
KARAR NO : 2023/3797
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında, 101 ada 1 parsel sayılı 9.745,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında, kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yerden olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; … ili … ilçesi … Mahallesi 101 ada 1 ve 143 ada 1 parsel sayılı taşınmazların, Hazineye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazların davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14. ve 17. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşması gerektiğini, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Yargılama sırasında, davalının 143 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davayı kabul ettiğini beyan etmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince, davacı Hazinenin bu parsele ilişkin davası tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; 143 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davayı kabul ettiğini, ancak 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın babasından intikal ettiğini, taşınmazın tarım arazisi olduğunu ve eklemeli olarak 50 – 60 yıldan fazla bir süredir zilyet olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, müşterek hazırlanan bilirkişi raporunda 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile bölümlendirilerek iki farklı şekilde nitelendirildiği, (A) harfi ile belirtilen kısmın imar ihyasının tamamlanmadığı, tarım toprağı sıfatının oluşmadığı 1953, 1980, 1992 uçuş tarihli hava fotoğraflarında taşınmazda tarımsal üretim yapıldığına ilişkin herhangi bir iz, emarenin bulunmadığı, dere yatağı içerisinde kaldığı, 2008, 2011 ve 2021 yılı uydu görüntülerinde de dava konusu yerin ekilip sürülmediği, doğal bitki örtüsü ile kaplı olduğu, tarım toprağı vasfının oluşmadığı imar ve ihyasının tamamlanmadığı ve ayrıca davalı …’in de 28.06.2021 tarihli duruşmada (A) ile belirtilen bu kısmı son 20 yıllık süre içerisinde kullanmadığını kabul ettiği, (B) harfi ile belirtilen bölüm yönünden keşif incelemesi, mahalli ve tespit bilirkişi beyanları bilirkişi raporunda taşınmazın son 20 yıllık süreçte emek ve sermaye harcanarak imar, ihya ve ıslah çalışmasının tamamlanarak tarım toprağı özelliğinin kazandırıldığı, yerel ve teknik bilirkişilerin istikrarlı ve tutarlı anlatımlarında dava konusu yerin eskiden beri ekin ekilerek kullanıldığının ifade edildiği, bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere (B) ile belirtilen bu kısmın imar ihyasının tamamlanarak son 40 yıllık sürede kuru tarım teknikleri kullanılarak tarımsal faaliyette kullanıldığı, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, (B) bölümü üzerinde ise davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. madde gereğince yapılan kadastro tutanağının iptaline, 23.06.2021 tarihli müşterek bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 8.025,83 metrekarelik kısmın 101 ada 1 parsel sayısında … adına tarla niteliği ile, (A) harfi ile gösterilen 1.719,42 metrekarelik kısmın 101 ada son parsel sayısında tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen kısmı yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik araştırma ve inceleme yapıldığını ve davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın bulunduğu alanın, 766 sayılı Tapulama Kanunu’na (766 sayılı Kanun) göre yapılarak 29.09.1983 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmalarında idari orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici alan olarak bırakıldığı; … ilçesi … Mahallesinde 3116 sayılı Orman Kanunu’na (3116 sayılı Kanun) göre orman tahdidinin yapılmadığı, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1.maddesi kapsamında 2016 yılında tamamlanarak 01.01.2017 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu çalışması sonucunda parselin tamamının OS noktalarıyla çevrelenmiş P.18 parsel sayılı orman sayılmayan alanı oluşturduğu; kararın yalnızca davacı … tarafından istinaf edilmiş olunması nedeniyle parselin istinafa konu kısmının, davanın reddine karar verilen 8.025,83 metrekarelik (B) kısmı olduğu ve bu kısmın son 20 yıllık süreçte emek ve sermaye harcanarak imar, ihya ve ıslah çalışmasının tamamlanarak tarım toprağı özelliğinin kazandırıldığı, yerel ve teknik bilirkişilerin istikrarlı ve tutarlı anlatımlarında dava konusu yerin eskiden beri ekin ekilerek kullanıldığının ifade edildiği, 23.06.2021 tarihli müşterek hazırlanan bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere (B) ile belirtilen bu kısmın imar ihyasının tamamlanarak son 40 yıllık sürede kuru tarım teknikleri kullanılarak tarımsal faaliyette kullanıldığı gerekçesiyle bu kısma yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de, taşınmazın davanın kabulüne ve davacı … adına tapuya tesciline karar verilen A bölümüyle birlikte dört tarafı orman parseliyle çevrili olduğundan orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve 6831 sayılı Kanun’un 17/2. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, özel mülk olarak tescil edilemeyeceği ve orman olarak sınırlandırılması gerektiği, her ne kadar davacı … tarafından açıkça taşınmazın orman olduğu iddia edilmemişse de davacı Hazinenin davalı yararına edinim koşullarının oluşmadığına yönelik iddiasının taşınmazın niteliği ve özel mülke konu yerlerden olup olmadığı incelemesini de içerdiği ve yerleşik içtihatlarda da vurgulandığı üzere dört tarafı orman ile çevrili bu taşınmazlarda Hazine adına dahi olsa özel mülk tesis edilemeyeceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8.maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitinin iptaline ve parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesindeki ve yargılama sürecindeki savunmalarına ilaveten, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın (B) bölümü üzerinde müvekkili olan davalının uzun yıllardır zilyetliğinin bulunduğunu ve tanıklar ile bilirkişi raporuna göre de taşınmazın tarım arazisi olarak kullanıldığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

3402 sayılı Kanun’un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.