YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6631
KARAR NO : 2023/4663
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/820 E., 2022/767 K.
KARAR : Davanın Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2015/166 E., 2016/242 K.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna itiraz davasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kullanım kadastrosu sırasında, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 499 parsel … 40.737,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 … Orman Kanunu’nun (6831 … Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve krokisinde (A), (B), (C), (D), (E) harfi ile gösterilen kısımların kullanımsız, F, G ve H harfi ile gösterilen kısımların ise yol olarak kullanıldığı şerhi yazılarak, taşlık ve çalılık vasfıyla, Hazine adına tespit edilmiştir.
2. Davacı … ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri olan davacıların … ili … ilçesi … Mahallesi 499 parsel … taşınmazı zilyetlik devir senedi ile satın aldıklarını ve taşınmaz üzerinde kendilerine ait olan kısımda fiili kullanımlarının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dilekçesine ekli krokideki paylaşımlar uyarınca davacılar adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2016 tarih ve 2015/166 Esas, 2016/242 Karar … kararıyla, keşifte dinlenilenler tarafından taşınmazların yıllar öncesinde … tarafından ekilerek ya da hayvan otlatılarak kullanılan yerler olduğu söylenmiş ise de, gerek mahkeme gözleminde gerek fen bilirkişi raporuna ekli uydu görüntülerinden anlaşıldığı ve gerekse ziraat mühendisi bilirkişi raporunda ayrıntısıyla açıklandığı üzere büyük çoğunluğu birbiriyle bitişik durumda bulunan bu kısımların tamamının kayalık, taşlık ve çalılık olduğu, tespit tarihi ve öncesinde herhangi bir şekilde kullanıldıklarını gösteren bir fiziki görüntüde olmadıkları, büyük bölümünün gerek kendi aralarında ve gerekse dava dışı komşu taşınmazlarla zeminde doğal ya da yapay bir sınırının bulunmadığı gibi, bir kısmının sınırlarında bulunduğu keşifte gözlemlenen tel çit, dizili taş ve bez sınırlarının da tespit tarihi ve öncesinde zeminde bulunmadığı ve tespitten sonra yapılarak ayrı taşınmazlar oldukları izlenimi verilmeye çalışıldığı, yine bir çoğu taşlık, kayalık ve çalılık görüntüde olup, küçük bir kısmının ise yine tespit tarihinden sonra düzletilmeye ve temizletilmeye çalışılarak ya da bir kısmına yer yer fidan dikilerek, tespit tarihinden öncesinde kullanılan yerler oldukları izlenimi verilmeye çalışıldığı ancak tespit tarihinden sonraki eylemlerin hak sahibi olmayı sağlamak konusunda dikkate alınamayacakları, taşınmazların yıllar öncesinde (önceki kullanıcı olduğu ve davacılara devir yaptığı iddia olunan ve bir kısım davacılar vekilince davacıların bu kişinin mirasçıları olduğu belirtilmekle birlikte halen hayatta olduğundan muris konumunda olmayan) … tarafından o zamanın koşullarında hayvanla sürülerek işlendiği ya da hayvan otlatılarak kullanıldığı keşifte dinlenenlerce söylenmekle birlikte, bunlardan tutanak tanıkları tarafından ayrıca, tespitten önceki son 10 yıldır taşınmazın hiç kimse tarafından kullanılmadığı söylendiği gibi bilirkişi raporuyla da saptandığı, çok uzun yıllar öncesinde taşınmazı kullanan, ancak sonrasında taşınmazı kullanmadığı ve taşınmazdaki herhangi bir şekilde fiili hakimiyet de kurmadığı, bu nedenle kullanıcı sıfatı kalmadığı anlaşılan bir kişinin kağıt üzerinde gerçekleşen devirleriyle kullanım hakkının doğmayacağı, yine davacıların ya da murislerinin tapulu taşınmazlarının bitişiğinde bulunuyor olmalarının da kullanımsız 2/B arazilerini davacıların kullanımında kabul etmeye yetmeyeceği, sonuç olarak taşınmazların tümünün kullanımsız ve fiili hakimiyet kurulmamış yerler oldukları ve dolayısıyla tespitin doğru olduğu ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine, 499 parselin tespit gibi taşlık ve çalılık vasfıyla davalı Hazine adına tapuya tesciline, parsel hakkında 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) ek 4.maddesine göre yapılan kadastro tespitindeki gibi işlem yapılarak, beyanlar hanesindeki tüm şerhlerin aynen korunmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2017 tarih ve 2017/13 Esas, 2017/398 Karar … kararıyla, gerek ilk derece mahkemesince gerekse de mahkemece yapılan keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporlarında 31/12/2011 tarihinden önce davacıların çekişmeli taşınmazda ekonomik amaca uygun kullanımlarının bulunmadığı ancak dava konusu taşınmazın 16/11/1981 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında 347 parsel sayısında 47.850,00 metrekare yüzölçümü ile ve tarla vasfıyla tespit gören taşınmaz ile aynı yer olduğu ve 347 parselin kadastro tespitine karşı davacılardan önceki kullanımı bulunan … ‘ın mülkiyete ilişkin olarak Kadastro Mahkemesinde açtığı dava ile itiraz ettiği, bu davanın 04/10/2012 tarihinde kesinleştiği, dava devam ederken taşınmazın kullanılmamasının terk anlamında kabul edilemeyeceği ve davacıların aleyhine yorumlanmaması gerektiği, çünkü taşınmazın mülkiyetine ilişkin ihtilaf anılan mahkeme ilamı ile çözümlenmiş olduğundan, davanın derdest bulunduğu dönemde ki kullanılmama terk olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle … Kadastro Mahkemesinin anılan dosyası arasında çekişmeli taşınmazın zilyet edinilen bölümlerine ilişkin belirlemeler ile kamulaştırma dosyasında … ‘ın zilyetliğinde olduğu belirtilen bölümlerde, davacılar yararına 31/12/2011 tarihinden önce ekonomik amaca uygun kullanım bulunduğunun kabulünü gerektireceği, hal böyle olunca mülkiyete ilişkin davanın derdest bulunduğu dönem içerisinde bulunmayan kullanımın davacılar aleyhine yorumlanamayacağından istinaf incelemesi sırasında yapılan keşif sonucu düzenlenen rapor ve ek rapor uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak; davacı …, …, … ve …’in davalarının ayrı ayrı reddine, davacı …, … ve … Karataşın davalarının ayrı ayrı kabulüne, davacılar …, …, …, … ve …’nin davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne, çekişmeli 499 parsel … 40.737,17 metrekare yüzölçümlü taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan “6831 … Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır” şerhi muhafaza edilerek diğer kullanımsız olduğu belirtilen şerhlerinin iptaline ve dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine bilirkişilerin müşterek tanzim ettikleri 02.10.2017 tarihli rapor ve krokide “A harfi ile gösterilen 1.596,27 metrekare yüzölçümlü bölüm kullanımsızdır”, “C harfi ile gösterilen 6.738,08 metrekare yüzölçümlü bölüm kullanımsızdır”, “D harfi ile gösterilen 1721,89 metrekare yüzölçümlü bölüm kullanımsızdır”, “M harfi ile gösterilen 6.432,02 metrekare yüzölçümlü bölüm kullanımsızdır”, “L harfi ile gösterilen 9.331,82 metrekare yüzölçümlü bölüm kullanımsızdır”, “F harfi ile gösterilen 1.474,91 metrekare yüzölçümlü bölüm yol olarak kullanılmaktadır”, “G harfi ile gösterilen 3.530,28 metrekare yüzölçümlü bölüm yol olarak kullanılmaktadır”, “H harfi ile gösterilen 50,30 metrekare yüzölçümlü bölüm yol olarak kullanılmaktadır”, “B1 ile gösterilen 673,40 metrekare yüzölçümlü bölüm … oğlu …’ın kullanımındadır.”, “B2 ile gösterilen 718,00 metrekare yüzölçümlü bölüm … kızı …’in kullanımındadır.”, “B3 ile gösterilen 824,64 metrekare yüzölçümlü bölüm … kızı …’un kullanımındadır.”, “B4 ile gösterilen 837,08 metrekare yüzölçümlü bölüm … kızı …’nin kullanımındadır.”, “B5 ile gösterilen 318,19 metrekare yüzölçümlü bölüm Kerim oğlu …’ın kullanımındadır.”, “B6 ile gösterilen 475,93 metrekare yüzölçümlü bölüm Kerim oğlu …’ın kullanımındadır.”, “J1 ile gösterilen 470,66 metrekare yüzölçümlü bölüm … oğlu …’ın kullanımındadır.”, “J2 ile gösterilen 817,79 metrekare yüzölçümlü bölüm … oğlu …’ün kullanımındadır.”, “J3 ile gösterilen 1.786,26 metrekare yüzölçümlü bölüm İrfan kızı … ‘un kullanımındadır.” ve “J4 ile gösterilen 2.939,65 metrekare yüzölçümlü bölüm … oğlu …’ın kullanımındadır.”, şerhlerinin yazılmasına karar verilmiş, bilahare tashih şerhi ile hükmünün “A” maddesinin satırında ” Davalı … ‘in istinaf başvurusu yönünden” şeklinde yazılarak maddi hata yapıldığı belirtilerek bu kısmın HMK 304/1 maddesi gereğince “Davacılar vekili Av. … yönünden” şeklinde düzeltilmesine, “B” maddesinin 15. Satırında “B3 ile gösterilen 824,64 m² yüzölçümlü bölüm … kızı …’un kullanımındadır.”, şeklinde yazılarak maddi hata yapıldığı belirtilerek bu kısmın 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 304/1 maddesi gereğince “B3 ile gösterilen 824,364 metrekare yüzölçümlü bölüm … kızı …’un kullanımındadır.” şeklinde düzeltilmesine ve hükmün bu şekilde tashihine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Temyiz incelemesi neticesinde, Dairemizin 13.12.2021 tarih ve 2021/5825 Esas, 2021/12374 Karar … ilamıyla; “davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak istinaf başvurusunun kabul edildiği durumda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ve tüm talepler bakımından yeniden hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacılar vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile 6100 … Kanun’un 353/(1)-b.2 maddesine göre İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verildiği halde, yeniden kurulan hükümde davacı … ve …’ın talepleri yönünden yeniden hüküm kurulmamasının usul ve yasaya uygun düşmediği, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden ise, davacılar, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek dava açmış iseler de, İlk Derece Mahkemesi tarafından, 29.04.2016 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen tespit bilirkişilerinin, taşınmaz bölümleri üzerindeki ziraai ve inşai muhdesatların tespit gününden sonra dikildiğini ve yapıldığını, tespit tarinden sonra taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar tarafından teraslama çalışmalarının yapıldığını; dinlenen diğer kişilerin ise, taşınmazların, davacılar tarafından satın alınmasından önceki sahibi tarafından tarımsal amaçlı olarak kullanıldığını beyan ettikleri, yine İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazların taşlık ve kayalık olduğu, tarımsal faaliyet yapılmadığı belirtilmiş olup rapora ekli fotoğraflarda da taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun kullanım bulunmadığının, buna göre, kullanım kadastrosu tespitinin 2015 yılında yapılmış olduğu göz önüne alındığında, kadastro tespiti sırasında taşınmaz bölümlerinin davacılar tarafından kullanılmadığının belirlenmiş olması karşısında; İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının doğru olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince aksi düşünceyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk derece mahkemesince yapılan keşif, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları, komşu parsel tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre, kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli 499 parsel … 40.737,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 … Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve krokisinde (A), (B), (C), (D), (E) harfi ile gösterilen kısımların kullanımsız, F, G ve H harfi ile gösterilen kısımların ise yol olarak kullanıldığı şerhi yazılarak, taşlık ve çalılık vasfıyla davalı Hazine adına tespit edildiği, davacıların, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek dava açtıkları, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında da belirtildiği şekilde İlk Derece Mahkemesi tarafından, 29.04.2016 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen tespit bilirkişilerinin, taşınmaz bölümleri üzerindeki ziraai ve inşai muhdesatların tespit gününden sonra dikildiğini ve yapıldığını, tespit tarinden sonra taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar tarafından teraslama çalışmalarının yapıldığını; dinlenen diğer kişilerin ise, taşınmazların, davacılar tarafından satın alınmasından önceki sahibi tarafından tarımsal amaçlı olarak kullanıldığını beyan ettikleri, yine İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazların taşlık ve kayalık olduğunun, tarımsal faaliyet yapılmadığının belirtildiği, rapora ekli fotoğraflarda da taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun kullanımın bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, 499 nolu parselin tespit gibi taşlık ve çalılık vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, parsel hakkında 3402 … Kanun’un ek 4 üncü maddesine göre yapılan kadastro tespitindeki gibi işlem yapılarak, beyanlar hanesindeki tüm şerhlerin aynen korunmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın öncesinde … ‘ın kullanımında olduğunu, tarım arazisi olduğunu ancak …-… yol çalışmaları nedeniyle taşınmazın eğim kazandığını, Bölge Adliye Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporunda taşınmazın 1981 yılında tarım arazisi olarak kullanıldığının belirtildiğini, davacıların uzun zamandır taşınmazın kendilerine ait bölümlerini kullandıklarını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 499 parsel … taşınmaz üzerinde 3402 … Kanun’un Ek-4.maddesine göre kullanıcı şerhi verilebilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kanun’un Ek-4.maddesi, 6831 … Orman Kanunu’nun (6831 … Kanun) 2 nci maddesinin B fıkrası,
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 … Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 189,15 TL’nin temyiz edenden alınmasına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.