Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6588 E. 2023/3794 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6588
KARAR NO : 2023/3794
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 160 ada 1 ve 184 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 5.231.668,37 ve 77.652,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro/tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yerden olduğu belirtilerek, mera vasfıyla, kamu orta malı olarak tespit edilmiştir.

2. Davacılar … ve … vekili dava dilekçesiyle; müvekkilleri olan davacıların kullanımında bulunan, dava evvel davacıların dedesi sonrasında babası tarafından kullanılmış olan Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 424 ile 428, 426 ile 532 ve 428 ile 131 parseller arasında kalan yerler ile 222 nolu parselin güneybatı ve güneydoğu kısımlarında kalan yerlerin tespit dışı bırakıldığını belirterek, bu yerlerin davacılar adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtıktan sonra, yargılama sırasında davalarının 160 ada 1 ve 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazların bir kısmına ilişkin olduğunu belirtmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişilerinin, dava konusu yerin davacılar tarafından kullanılmadığını, boş arazi şeklinde olduğunu, davacı tanıkları …, … ve … .’ın ise, dava konusu yerlerin davacıların babası zamanında kullanıldığını ancak vefatından sonra 15 yılı aşkın zamandır kullanımsız kaldığını beyan ettikleri, yalnızca mahalli bilirkişi …’un (B1) ve (B2) ile belirtilen kısımların davacı ve babası tarafından kullanıldığını, kalan kısımların kullanılmadığını, boş arazi olduğunu belirttiği, davacı tanığı … ise, bir kısım alanın davacıların babasının vefatından sonra yalnızca bir defa ekin ekildiğini ifade ettiği, ancak bilirkişilerin müşterek raporunda, dava konusu taşınmazın imar ihyasının tamamlanmadığının, tarım toprağı vasfının oluşmadığının, 1953, 1980 ve 1992 uçuş tarihli hava fotoğraflarında ve 2008 – 2010 – 2016 – 2020 tarihli uydu görüntülerinde taşınmazın taşlık – kayalık yapıda olduğunun, keşif günü dahi doğal bitki örtüsü otlarla kaplı olup, taşlık ve kayalık halde bulunduğunun, üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığına ilişkin herhangi bir emare bulunmadığının, son 20 yıllık süreçte taşınmazda bölgeye uygun kültür bitkilerinin yetiştiriciliği uygulanarak tarımsal faaliyet oluşturulmadığının, imar – ihya ve ıslah çalışmalarının tamamlanmadığının belirtildiği, bu doğrultuda taşınmazların kullanıldığına ilişkin beyanlara itibar edilmediği ve buna göre davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine, dava konusu 160 ada 1 ve 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. Madde gereğince yapılan kadastro tespitindeki gibi işlem yapmak üzere mera niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarına ilaveten ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmaz üzerinde zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiğini ve taşınmaza zilyet olduklarını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde, 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın genel arazi eğiminin klizimetre ile ölçülmesi sonucu % 16 – 18 olduğunun, 160 ada 1 parselin ise % 4 – 6 olduğunun belirlendiği, 1953, 1980 ve 1992 yılı hava fotoğraflarında taşınmazın taşlık ve kullanımsız olduğunun görüldüğü, 2008 ve 2021 yılları arası uydu görüntülerinde ise kullanılmadığının, imar – ihya edilmediğinin açıklandığı, yerel bilirkişilerce de aynı hususların teyit edildiği, bundan ayrı 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın eğiminin % 16 – 18 olup, 2017 yılında tahdit dışı kaldığı, imar ihya edilse bile tahdit dışı bırakıldıktan sonra 20 yıllık kazandırıcı zaman aşımı süresinin dolmadığı, bu haliyle İlk Derece Mahkemesi kararının davacının her iki talebi yönünden de usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un geçici 14, 16, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Ancak; 3402 sayılı Kanunu’un 1 nci maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorunda olup, taşınmazların kadastro tespitlerinin mera olarak yapılmış olması ve davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, hüküm yerinde çekişmeli taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazların Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmekte ise de, bu hususun çekişmeli taşınmazlar hakkında doğru sicil oluşturulması açısından kamu düzenine ilişkin olduğu ve söz konusu yanlışlığın düzeltilmesinın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

Kamu düzeni gereğince, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan “Dava konusu Antalya İli … İlçesi … Mahallesi 160 ada 1 parsel ve 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu Geçici 8. Madde gereğince yapılan kadastro tespitindeki gibi işlem yapmak üzere mera niteliği ile … adına Tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin çıkartılarak yerine, “Antalya İli … İlçesi … Mahallesi 160 ada 1 ve 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazların mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmalarına” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.