Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6313 E. 2023/3487 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6313
KARAR NO : 2023/3487
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacı Hazinenin asıl ve birleşen davalarının kabulüne, davacı …’in birleşen davasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen dosya davacısı … vekili, davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 105 ada 1 parsel sayılı 7.787,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında, kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, paylı olarak davalı … ve müşterekleri adına ve 105 ada 2 parsel sayılı 8.924,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı neden ve vasıfla davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Asıl dava dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, Hazineye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşması gerektiğini, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleşen dava dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 105 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, Hazineye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14. ve 17. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

4. Birleşen dosya davacısı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 105 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların uzun yıllardır müvekkili olan davacının zilyetliğinde bulunduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde, taşınmazın davalılara murisleri olan anne babalarından miras olarak kaldığını, taşınmazı ekip biçtiklerini, imar ve ihya ederek daha verimli hale getirdiklerini, taşınmazın murislerin zilyetliğinde olup 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinde aralıksız ve nizasız olarak kullandıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın uzun yıllardır, nizasız ve fasılasız olarak fiilen davalının zilyetlik ve tasarrufunda bulunduğunu, davalıya miras yoluyla kaldığını ve ekip dikerek imar ve ihyasını sağladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi kurulunca hazırlanan raporda hava fotoğraflarının, ortofoto ve uydu görüntülerinin, toprak yapısının değerlendirilmesi neticesinde; 1953, 1980 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmazın doğal yapısında bulunduğu, yabani ot ve çalılarla kaplı olduğu, tarımsal faaliyet yapılmadığı, imar ihya faaliyetinin yapılmadığı, 1992 yılı hava fotoğrafının değerlendirilmesinde ise taşınmazdaki ağaççık ve çalıların temizlendiği, tarımsal üretimin yapıldığı, imar ihyanın tamamlandığı, 2000 yılı ve sonraki yıllara ait uydu görüntülerinde ise toprak işleme yapılmadığı, yabancı otlarla kaplı olduğu, dava tarihine kadar boş olarak kaldığı, keşif tarihinde ise yeni sürülmüş olduğu yönünde değerlendirilmesi karşısında 2000 yılı sonrasında taşınmazın kullanıldığı yönündeki tespit bilirkişi ve tanık anlatımlarına itibar edilmediği, dava konusu taşınmaz her ne kadar 1992 yılından itibaren imar ihyası tamamlanarak kullanılmaya başlanmış ise de bu kullanım 2000’li yıllardan sonra devam etmediği, mahalli ve tespit bilirkişisince ve davalı tanığınca da belirtildiği üzere tarafların arasında husumetin bulunduğu, bu husumetin, taraflar arasında dosya arasına karar örneği alınan 2000/148 E 2003/19 K sayılı dosyasına konu olduğu, bilirkişi raporu ve mahalli bilirkişi beyanı doğrultusunda dava tarihine kadar taşınmazın boş kaldığı, zilyetliğin terk edildiği, nitekim bilirkişi kurul raporunda 2010, 2013, 2016 ve 2021 tarihli uydu fotoğraflarının değerlendirilmesinde taşınmazda toprak işlemenin yapılmadığı, yabancı otlarla kaplı olduğu, keşif tarihinde yeni sürülmüş olduğunun belirtildiği, bu nedenle şahıslar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği ayrıca dava konusu taşınmazlarda yapılan kadastro çalışmasında Maliye Hazinesi adına herhangi bir tespit yapılmadığından, kadastro tespitine itiraz davasının kadastro tutanağında adına tespit yapılan kişilere karşı açılması gerektiği gerekçesiyle, Asıl ve birleşen dosya davacısı Hazinenin davalarının kabulüne, birleşen dosya davacısı …’in Hazineye yönelik davasının pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara yönelik davasının sübut bulmadığından reddine, 105 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi kapsamında yapılan kadastro tespitlerinin iptaline, taşınmazların Hazine adına, kadastro tutanağındaki yüzölçüm ve niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı, birleşen dosya davacısı … vekili, davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Birleşen dosya davacısı … vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın atalarından intikal ettiğini ve davalıların taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … ve arkadaşları vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, taşınmazların davalı tarafından imar – ihya edilerek uzun yıllardır kullanıldığını, dayandıkları dava dosyasının dikkate alınmadan karar verildiğini ve taşınmazların nadas usulü ile ekildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davaların reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, taşınmazların davalı tarafından imar – ihya edilerek uzun yıllardır kullanıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davaların reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi heyet raporunda hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde 105 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların genel arazi eğiminin % 10-12 olduğu, 1953 ve 1980 yılı hava fotoğraflarında kullanımsız olduğunun görüldüğü, 1992 yılında kullanımda olduğu ve imar ihya edildiği, 2010 ve 2021 yılları arası uydu görüntülerinde ise kullanılmadığı, yabancı otlarla kaplı olduğu, keşif tarihinde yeni sürülmüş olduğunun görüldüğü, buna göre 20 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, bundan ayrı her iki taşınmazın eğiminin % 10-12 olup 2016 yılında tahdit dışı kaldığı imar ihya edilse bile tahdit dışı bırakıldıktan sonra 20 yıllık kazandırıcı zaman aşımı süresinin dolmadığı, dolayısıyla şahıslar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle birleşen dosya davacısı … vekili, davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı … vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

163,58 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 16,32 TL’nin temyiz eden davalı … ve arkadaşlarından alınmasına,

187,46 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 7,56 TL’nin temyiz eden davalı …’a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.