Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6279 E. 2023/3492 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6279
KARAR NO : 2023/3492
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 181 ada 35 parsel sayılı 3.512,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 181 ada 35 parsel sayılı taşınmazın, Hazineye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazı müvekkili olan davalının imar ve ihya ettiğini ve taşınmaza uzun yıllardır davalının zilyet olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, her ne kadar keşifte dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişileri, dava konusu taşınmazın davalı tarafından, öncesinde de babası Cengiz ve babaannesi … tarafından uzun yıllardır sürülüp ekin ekilmek suretiyle kullanıldığı yönünde beyanda bulunmuş iseler de, bilirkişi kurulunca hazırlanan raporda hava fotoğraflarının, ortofoto ve uydu görüntülerinin, toprak yapısının değerlendirilmesi neticesinde, taşınmazın yoğun taşlık ve doğal yapısında olduğunu, imar ve ihya edilmek suretiyle tarım toprağı niteliğinin kazandırılmadığını, keşif günü dahi taşlılık sorununun devam ettiğini belirtmeleri nedeniyle mahalli ve tespit bilirkişi anlatımlarına itibar edilmediği, dava konusu taşınmazın keşif günü dahi taşlık sorunu olduğu, son yıllık sürede imar ihya edilerek tarım toprağı sıfatı kazandırılarak aralıksız bir kullanımın bulunmadığı, bu nedenle davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 181 ada 35 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi kapsamında yapılan kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın Hazine adına, kadastro tutanağındaki yüzölçüm ve niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmaza müvekkili olan davalının uzun yıllardır zilyet olduğunu, beyanlarla da bu hususun doğrulandığını ve taşınmazın imar – ihyasının tamamlandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın, 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan davaya konu kadastro çalışmasında 23.11.2020 tarihinde senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tarla niteliğiyle davalı adına tespit edildiği; parselin bulunduğu alanın, 766 sayılı Tapulama Kanunu’na (766 sayılı Kanun) göre yapılarak 29.09.1983 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmalarında idari orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapulama harici olarak bırakılan alanda kaldığı; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1 inci maddesi kapsamında 2017 yılında tamamlanarak 2018 yılında kesinleşen orman kadastrosu çalışması sonucunda parselin tamamının orman sınırları dışında orman sayılmayan alanda kaldığı; eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile uydu fotoğrafları ve toprak yapısına göre yoğun taşlı olup uzun yıllar tarım yapılan topraklarda görülen süngerimsi yapı ve pulluk tabakası oluşumu bulunmadığı ve doğal yapıda imar ihya edilmemiş tarımsal faaliyet yapılmayan yer olduğu; 2000-2008-2013-2016-2019 tarihli uydu görüntülerinde doğal yapıda yoğun taşlık, tarım yapılmayan alan olduğunun görüldüğü; son 20 yıllık süreçte imar ihya edilmediği ve tarımsal faaliyet oluşturulmadığı; dolayısıyla davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz kazanma koşullarının oluşmadığının belirtildiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 16, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.