Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6273 E. 2023/3482 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6273
KARAR NO : 2023/3482
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın davacısı Hazine vekili ile birleşen dosyanın davacıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili ile davalı … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 108 ada 1 parsel sayılı 21.692,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, paylı mülkiyet hükümlerine göre … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

2. Asıl dava dosyasında davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda davalılar adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 üncü ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı tara açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleşen dosya davacıları … ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır müvekkilleri olan davacıların zilyetliğinde bulunduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile davacıların taşınmaz üzerinde zilyetlik hak sahipliklerinin bulunduğunun tespitine ve kadastro tespitinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili olan davalının diğer tespit malikleriyle birlikte taşınmaza çok uzun yıllardır malik sıfatıyla zilyet durumunda olduklarını, taşınmazın yaylacılık faaliyetleri kapsamında iklime uygun olarak belirli dönemlerde ekin vb. tahıllar ekmek suretiyle kullanıldığını, diğer davacı şahısların ise taşınmazda kullanıcı olmayıp kötüniyetli olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazı müvekkilleri olan davalıların kullandıklarını, taşınmazın babalarından intikal ettiğini ve imar ihyasının tamamlanarak tarım faaliyeti yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden, dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişileri ile davalı tanığının, dava konusu taşınmazın davalıların babası … tarafından ekin ekilmek suretiyle kullanılan bir arazi olduğunu, kendisinin yirmi yılı aşkın bir zaman önce vefat ettiğini, vefatından sonra da mirasçıları tarafından dava konusu yerin tarımsal faaliyet yapılarak kullanıldığını beyan ettikleri, bilirkişi heyet raporunda hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde, 1963 ve 1980 tarihli hava fotoğraflarına göre taşınmazın yoğun olarak ibreli ve yapraklı ağaçlarla kaplı olduğunun, içerisinde tarımsal faaliyet yapılan yer olduğunun, imar ihyasına bu tarihlerde başlandığının ancak tamamlanmadığının, 1992 yılı hava fotoğrafının incelenmesinde taşınmazın ardıç ağaçlarından temizlendiğinin, tamamı itibariyle toprak işleme yapıldığının, sınırlarının belirginleştiğinin, imar ihyasının tamamlandığının, tarımsal alan olarak kullanımda olduğunun belirlendiği, uydu fotoğraflarının değerlendirilmesinde ise, taşınmazın dava tarihine kadar bazı yıllar nadasa bırakılarak devamlı ve aralıksız olarak, üzerinde toprak işleme yapılmak suretiyle kuru tarım alanı olarak kullanımda olduğunun, toprak yapısının süngerimsi yapıda olduğunun, pulluk katmanının oluştuğunun, taşınmazın imar ihyasının dava tarihine göre en az 30 yıl önce tamamlandığının ve keşif tarihine kadar tarımsal üretimin devam ettiğinin anlaşıldığı, birleşen dava yönünden ise, her ne kadar davacılar, Hazineye karşı davayı yöneltmiş iseler de kadastro tespitine itiraz davalarının adına tespit yapılan kişiye yöneltilmesi gerektiği, Hazine adına kadastro tespiti yapılmadığı dikkate alınarak Hazine’nin davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı gibi mahalli ve tespit bilirkişi ile davalı tanıklarının taşınmazın evveliyatının …’a ait iken vefatıyla mirasçılarına kaldığı, davalı mirasçılar tarafından taşınmazın kullanımının devam ettiği, davacıların ise dava konusu taşınmazda fiili kullanımlarına şahit olmadıkları yönündeki istikrarlı ve tutarlı anlatımları karşısında birleşen dosya davacılarının tanıklarının ise her birinin dava konusu mahalleden uzak merkezlerde yaşıyor olması ve beyanlarının soyut ve çelişkili nitelikte olduğundan bu beyanlara itibar edilmediği, bu nedenle davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle asıl dava yönünden davacı …’nin davasının reddine, birleşen dosya yönünden Hazine’ye yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara yönelik davanın sübut bulmadığından reddine, dava konusu 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi kapsamında yapılan kadastro tespitindeki gibi işlem yapılarak kadastro tutanağındaki tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı asıl davanın davacısı Hazine vekili ile birleşen davanın davacıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davanın davacısı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; kararının usul ve kanuna aykırı olup aynı zamanda eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, davalıların kullanımlarının kesintisiz olmadığını ve Hazine aleyhine vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen davanın davacıları vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalıların taşınmaz üzerinde zilyetliklerinin bulunmadığını, taşınmazın dört tarafının orman ile çevrili olduğunu ve ormandan açıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, her ne kadar bilirkişi kurul raporunun sonuç kısmında taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 30 yıl öncesinden imar ihyasının tamam olduğu bildirilmekte ise de, taşınmazın eğiminin %10 – 12 olduğu, %12 olması durumunda, toprak muhafaza karakteri taşıyan orman sayılan yerlerden olduğu, yörede orman kadastrosunun yapılarak taşınmazın tahdit sınırları dışında bırakıldığı 10.12.2016 tarihinden tespit tarihi olan 23.11.2020 tarihine kadar davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı ve taşınmazların davalılar adına tesciline yetecek zilyetlik süresinin dolmadığı, öte yandan taşınmazın eğiminin %12 nin altında olması durumunda rapora göre dört tarafı orman parseli ile çevrili olup dört tarafı orman ile çevrili taşınmazların orman bütünlüğünü bozacağı, orman içi açıklık niteliğinde olduğu ve 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 nci maddesi gereğince zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, özel mülk olarak tescil edilemeyeceği ve orman olarak sınırlandırılması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın davacısı Hazine vekili ile birleşen dosya davacıları vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davacısı Hazinenin davasının kabulüne, birleşen dosya davacılarının Hazineye yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalılara yönelik davasının sübut bulmadığından reddine, 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı … vekili ile davalı … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın orman dışında olduğunu, bilirkişi raporuna göre taşınmazda tarım faaliyet yapıldığının belirtildiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmaz üzerinde uzun yıllardır zilyetliklerinin bulunduğunu ve davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde şahıslar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 16 17 ve Geçici 8 inci maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu’ nun 1 ve 17/2 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, temyiz edenin sıfatına ve 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … vekili ile davalı … ve arkadaşları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

258,48 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 78,58 TL’nin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.