Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/6264 E. 2023/3491 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6264
KARAR NO : 2023/3491
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, 163 ada 10 parsel sayılı 3.595,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu (2613 Sayılı Kanun) ile 5602 Sayılı Tapulama Kanunu (5602 Sayılı Kanun), 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yer olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 163 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkili olan davalı … babasının – imar ihya ederek 1930 yılından beri kullandıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan keşifte dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişilerinin, taşınmazın daha önceden kimse tarafından ekilip dikildiğini görmediklerini, davalının da keşif tarihinden önce taşınmazda teraslama yaptığını, bu işlemden önce taşınmazın eğiminin daha fazla olduğunu beyan ettikleri, bilirkişi heyet raporundaki hava fotoğrafları, uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde dava konusu taşınmazın imar ihya edilmediğinin, tarım toprağı niteliğinin oluşmadığının belirtildiği, taşınmazın güneyindeki 1707 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağında uygulanan vergi kaydının dava konusu taşınmaza bakan kuzey yönünü “CEBEL” okuduğu, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın emek ve para harcanmak suretiyle imar – ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesinin ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin (20 yıl) geçmesinin zorunlu olduğu, davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği, keşif tarihi itibari ile dahi taşınmazın imar ihya edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 163 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci maddesi gereğince yapılan kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sırasında dinlenen kişilerin taşınmazı müvekkili olan davalının kullandığını ve davalı tarafından taşınmazın düzlettirildiğini beyan ettiklerini, davalının taşınmaz üzerindeki kullanımının aralıksız olduğunu, davanın imar – ihyaya dayalı zilyetlik ve tescil davası olmadığını ve İlk Derece Mahkemesince ek rapor alınmadan karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi heyet raporunda hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ile toprak yapısının incelenmesinde 163 ada 10 parsel sayılı taşınmazın eğiminin % 40 olduğunun, 4 adet terasla % 8 – 10’a düşürüldüğünün ifade edildiği, taşınmaza ilişkin 1960 – 1971 – 1980 – 1992 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde bu tarihlerde taşınmazların doğal yapıda olduğunun, imar ihya edilmediğinin ve tarım yapılmadığının belirlendiği, taşınmazların 2008 yılı ile 2013 tarihleri arası uydu görüntülerinden de kullanımın bulunmadığının, 2016 yılında teraslama yapıldığının, imar ihya edilmediğinin anlaşıldığı, yerel bilirkişilerce de aynı hususların belirtildiği, bu haliyle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 16, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.