Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/5139 E. 2022/8137 K. 17.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5139
KARAR NO : 2022/8137
KARAR TARİHİ : 17.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ….., İli ….., İlçesi …..,Köyünde bulunan 3.000,00 m2 alanlı taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde yazılı olan ve krokide (A) harfi ile gösterilen 2.639,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkında davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince evvela ilamda belirtilen eksiklikler için geri çevirme yapılmış, ikmal sonrası hükmün 16.01.2018 tarihli ve 2017/6950-2018/136 sayılı karar ile davaya Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının katılımının sağlanması gereği ile taraf teşkili yönünden, kabule göre de Türk Medeni Kanunu’nun 713 . maddesi gereğince yargılama sırasında yapılması gereken ilanların, noksan ikmali sonrasında yapılması yerinde görülmeyerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bozma öncesi gibi verilen karar, davalılardan Maliye Hazinesi vekili ve davacı vekilince katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
Dava kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK 713. maddesi uyarınca tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, Mahkemece taşınmazın niteliği ile davacının amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığı kesin olarak belirlenmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre, Mahkemece, yöreye ait dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesi tarihli hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişileri aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile nizalı taşınmaz üzerinde bulunan evin inşa tarihinin açıklandığı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı …’e iadesine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.