Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/5119 E. 2023/3799 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5119
KARAR NO : 2023/3799
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında, 160 ada 2 parsel sayılı 21.424,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, mülga 2613 sayılı kanun ile 5602, 509 ve 766 sayılı kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yerden olduğu belirtilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, eşit paylarla davalı … ve … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalılar açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; taşınmazın babalarından intikal ettiğini, taşınmazın tarım arazisi olduğunu ve taşınmaza eklemeli olarak 50 – 60 yıldır zilyet olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişilerinin, taşınmazın heyet raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmınır davalıların dedesi, babası, vefat edince davalılar tarafından kullanıldığını, (B) harfiyle gösterilen kalan kısmın ekilmediğini beyan ettikleri, mahkeme gözleminde, taşınmazın kuzeyinin yulaf ekili olduğunun, diğer kısımların ise taşlık ve zeminin yabani otlarla kaplı olduğunun gözlemlendiği, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün doğal yapıda olup imar ihya edilmediğinin ve tarım yapılmadığının, (A) harfiyle gösterilen bölümünün ise 2010 yılında tesviye edildiğinin fakat tarım toprağı sıfatının oluşmadığının belirtildiği, keşif tarihi itibari ile dahi taşınmazın tamamının imar – ihyasının tamamlanmadığı, her ne kadar keşifte dinlenilen mahalli – tespit bilirkişileri 1970’li yıllardan beri davalıların zilyetliğinde olduğunu beyan etmiş iseler de beyanlarının hava fotoğrafı – uydu görüntüleri ve bilirkişi raporu ile doğrulanmadığı, hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinde taşınmazda 2013 yılından sonra bir kısım alanda tarımsal faaliyet yapıldığının anlaşıldığı, bu haliyle davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8 inci madde gereğince yapılan kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ettikten sonra, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, taşınmazın atalarından intikal ettiğini, ekip biçtiklerini ve uzun zamandır zilyet olduklarını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde, 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazın eğiminin her iki kısımda % 12 – 22 olduğu, taşınmaz için 1960-1971- 1980-1992 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde, bu tarihlerde taşınmazların doğal yapıda olduğu, imar ihya edilmediği, tarım yapılmadığı yönünde görüş belirtildiği, taşınmazın 2008 yılı uydu fotoğraflarında da aynı durumda olduğunun belirlendiği, bundan sonra kısım kısım tesviye edildiği, ancak tesviye edilen yerlerde de tarım yapılmadığı, 2013 – 2016 arası bir kısmında tarım yapıldığı, taşınmazın büyük bölümünün kahverengi orman toprağı grubundan olduğu, bilimsel verilere dayalı rapora göre davaya konu yerde imar ihyanın tamamlanmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalıların temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

3402 sayılı Kanun’un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.