YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5084
KARAR NO : 2023/2698
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’dan (6292 sayılı Kanun) kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşmalı istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, davanın niteliği gereği duruşma talebi reddedilerek; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kullanım Kadastrosu sırasında … ilçesi, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 154 ada 5 parsel sayılı 2.006,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1992 tarihinden itibaren …’nin fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edimiş, bilahare 6292 sayılı Kanun ile satışla … adına kayden intikal etmiştir.
2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; … ili, … İlçesi, … Mahallesinde Ek-4 maddesi uyarınca yapılan 2/B çalışmalarında uzun yıllardır eklemeli zilyetlikle tarım amacıyla kullandıkları 154 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı …’nin muvafakati ve Hazinenin yanlış uygulaması sonucu davlı … adına yazıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazda tapu kaydının beyanlar hanesine davacı adına zilyetlik şerhi verilmesine, davalılara ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmaz davalı adına tescilli tapulu yer olduğundan tapu kaydına şahsi sebeplerle ihtiyati tedbir konulamayacağını, tedbirin konulması durumunda davalının uğrayacağı zararla doğru orantılı teminat alınması gerektiğini, dava konusu yerin 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun) kapsamında yenileme kadastrosunda diğer davalı … adına yapıldığını ve 03.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, askı ilanı süresinde itiraz edilmediğini, tapu kaydına güvenerek 15.03.2017 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın davalı idarece belirlenen rayiç bedeli karşılığında satın alındığını, satışta herhangi bir muavaza olmadığını, davacı tarafından devir öncesi dava açmadığından mülkiyet devrinden sonra şerhe yönelik dava açılamayacağını, bunun sonucu olarak da şerh iptali yapılmadan da tapu iptali davası açılamayacağını, kadastro tespiti işleminde tapunun tutulması kapsamında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından Devlet’in kusursuz sorumluluğu olduğunu, davacının zararı doğmuş ise bundan sadece Hazinenin sorumlu olacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 Sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazine’ye yöneltilerek açılması gerektiği, taşınmazın 3.şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığını, bu halde çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhe yönelik, davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan keşifte kaymakamlık mahalli bilirkişi listesinden hiçbir mahalli bilirkişinin dinlenmediğini, keşfin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro mahalli bilirkişilerinin keşif ve duruşmadaki beyanları incelendiğinde kadastro teknisyenlerinin tutanaklarının sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığını, 2/B tespit komisyonu kadastro tutanaklarının geçersiz olduğunu, davanın 6292 sayılı Kanun gereği davalılara yapılan satış işleminin ve bunun sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, bu hukuki sebeple açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3402 Sayılı Kanun’a (3402 Sayılı Kanun) 5831 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile eklenen Ek-4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu sonucunda tapu kaydına tescil edilen taşınmazın, 6292 Sayılı Kanun uyarınca kayden satılmasından sonra yolsuz tescile dayalı olarak açılan zilyetlik şerhinin tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi ile davalı adına olan tapunun iptali ve tescil istemine yöneliktir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’a 5831 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile eklenen Ek-4 üncü maddesi, 6292 Sayılı Kanun’un 7 nci maddesi
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.