Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/5080 E. 2023/3810 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5080
KARAR NO : 2023/3810
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Antalya ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında, 138 ada 2 parsel sayılı 4.822,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde mülga 2613 sayılı Kanunla 5602, 509 ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro / tapulama çalışmaları sırasında kadastroya tabii tutulmayarak tespit harici bırakılan yerden olduğu belirtilmek suretiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla, davalı … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; Antalya ili … ilçesi … Mahallesi 138 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, Hazine’ye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17 nci maddesinde yer alan zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini, yapılan çalışmaların yasa ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; taşınmazın atalarından intikal ettiğini ve yaklaşık 100 yıldan fazla zamandır taşınmazı tarım arazisi olarak kullandıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “keşifte dinlenilen mahalli ve tespit bilirkişileri, taşınmazın bitişiğindeki tapulu parselle birlikte bir bütün olarak evvelden beri davalı … babası … tarafından devamlı suretle ekin ekilerek kullanıldığını beyan ettikleri, keşif mahallinde yapılan gözlemde, taşınmazın güney kısımlarının bitişiğindeki 607 parsel ile fiilen bir bütün halde kullanıldığının, kuzeyde kalan kısmın ise güneyde kalan kısım ile arasında yaklaşık bir metre yüksekliğinde kot farkının bulunduğunun, bu kısmın engebeli halde olduğunun, bu bölüm içerisinde çukur şeklinde bir kısım alanın bulunduğunun ve çukurda kalan kısımların sürülü halde olmadığının gözlemlendiği, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde taşınmazın (B) bölümünün 1980 li yıllardan itibaren bir kısım alanının temizlenerek kullanılmış ise de bu kullanımın süreklilik arz etmediği gibi bir bütün halinde kullanım olmadığının, 2008 ve sonraki yıllara ait uydu fotoğraflarında bu kısımda kullanımın olmayıp tamamıyla boş halde kaldığının, (A) bölümünün ise imar ihya edilerek tarım toprağı sıfatını kazandığının, kuzeyinde bulunan tapulu 607 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak 67 yıldır bölgenin iklim koşullarına uygun tarımsal faaliyetler yapılmak suretiyle kullanıldığının belirtildiği, bu haliyle (A) bölümü yönünden davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının davasının 138 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 25.06.2021 tarihli müşterek bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1.990,50 metrekare yüzölçümündeki kısım yönünden kabulüne, (A) harfi ile gösterilen 2.831,93 metrekare yüzölçümündeki kısım yönünden reddine, aynı tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen kısmına yönelik kadastro tespitinin iptaline, iptal edilen kısmın aynı ada içerisinde mevcut son parsel numarasından sonra gelmek üzere yeni bir parsel numarası verilerek tarla vasfı ile Hazine adına, ifraz sonrası geriye kalan ve aynı tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 2.831,93 metrekarelik kısmın 138 ada 2 parsel sayısında … adına tarla niteliği ile tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen kısmı yönünden ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gibi kararın eksik araştırma ve inceleme ile verildiğini, davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde taşınmazın eğiminin % 3 – 4 olduğunun, 1953 yılı ve 1980-1992 tarihli hava fotoğrafları ile memleket haritalarının incelenmesinden tarımsal faaliyet yapıldığının, 1953 – 2020 arası 67 yıldır hububat, nohut ve yem bitkileri yetiştiriciliği yapıldığınının, 2008 yılı sonrası uydu görüntülerinin de aynı hususu doğruladığının belirtildiği, tanık ve bilirkişi beyanlarının da raporlarla uyumlu olduğu, bu haliyle 20 yıllık kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği süresinin dolduğunun ve davacı adına diğer zilyetlik şartlarının da oluştuğunun ve bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının (A) bölümü yönünden usul ve kanuna uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 14, 17 ve Geçici 8 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı … vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.