YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5008
KARAR NO : 2022/8503
KARAR TARİHİ : 26.10.2022
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın husumet nedeni ile reddine dair kararın bir kısım davalı … ve müşterekleri vekili, davalı … ve … ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 23.12.2021 tarihli ve 2021/13350 Esas, 2021/12844 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeni ile … İli … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 4, 122 ada 26, 133 ada 7, 138 ada 3 ve 142 ada 32 parsel sayılı muhtelif yüzölçümdeki taşınmazlar kadastro tutanağının beyanlar hanesinde ölü oldukları belirtilerek … evlatları … ve … adlarına tespit edilmiştir.
Davacı …, çekişmeli taşınmazın kendi miras bırakanı ……, ’a ait olup, uzun süredir bu kişinin ve mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğunu ve diğer malik …’un bu yerlerle ilgisi bulunmadığını öne sürerek taşınmazların tüm paylarının … … mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, önceki tarihli gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile tefhim edilen kısa kararın çelişki olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, çekişmeli taşınmazların tespitleri gibi tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı vekili, bir kısım davalı …., ve müşterekleri vekili, davalı … ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 23.12.2021 tarihli ve 2021/13350 Esas, 2021/12844 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, bu kez iş bu “onama” kararına karşı davacı vekili ile davalı … tafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin … evlatları … … ve …adına yapıldığı, dosya içinde mevcut … …’na ait … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/875 Esas ve 1995/491 Karar sayılı veraset ilamına göre … …’nun (…) … ve … adında iki çocuğunun olduğu, dosya içerisinde bulunan 22.04.2003 tarihli nüfus kaydında ise …, … ve … adında üç çocuğunun bulunduğu, bu hususu keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişilerin de teyit ettikleri, murisin Kızı …’in kimlik numarası bilindiği gibi, …’in Anne ve Babasının … ve … olduğu hususunda da çekişme bulunmadığı, bundan ayrı olarak dava dilekçesinde murisin Kızı … …’nun mirasçıları olarak …, … ve … gösterilmekle beraber, muris … …’nun Kızı … …’nun (…) getirilen nüfus kayıtlarına göre evlatları olarak yalnız … ve …’in görüldüğü, … …’nun (…’in) Kızı …’nin nüfus kayıtlarında hiç görünmediği gibi …’nin oğlu …’in de hiç çocuğunun görünmediği, ancak dava dilekçesine ve aşamalarda alınan beyanlara göre; …’in; …. …, …, …, …, …, … adında çocuklarının bulunduğu, böylelikle dava dilekçesinde gösterilen davalılar ile tarafların aşamalarda alınan beyanları, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanları ve nüfus kayıtlarının örtüşmediği, … …’nun (…’in) Kızı … ile Oğlu …’in çocukları oldukları belirtilen …. …, …, …, …, …, … arasında bağlantının sağlanamadığı ve bu haliyle taraf teşkilini kontrol etmenin mümkün olmadığı, 13.03.2017 tarihli celsede davacı tarafa dava dilekçesinin 3. sırasında davalı olarak gösterilen …Kızı ölü …’in, … …’nun Kızı olduğu, dava dilekçesinin 1. sırasında gösterilen …, …’in ise …’in evlatları olduğunun tespitine yönelik nüfus kayıtlarında düzeltim davası açmak üzere kesin süre ve yetki verildiği halde kesin süre içerisinde dava açıldığına dair harçlandırma ve tevzi formu sunulmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Kadastro tespitine itiraz davalarında, husumetin tespit malikine, tespit malikinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi ve tüm mirasçıların davada yer alması zorunludur. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Kamu düzenine ilişkin bu hususun, yargılamanın her safhasında Mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazlar, … evlatları … ve … (…) adına tespit edilmiş olup, davacı … taşınmazların kendi miras bırakanı …’ndan kaldığını ileri sürdüğüne göre husumetin … … (…) mirasçılarına da yöneltilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Dosya kapsamında … …’na ilişkin veraset ilamı bulunmamakla beraber, gerek dosya kapsamına celbedilen gerekse de UYAP üzerinden temin edilen nüfus kayıtlarından mirasçılarının kim olduğu belirlenebilmekte olup, nüfus kayıtlarına göre bu kişinin 26.03.1961 tarihinde ölümü ile mirasçıları olarak …, … ve …’i bıraktığı, bunların da ölümü ile mirasının bu kişilerin mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, dava dilekçesinde … mirasçılarından … çocukları …, …, …, … ve … ile … mirasçılarından …, … … ve …’a husumet yöneltildiği ancak diğer mirasçılarının ise eksik bırakıldığı, ayrıca husumet yöneltilen … ve …’in ise nüfus kayıtlarına göre mirasçı durumunda bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Şu halde, husumet yöneltilen … mirasçıları yönü ile bu kişilerin husumet ehliyetleri bulunduğu kuşkusuzdur. Dolayısı ile bu kişiler yönü ile verilen husumetten ret kararında isabet bulunmadığı gibi, … payı yönü ile bu kişinin terekesinin elbirliği mülkiyeti halinde olduğu da gözetildiğinde bir kısım mirasçılarının eksik bırakılması karşısında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25/1. maddesi uyarınca Kadastro Hakimi’nin verasete ilişkin uyuşmazlıkları çözebileceği hususu da dikkate alınarak davada taraf olmayan mirasçılarının belirlenip, bu kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınması gerekirken, bu hususta davacı yana süre ve imkan tanınmaksızın davanın husumetten reddine karar verilmesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, tespit maliki …’in eksik ve kapalı kayıt kalmayacak şekilde verasete esas nüfus kayıt örnekleri dosya arasına getirtilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25/1. maddesinde “Kadastro Hakimi kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir” hükmü gereğince resmi kayıtlarla bağlı kalınarak anılan şahsa ait veraset ilamı düzenlenmeli, bu yolla mirasçılarının kimler olduğu tereddütsüz olarak belirlenmeli, davada taraf durumunda bulunmayan mirasçılar yönü ile davacı tarafa davasını bu kişilere yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan mirasçılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasının doğru olmadığı anlaşıldığından davacı vekili ile davalı … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı … vekilinin karar düzeltme isteği 6100 sayılı HMK.’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 442/3. maddesi gereğince yerinde olduğundan kabulü ile Dairemizin 23.12.2021 tarihli ve 2021/13350 Esas, 2021/12844 Karar sayılı “onama” kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyenlere ayrı ayrı iadesine, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.