Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/4985 E. 2023/3566 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4985
KARAR NO : 2023/3566
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince satışı yapılan taşınmazın bir kısmının 2/B kapsamında kalmadığı iddiası ile tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak değişik gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davaya konu Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesi 3052 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun) kapsamında yapılan orman tahdit çalışmasında orman sayılan alan içerisinde tespit edilmiştir.

2. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 1744 sayılı 6831 Sayılı Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun (1744 Sayılı Kanun)
ile değişik 2 nci maddesi kapsamında 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu uygulama çalışmalarını 1983 yılında tamamlamış ve bu çalışma sonucunda dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu P.I numaralı parsel Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır.

3. Dava konusu taşınmaz 1989 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 3052 parsel numarası ile 6.750,00 metrekare olarak tespit görmüş; tespit tutanağı içeriğinde ölçümü yapılan taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunca 1957 tarihinde düzenlenen 5 numaralı tevzi haritasında taşlık niteliğinde olduğu, … oğlu …’ın para ve emek sarfıyla taşınmazı imar ihya ederek tarla haline getirdiği, beyanlar hanesinde … oğlu …’ın 1957 yılından beri kullanımında bulunduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir.

4. Kullanıcı …’ın açtığı tespite itiraz ve taşınmazın adına tapuya tescili davası sonucunda Antalya Kadastro Mahkemesinin 11.04.1991 tarihli ve 1989/1097 Esas, 1991/251 Karar sayılı kararıyla 1987 yılında 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 10.03.1992 tarihli ve 1991/10972 Esas, 1992/7346 Karar sayılı ilamı ile onanmış ve karar 15.09.1992 tarihinde kesinleşerek taşınmaz hükmen Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.

5. Taşınmaz maliki Hazine tarafından dava konusu 3052 parsel sayılı taşınmaz, 6292 sayılı Kanun kapsamında 01.11.2013 tarihli ve 35217 yevmiye numaralı satış işlemi ile kullanıcısı … adına tescil edilmiştir.

6. Dava konusu taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi kapsamında 2011 yılında 2/B güncelleme çalışması yapılmış ve değişiklik olmadığı tespit edilmiştir.

7. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; dava konusu 2/B vasıflı taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında kullanıcısına satılmış ise de Antalya Kadastro Müdürlüğünden alınan 11.02.2014 tarihli ve 1364 sayılı yazıda, anılan taşınmazın her ne kadar 2/B güncelleme çalışmalarına dahil edilmiş ise de taşınmazın bir bölümünün sarı alanda kaldığının ve 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığının bildirildiğini, dolayısı ile taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmeyeceğini ileri sürerek, 3052 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adını tescilini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin tamamının 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi ile ormandan Hazine adına çıkarılan bir yer olduğunu, bu nedenle Hazine adına tapuya tescil edildiğini, hak sahipliği tespiti/güncellemesi yapıldığını, bedelinin de davalı tarafça ödenmek suretiyle taşınmazın tapusunun davalıya adına temlik edildiğini, davalının iyi niyetli olarak, devlete, kanunlara ve tapuya güvenerek, bedelini ödeyerek edindiği mülkiyetinin korunmasının gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

2. Davalı …’ın yargılama devam ederken 09.08.2020 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçıları …, … ve … davaya devam etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 27.06.2019 tarihli ve 2014/419 Esas, 2019/329 Karar sayılı kararı ile; açılan davanın 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesi gereği hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

2. Davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2020 tarihli ve 2019/838 Esas, 2020/376 Karar sayılı kararı ile; somut olayda 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinin uygulama yeri olmadığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosya mahkemesine gönderilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinin aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanun’un 1744 sayılı Kanun ile değişik 2 nci madde uygulama çalışmalarının 30.03.1982 tarihinde kesinleştiği, buna göre dava konusu 3052 parsel sayılı taşınmazın; krokisinde; (A) harfi ile gösterilen 368 m² lik bölümünün (-2012-2013-) nolu OS noktalarını birleştiren orman kadastro hattının gidiş yönüne göre sol tarafında, 3116 sayılı Kanun ile tarım arazileri olarak sınırlandırılan Varsak Köyü sınırları içerisinde kaldığı (B) 6382 m² lik bölümü (-2012-2013-) nolu OS noktalarını birleştiren orman kadastro hattının gidiş yönüne göre sağ tarafında … Köyü sınırları içerisinde P.I nolu 2 nci madde parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı tespit edilmiş ise de davalının dava konusu taşınmazın olduğu yerde serasının olduğu ve tarımsal faaliyet ile iştigal ettiği, dava konusu Antalya ili, … ilçesi … mahallesi 3052 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman sınırları dışarısına çıkartıldığı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın her ne kadar 2/B güncelleme çalışmalarına dahil edilmişse de bir kısmının 2/B uygulaması sonucunda orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olmadığını, ifrazının sağlanmasını takiben satışının değerlendirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, 6292 sayılı Kanun’un özel nitelikli düzenleme olup bu kanun hükümlerinin olayda öncelikle uygulanması gerektiğini, davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın genel hükümler çerçevesinde çözülmesi gerektiği düşünülse bile kabul anlamına gelmemekle bilirkişi raporuyla taşınmazın bir kısmının sarı alanda kaldığı da açıkça anlaşılmış olmasına rağmen tamamen reddine karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…davacı Hazine tarafından eldeki davanın, davalıya yapılan satış işleminden sonra dava konusu taşınmazın kısmen 2/B alanında kalmadığının anlaşıldığı bu nedenle 6292 sayılı Kanuna göre satışı yapılmaması gereken yerlerden olduğu iddiasıyla tapusunun iptaliyle yeniden Hazine adına tescili istemiyle açılmış ise de yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere 6292 sayılı Kanun gereği satış işleminden sonra kayıt malikine karşı bu davanın açılamayacağı, diğer yandan çekişmeli taşınmazın fiili kullanıcısının kullanım kadastrosunun ve güncelleme çalışmasının yapıldığı tarihte davalı olarak belirlendiği, Hazinenin de taşınmazı fiili kullanıcı olarak tespit edilen davalıya sattığı sabit olduğuna göre davalı adına yapılan tescil işleminin mevzuata uygun olduğu ve tapu kaydının oluşumunda bir yolsuzluk bulunmadığı, taşınmazın tapuya tescil işlemi usulüne uygun olduğuna göre, mahkemece, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaza ilişkin bu davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesince davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu 3052 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman sınırları dışarısına çıkartıldığının anlaşıldığı, bir başka deyişle davacı hazinenin taşınmazın kısmen sarı alanda kaldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı…” gerekçesi ile davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 6292 sayılı Kanun kapsamında tapuda Hazine adına kayıtlı iken davalıya satışı yapılan 2/B vasıflı taşınmazın bir kısmının 2/B vasfında olmadığı, tarım arazisi niteliğinde olduğu gerekçesi ile satış işlemi sonucu davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 6292 sayılı Kanun’un 4, 6, 7 ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, taşınmazın davalı adına tesciline esas olan hukuki işlemin 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari bir işlem olmasına, 6292 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi gereği; iş bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağı düzenlemesi mevcut olduğuna göre, taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün olmasına, Hazinenin satışına dayanan idari işlem ortadan kaldırılmadıkça davanın dinlemeyeceği de açık olup, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.