Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/498 E. 2022/4877 K. 24.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/498
KARAR NO : 2022/4877
KARAR TARİHİ : 24.05.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalılardan Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarihli ve 2020/4251 Esas, 2021/3898 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalılardan Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kanun’un 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılan kadastro sırasında, Dallık Köyü 103 ada 1 parsel sayılı 2.540.930,83 m2 alanlı taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla tespite itiraz etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) harfiyle gösterilen 8.586,00 m2’lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline, (B) harfiyle gösterilen bölümünün tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalılar Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 11.02.2014 tarih ve 2013/9742-2014/1663 sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, mahallinde orman mühendisi, ziraat mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarının kadastro paftası ile çakıştırılması sonucu çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, özellikle memleket haritasında bulunan yapraklı ağaç rumuzunun kestane ağaçlarından mı yoksa diğer meyve ağaçlarından mı kaynaklandığının, ağaçların taşınmazın hangi bölümünde yer aldığının, sayısının, yaşının ve kapalılık durumunun belirlenmesi, 4785 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince sahipli fıstık çamı, palamut meşesi ve aşısız kestane ormanlarının devletleştirme kapsamı dışında bulunduğunun, buna göre sahipsiz aşısız kestanelikler ile tapusu olsa bile aşılı kestane ormanlarının devletleştirme kapsamında olduğunun göz önünde bulundurulması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 28.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 22.721,11 m2’lik bölümünün bahçe vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilerek davacı adına tespit ve tesciline, kalan kısmın orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş; davalılardan Orman İdaresi ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarihli ve 2020/4251 Esas, 2021/3898 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davalılardan Orman İdaresi ve Hazine vekilleri kararın düzeltilmesini istemiştir.
Dava kadastro tespiti itiraz istemine ilişkindir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereğinin yerine getirilmediği görülmektedir. Bu kapsamda; uyulan bozma ilamında açıkça çekişmeli taşınmazın memleket haritasındaki yapraklı ağaç rumuzunun kestane ağaçlarından mı, diğer yaşlı meyve ağaçlarından mı kaynaklandığı, bu ağaçların taşınmazın hangi bölümünde yer aldığı, sayısı, yaşı, kapalılık durumu, baskın ağaç türünün hangisi olduğu, kestane ağaçlarının tamamının aşılı olup olmadığının belirlenmesi, sahipsiz aşısız kestanelikler ile tapusu olsa bile aşılı kestane ormanlarının Devletleştirme kapsamında olduğunun, ayrıca “sahipli”den, taşınmazın tapulu olmasının kastedildiğinin ve davacının dayandığı tapu kaydı bulunmadığının gözetilmesi hususlarına değinildiği; aldırılan kök ve ek bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazda bulunan ağaçların baskın türünün kestane olduğu, kestane ağaçlarının taşınmazın tamamında dağınık halde olduğu ve 1950-1960 yıllarında aşılandığı bildirildiğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verildiği bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarihli ve 2020/4251 Esas, 2021/3898 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.