YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4556
KARAR NO : 2023/537
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2015/72 E., 2016/4 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili tarafından verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Kadastro çalışmaları sonucunda, Bingöl ili Merkez ilçesi … Köyünde kain 109 ada 24 nolu parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesi …, 1/2 hissesi … adına tespit edilmiş, sonuçlar 28.02.2016-29.03.2016 tarihlerinde ilan edilmiştir.
2.Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden olmasına karşın hukuka aykırı şekilde davalılar adına tespit edildiğini beyanla, taşınmazın tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiş, bilahare … mirasçılarını davaya dahil etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) aramış olduğu 20 yıllık kesintisiz, nizasız ve amacına uygun zilyetlik koşullarının oluştuğu, davalıların dava konusu yerlerde zilyet olduğu, taşınmazın uzun zamandır davalıların kullanımında olduğu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş,verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuş
Dairenin 28.02.2022 tarihli ve 2021/8599 Esas, 2022/1680 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla onama kararının kaldırılmasını İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanma koşullarının davalılar yararına oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun), 6831 sayılı Orman Kanunu
3. Değerlendirme
Somut olayda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki, Mahkemece aralarında eldeki davaya konu taşınmazın da bulunduğu çok sayıda taşınmazın kadastro tespitine itiraz istemine yönelik dava aynı Mahkemenin 2006/434 Esas sayılı dosyası altında birleştirilmiş ve yargılama bu dosya üzerinden yürütülmüş, bilahare karar aşamasında dosyalar tefrik edilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen orman bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor, incelenen taşınmaz sayısı itibariyle yetersiz olup, her bir taşınmaz için ayrıntılı incelemeler içermemektedir. Taşınmazların toprak nitelik bilgisi genel olarak bildirilmiş, keza davaya konu taşınmazın eğimi ise bildirilmemiştir. Bu yönüyle rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Buna göre, Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun’un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun’un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Hükmün temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 28.02.2022 tarihli ve 2021/8599 Esas, 2022/1680 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiş ise de yazılı sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararı kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 28.02.2022 tarihli ve 2021/8599 Esas, 2022/1680 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.