Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/4333 E. 2023/1666 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4333
KARAR NO : 2023/1666
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/46 E., 2022/232 K.
KARAR : Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. … ili Merkez ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un (3303 sayılı Kanun) Ek-1 inci maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında, 450 ada 33 parsel sayılı 327,18 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, ”3303 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı ticari şirketlerince iktisap ve sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği ve taşınmaz ile taşınmazın 14.11.1999 tarihinden önce olmak üzere …’ın kullanımında olduğu ve 14.11.1999 tarihinden önce olmak üzere 2 katlı kargir evin … … ‘a ait olduğu” şerhi yazılarak, arsa vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … dava dilekçesinde; … ili Merkez ilçesi … Mahallesi 450 ada 33 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki 2 katlı kargir evin 1. katının müvekkili olan davacının kullanımında olduğunu, 2. katın ise muris … …’ın mirasçıları olan davalılarının müşterek mülkiyet şeklinde kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile 2 katlı evin 1. katının davacı adına, 2. katının ise muris … … mirasçıları olan davalılar adına kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının 1. katın kendisine ait olduğu yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, iki katlı binanın yapımında kök muris ile birlikte müvekkili olan davalının da bizzat katkıda bulunduğunu, davaya konu binanın tamamının kök muris … … tarafından yaptırıldığını, ayrıca … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/447 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin iptali davası açtıklarını, davacının haksız ve kötüniyetle murisin mirasının peşine düştüğünü ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın tarafların murisi … … tarafından satın alındığı, taşınmazdaki evin ilk olarak direk üstüne yapıldığı, tüm kardeşlerin birlikte direk üstüne yapılan dairede oturduğu, daha sonra direk kısmına ev yapımına başlandığı, evin yapımında ve eve ilişkin tapu tahsis müracaat formunun ve makbuzların davacı adına düzenlendiği, 1984 yılından bu yana ilk katın davacı tarafından kullanıldığı, ecrimisillerin davacı tarafından ödendiği, davalılar tarafından davacının yıllardır 1. katı kullanmasına ilişkin resmi bir itirazlarının bulunmadığı, davacının dava konusu taşınmazı 1984 tarihinden itibaren malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile çekişmeli 450 ada 33 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında belirtilen vasıf ve yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağının beyanlar hanesinde bulunan şerhlerin iptali ile; beyanlar hanesindeki ilk üç bendin aynen muhafazası ile dördüncü bentteki beyanın iptali ile “14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere üzerindeki 2 katlı binanın 1. katı … oğlu …’a; 2. katın miras payları oranında … … mirasçılarına aittir.” şerhlerinin konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişisi, tespit bilirkişisi ve davalı tanıklarının beyanları dikkate alındığında, dava konusu arsanın zilyetliğinin kök muris … tarafından satın alındığının, üzerine iki katlı binanın direkler üzerine muris tarafından yapıldığının, önce üst katın tamamlanıp murisin eşi ve çocuklarıyla birlikte üst katta oturduğunun, daha sonra kaba inşaatı yapılan alt katın inşaatının murisin çocuklarının yardımı ile murisin sağlığında tamamlandığının, müvekkili olan davalı bu sırada evlenerek bu alt kata yerleştiğinin sabit olduğunu, bütün bu maddi delillere rağmen, davacının tek yanlı olarak başvurup kendi adına aldığı tapu tahsis belgesine, davacının başvurusundan haberi dahi olmayan davalı ile diğer davalıların itiraz etmediğinden bahisle davacının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesindeki anlatım, davacının 17.02.2020 tarihli keşifte alınan beyanı, yargılama aşamasında dinlenen taraf tanıkları ve mahalli bilirkişilerin anlatımlarından, muhdesatın davacı tarafından kendi geliri ile kendi nam ve hesabına yaptırıldığı hususu iddia edilmediği gibi yapının ortak muris ile birlikte yapıldığı, dolayısıyla davacının yapının yapımına katkıda bulunduğu, taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesinin, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılmasının bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işler olduğu, alt kata iyileştirme yaparak yaşanabilir bir konut haline getirmenin taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi niteliğinde olmasına göre ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, çekişmeli 450 ada 33 parsel sayılı taşınmazın 3303 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesine göre yapılan kadastro tespitindeki gibi beyanlar hanesinde yazılı şerhler aynen korunmak suretiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince müvekkili olan davacının beyanlarının objektif olarak irdelenmediğini, taşınmaz üzerinde bulunan evin önce … direk üzerine 2. katının inşa edilip, sonrasında davacının masraflarını karşılayarak 1. katı inşa ettiğini, bunun mevcut yapıya ilave olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkilinin mevcut yapının 1. katında 1984 yılından beri oturduğunu, bu yerin konut halinde gelmesi için tüm masrafları karşıladığını açıklayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili temyize cevap ve temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen ret kararının dosya içeriğine uygun olduğunu, ancak İlk Derece Mahkemesi kararını temyiz etmeyen davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine, İlk Derece Mahkemesi kararını temyiz eden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini açıklayarak, kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasını ya da bu yönden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kullanım kadastrosuna itiraz davasında taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3303 sayılı Kanun’un Ek-1 inci maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunun usul ve kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve tarafların müşterek murisi … … tarafından alındığı sabit olan taşınmazdaki evin birinci katının davacı tarafından mı yoksa muris tarafından mı yaptırıldığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 3303 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … vekili ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70’er TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20’şer TL’nin temyiz eden davacı ve davalılardan ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.