YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4293
KARAR NO : 2023/2376
KARAR TARİHİ : 13.04.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince. davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı … ve arkadaşları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvuruların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davaya konu … ili … ilçesi … Mahallesi 604 parsel, 23.01.1985 tarihli tapulama tutanağına göre, 21.6.1930 tarih 700 nolu tapu kaydına istinaden tapu kayıt malikleri adına 5630 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile; 605 parsel 23.1.1985 tarihli tapulama tutanağına göre, senetsiz ve belgesizden 20 yılı aşkın zilyet ve tasarruf eden … oğlu … … adına 95 m2 yüzölçümü ve bahçe vasfı ile; 607 parsel, 23.01.1985 tarihli tapulama tutanağına göre senetsiz ve belgesizden 20 yılı aşkın zilyet ve tasarruf eden … oğlu …… adına 168 m2 yüzölçümü ve bahçe vasfı ile tespit edildikten sonra, Hazine ve …’nun itirazı üzerine yapılan komisyon incelemesi sonucunda 8.10.1990 tarihli ve 420 sayılı komisyon kararı ile, her iki itirazcının itirazları reddedilerek, taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, 23.06.1987 ila 22.7.1987 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanına alınmış, askı müddetinde 22.07.1987 tarihli ve 1500 sayılı yazı ile, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığından bahisle itiraz edilmiş ve yapılan komisyon incelemesi sonucunda 8.10.1990 tarih ve 420 sayılı komisyon kararıyla, itiraz kabul edilerek 605 ve 607 numaralı parsellerin Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Davacı … 22.4.1992 tarihli dava dilekçesinde; … ilçesi … köyü … … mevkiinde bulunan 604, 605 ve 607 nolu parsellerin bir bütün olduğunu ve 1981 yılında … Asliye Hukuk Mahkemesinde 1981/83 Esas sayılı dosya üzerinden görülen dava sonucunda parsellerin kendi adına tesciline karar verildiğini, Hazinenin ve diğer davalı şahısların bu parsellerde hiç bir hakkının bulunmadığını, komisyon tespitinin tamamen yersiz olduğunu ileri sürerek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adına tescilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu 604, 605, 607 parsellerin davalı Hazinenin dayanağı K.evvel 1323 tarih 312/13 sıra tapu kaydı kapsamında kalmadığı, 604, 605 ve 607 parsellerin K.sani 1306 tarih 74 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı, bu parsellerden 607 parselin teknik bilirkişilerin raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bu kısmın Kadastro Kanunu’nun 16/c. maddesi gereğince tescil harici bırakılmasına, tapu kaydının hudutlarının sabit olduğu, genişlemeye elverişli bir hududu bulunmadığından yüzölçümüne değil sınırlarına itibar edilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile K.sani 1306 tarih ve 74 sıra tapu kaydının maliki adına tespitine; … ili … ilçesi … … Mevkiinde bulunan 604 nolu parselin 5630 m2 yüzölçümü ve tarla vasfında … TC kimlik nolu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 dğ) adına tapuya kayıt ve tesciline; … ili … ilçesi … Mahallesi … Mevkiinde bulunan 605 nolu parselin 95 m2 yüzölçümü ve bahçe vasfında … TC kimlik nolu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 dğ) adına tapuya kayıt ve tesciline; … ili … ilçesi … … Mevkiinde bulunan 607 nolu parselin, fen ve jeoloji bilirkişisinin 28.11.2016 tarihli raporları eki krokide (A) harfi ile gösterilen ve 2 m2 lik kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bu kısmın tescil harici bırakılmasına, fen ve jeoloji bilirkişisinin 28.11.2016 tarihli raporları eki krokide 607 parsel olarak gösterilen (A harfi ile gösterilen kısım hariç) kısmın 166 m2 yüzölçümü ve bahçe vasfı ile … TC kimlik nolu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 dğ) adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı … ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı … ve arkadaşları vekili istinaf dilekçesinde; takdir edilen vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile talepleri doğrultusunda kararın düzeltilmesini talep etmişlerdir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğunu, zilyetlikte iktisaba elverişli olmadığını, kadastro komisyonu tarafından yapılan değerlendirmenin doğru olup taşınmazların Hazine adına tescilinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların davasının reddine, dava konusu taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu … ilçesi … Mahallesi 604, 605 ve 607 parsel sayılı taşınmazların davacı ve davalı gerçek kişilerin ortak murisi Topaloğlu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 doğumlu …) adına kayıtlı K.Sani 1306 tarih ve 74 sıra sayılı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, kadastro hakiminin doğru sicil oluşturmakla görevli olduğunun gözetilmesi ile infazda tereddüte neden olmayacak şekilde, dava konusu taşınmazlar hakkında düzenlenen kadastro komisyon kararlarının iptaline karar verilmesinden sonra, dava konusu taşınmazların tapu maliki …oğlu … adına tespit ve tesciline karar vermek gerekirken, infazda tereddüte neden olacak şekilde komisyon kararlarının iptaline karar vermeden doğrudan tapu maliki …oğlu … adına tapuya kayıt ve tescil hükmü kurulmasında; ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 30/2 nci maddesi uyarınca tespit maliki …’un ölü olduğu yönünde beyanlar hanesine şerh verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, davalı gerçek kişiler aleyhine hüküm kurulmaması ve Hazinenin harçtan muaf olması dikkate alınarak reddedilen kısım yönünden davacı mirasçıları aleyhine karar ve ilam harcına hükmedilmemesinde; davacının talebine aykırı olarak dava konusu taşınmazların davacı ile davalı şahısların ortak murisi adına tesciline karar verilmesine rağmen, davacı mirasçıları lehine, davanın açılmasına neden olmayan davalı mirasçıları aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde; yine davanın açılmasına neden olmayan davalı mirasçılarının yargılama giderlerinden kısmen sorumlu tutulmasında; davada vekille temsil edilen davalılar … ve arkadaşları lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Hazine vekili ile davalı … ve arkadaşları vekilinin istinaf itirazlarının açıklanan yönlerden kısmen kabulü ile sair istinaf itirazlarının reddine; Urla Kadastro Mahkemesinin 28.03.2018 tarih ve 2013/17 Esas, 2018/24 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b/2 ve 355 nci maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulün ve kısmen reddine, … ili … ilçesi … Mahallesi … Mevkiinde bulunan 604, 605 ve 607 parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyon kararlarının iptali ile … ili … ilçesi … Mahallesi … Mevkiinde bulunan 5630 m2 yüzölçümlü ve tarla vasıflı, 604 parsel sayılı; aynı yer 95 m2 yüzölçümlü ve bahçe vasıflı 605 parsel sayılı taşınmazların … TC Kimlik nolu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 doğumlu) adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesinde “tespit maliki …ve …oğlu …’un ölü olduğu” yönünde şerh yazılmasına; … ili … ilçesi … Mahallesi … Mevkiinde bulunan 607 parsel sayılı taşınmazın, fen ve jeoloji mühendisi bilirkişinin 28.11.2016 tarihli raporları ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 2 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle bu kısmın tescil harici alanda bırakılmasına; fen ve jeoloji mühendisi bilirkişinin 28.11.2016 tarihli raporları ekindeki krokide 607 parsel olarak gösterilen (A harfi ile gösterilen kısım hariç) kısmın 166 m2 yüzölçümü ve bahçe vasfı ile, … TC Kimlik nolu … (…ve …oğlu … 01.07.1837 doğumlu) adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesinde “tespit maliki …ve …oğlu …’un ölü olduğu” yönünde şerh yazılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu 605 ve 607 nolu parsellerin davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 13, 14 ve 20 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının hudutlarının sabit olduğu, genişlemeye elverişli bir hududunun bulunmadığı, bu nedenle yüzölçümüne değil sınırlarına itibar edilmesi gerektiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu kabule katılmak mümkün değildir.
Şöyle ki, davacı tarafın dayandığı Haziran 1930 tarih 5 sıra nolu ve bu kaydın geldisi olan K.Sani 1306 Y 74 nolu kaydının sınırları, şarken lebi derya, garben İmamoğlu Halil el-yevm Yetim İsmail bağı, şimalen leb-i derya, cenuben mukaddema Halil el-yevm Hatip Hüseyin bağı şeklinde olup, miktarı 2 dönüm 1 evlektir. Anılan tapu tapu kaydının ihtiva ettiği şimalen ve cenuben leb-i derya sınırı değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardandır. 3402 sayılı Kanun’un 20/C maddesine göre, tapu kaydındaki sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, sınırlara değil, kayıtta yazılan miktara göre kapsam tayin edilmesi gerekir.
Açıklanan bu kural karşısında, temyize konu 605 ve 607 parsellerin davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı irdelendiğinde, temyiz incelemesine tabi olmayan 604 parsel sayılı taşınmazın, aynı tapu kaydına dayalı olarak 5.630 m2 miktarı ile tapu kayıt malikleri adına tespit edildiği, bu haliyle dayanak tapu kaydının miktarından daha fazlasının kayıt malikleri adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmakta olup, bu durum karşısında, dava konusu 605 ve 607 parsellerin değişebilir ve genişletmeye elverişli sınırlar ihtiva eden ve bu nedenle miktarı itibariyle geçerli olana dayanak tapu kaydının, miktarıyla kapsadığı alanda kaldığından söz edilemez.
2. Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince, temyize konu 605 ve 607 parsel sayılı taşınmazların, değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlar içeren, bu nedenle miktarı itibariyle geçerli olan dayanak tapu kaydının miktarı itibariyle kapsadığı alan içerisinde kalmadığı ve dosya içerisinde mevcut ziraat bilirkişi raporunda, bu parsellerde kullanımın olmadığı, tarımsal niteliklerini kaybetmiş, zilyetlikle kazanımı mümkün olmayan yerlerden oldukları gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.