Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/380 E. 2023/5978 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/380
KARAR NO : 2023/5978
KARAR TARİHİ : 08.11.2023


MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/51 E., 2021/75 K.



KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kadastro sırasında kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeni ile … ili … Mahallesi çalışma alanında bulunan 250 ada 1, 2 ve 3 parsel … sırasıyla 9.969,52, 1.016,09 ve 6.902,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan temyize konu 250 ada 1 parsel … taşınmaz …; temyize konu edilmeyen 250 ada 2 parsel … taşınmaz … ve temyize konu edilmeyen 250 ada 3 parsel … taşınmaz ise … adına tespit edilmiştir.

2. Davacı … dava dilekçesinde; çekişmeli 250 ada 1 parsel … taşınmazın bir bölümünün adına tespit edilen 250 ada 3 ve 28 parsel … taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile iddiasına konu kısmın adına tescilini istemiştir.

3. Birleşen dava dosyasında davacı … dava dilekçesinde, çekişmeli 250 ada 1 parsel … taşınmazın iktisaba elverişli şekilde kendi zilyetliğinde olup, taşınmazı meyve bahçesi olarak kullandığını ileri sürerek taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP
Birleşen dava dosyasında davalı … duruşma sırasındaki beyanında, davacı …’ın davasını kabul etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2016 tarihli ve 2007/184 Esas, 2016/32 Karar … kararı ile; “…mahalli bilirkişi beyanlarına göre fen bilirkişisi …’ın 01.02.2016 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın davacı …’ e ait olduğu ve taşınmazın kalan kısmı yönünden ise davacı … lehine davalı …’ın davayı kabul ettiği ve davacı …’ın keşif sırasında hak iddia ettiği 250 ada 3 parsel yönünden ise müdahale olarak değerlendirilen talebi tarihinde askı ilan süresinin geçtiği…” gerekçesi ile davacı … ve davacı …’ın davasının kabulüne, çekişmeli 250 ada 1 parsel … taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 250 ada 1 parsel … taşınmazın fen bilirkişisi …’ın 01.02.2016 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 366,88 metrekare yüzölçümündeki kısmının bu taşınmazdan ifrazı ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında … mirasçıları … ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın tespit gibi tesciline, müdahil davacı …’ın 250 ada 3 parsel … taşınmaza yönelik müdahale talebi yönünden İlk Derece Mahkemesi’nin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, 250 ada 2 parsel … taşınmazın kadastro tutanağının olağan usullere göre kesinleştirilmesi için Burhaniye Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.06.2019 tarihli ve 2016/10188 Esas, 2019/4398 Karar … kararıyla; “…temyize konu 250 ada 1 parsel … taşınmaz yönünden yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli olmadığı, İlk Derece Mahkemesince çekişmeli taşınmaz başında farklı tarihlerde üç defa keşif yapıldığı ve bu keşiflerde görev yapan fen bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarının birbirlerinden farklı şekilde gösterildiği halde nizalı yerin neresi olduğunun kesin olarak saptanmadan karar karar verildiği, diğer taraftan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği ile sürdürülen zilyetliğin süresi ve şekli konusundaki tanık ve bilirkişi beyanları birbirleriyle çelişkili ve yetersiz olduğu halde bu beyanlara itibar edildiği gibi, nizalı bölüm üzerinde muhtesat niteliğinde su kuyuları ve ağaçlar bulunduğu halde, bunlarla ilgili olarak 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 19 uncu maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca değerlendirme yapılmadığı açıklanarak öncelikle, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi ve fen bilirkişilerinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla kullanıldığı, taraflar arasında nizalı bölümün kullanımıyla ilgili olarak dava tarihine kadar herhangi bir ihtilaf yaşanıp yaşanmadığı, bu bölüm üzerinde bulunan su kuyularının kim tarafından hangi tarihte açılıp kimler tarafından kullanıldığı, zeminde mevcut ağaçların kim tarafından hangi tarihte dikildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanlar arasındaki çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, ziraat bilirkişisine çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, kullanım şekli ve süresi ile zeminde mevcut ağaçların yaş, adet ve cinsleri konusunda ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi, çekişmeli taşınmazın yakın plan renkli fotoğrafları çektirilerek nizalı bölümün sınırlarının fotoğraflar üzerinde işaretlenmesi, uzman fen bilirkişisinden keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor alınması, bu yolla tespit tarihi itibariyle davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesin olarak saptanması, zeminde mevcut bulunan su kuyuları ve ağaçlarla ilgili olarak 3402 … Kanun’un 19 uncu maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca değerlendirme yapılması, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi…” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın kadastro pafta sınırı ile uyumlu olmadığı, bu kısım tespit sırasında 250 ada 1 parsel … taşınmaz içerisinde tespit edilmekle beraber, mahalli bilirkişi beyanlarına göre bu kısmın 250 ada 3 parsel … taşınmaza dahil olduğu…” gerekçesi ile davacı … ve davacı …’ın davasının kabulüne, …,…,…’in 31.08.2021 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 366,88 metrekare yüzölçümündeki kısmın 250 ada 3 parsel … taşınmaza eklenerek bu taşınmazın 7.269,14 metrekare yüzölçümlü olarak hüküm yerinde gösterilen payları oranında … mirasçıları … ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 250 ada 1 parsel … taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 31.08.2021 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 366,88 metrekare yüzölçümündeki kısmın ifrazı ile 9.602,64 metrekare yüzölçümlü olarak davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 250 ada 2 parsel … taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili temyiz başvuru dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesince icra edilen keşfin şeklen yapıldığını ve işin esasını çözmeye yeterli olmadığını, keşfe çıkılmadan mahalli bilirkişi listesi belirlenmediği gibi mahalli bilirkişilerin taraflarla yakınlıkları üzerinde de durulmadığını, teknik bilirkişi raporunun da bilimsel unsurlardan uzak ve bozma gereklerini karşılar mahiyette olmadığını, mahalli bilirkişilerin yanlı beyanda bulunduklarını ve diğer davacı ile akrabalık bağları bulunduğunu, 29.03.2012 tarihli keşifte lehe beyanda bulunulduğunu ileri sürerek ve resen dikkate alınacak sebeplerle hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli 250 ada 1 parsel … taşınmazın hükme esas bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmında zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının kimin lehine oluştuğuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 … Kanun 14, 17 ve 19 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 … Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı … vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 210,55 TL’nin temyiz eden davacı …’dan alınmasına,

1086 … Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.