YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3517
KARAR NO : 2023/1083
KARAR TARİHİ : 28.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında, … İli … İlçesi … Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı … ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1889 parsel sayılı 18.150,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 418 ada 22 parsel numarasıyla ve 18.311,70 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı … adına kayıtlı bulunan eski 1888 parsel sayılı 13.350,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 418 ada 23 parsel numarasıyla ve 13.373,51 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
2. İtirazları kadastro komisyonunca reddedilen davacı … ve arkadaşları dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adlarına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün davalıya ait 418 ada 23 parsel sayılı taşınmazda kaldığını açıklayarak, yüzölçümünün düzeltilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde; davanın kadastro mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu, taşınmazı tapuya güvenerek satın aldığını ve üzerine ağaçlar diktiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere uygulama kadastro işleminde herhangi bir ölçü, hesap veya sınırlandırma hatasının olmadığı ve uygulama kadastro işleminde usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, davacının hak iddia ettiği bölümlerin tesis ve uygulama kadastrosu sınırlarına uygun olduğu, sınırlandırma, ölçü ya da tersimat hatası yapılmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine, dava dilekçesi içeriği, keşifte taşınmaz sınırlarına ilişkin yer gösterimleri ve tüm dosya kapsamından davanın uygulama kadastrosuna yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olduğu gerekçesiyle 23.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik talepleri yönünden davanın görev yönünden reddi ile Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, çekişmeli 418 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 02.01.2019 tarihli kadastro komisyon kararı gibi kayıt ve tesciline, 418 ada 23 parsel sayılı taşınmaza ait uygulama kadastro tutanak aslının kararın kesinleşmesine müteakip kesinleştirilmesi ve tescil işlemlerinin yapılması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin kadastro tespitine ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açtığını, davanın mülkiyet iddiasına dayanmadığını, tamamen müvekkillerinin taşınmazı ile davalının taşınmazı arasındaki sınırdan kaynaklı sınırlandırma, ölçüm, tersimat ve çizim hatasının düzeltilmesine yönelik olduğunu, görevsizlik yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin hem görevsizlik kararı verip hem de esas hakkında karar verdiğini, bu durumun usule ve yasaya uygun olmadığını, mahkeme hükmünün icrai nitelikte, açık ve anlaşılır olması gerektiğini açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “dava konusu taşınmazların sınırlarının tesis kadastro pafta sınırları ve uygulama kadastro pafta sınırlarıyla örtüştüğünü ve uyumlu olduğu, ilk derece mahkemesince uygulama kadastrosuna itiraz yönünden davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin tartışmaların gündeme getirilemeyeceği, davaya konu 22/a çalışmasının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğu belirlendiğinden, dava konusu olarak gösterilen (A) ve (C) bölümleri yönünden davacı isteminin uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olmayıp, mülkiyet ihtilafına yönelik olduğu anlaşıldığından bu kısımlar hakkındaki davaya bakmak görevinin genel hukuk mahkemesine ait bulunduğu ve ilk derece mahkemesince bu bölümler hakkındaki davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı ancak dava konusu tüm parsellere yönelik kadastro tespiti hakkında hüküm kurulması gerektiği, 418 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tespitine yapılan itirazın, Kadastro Komisyonunca reddedildiğinden ve komisyon kararıyla yeni bir durum oluşturulmadığından, hakkında ‘komisyon kararı gibi tescile’ yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı, her iki hatanın da infazda tereddüt oluşturduğu” gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, çekişmeli 418 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tescillerine, 23.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler hakkındaki istem yönünden dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkemesine başvurulması durumunda görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulama kadastrosu sırasında davacılara ait taşınmazın bir bölümünün davalıya ait taşınmazda kalıp kalmadığı ve davanın uygulama kadastrosundan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.