Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/3510 E. 2023/1171 K. 02.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3510
KARAR NO : 2023/1171
KARAR TARİHİ : 02.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/595 E., 2021/1657 K.
KARAR : Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki Uygulama Kadastrosuna İtiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına 5.767,18 m2 yüzölçümüyle kayıtlı bulunan eski 970 parsel sayılı taşınmaz, 140 ada 16 parsel numarasıyla 5.196,78 m2 yüzölçümlü olarak; tapuda davalılar adına 8.700,00 m2 yüzölçümüyle kayıtlı bulunan eski 374 parsel sayılı taşınmaz ise, 140 ada 15 parsel numarasıyla 8.872,59 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu esnasında müvekkili olan davacıya ait bir kısım arazinin davalının taşınmazının içinde bırakıldığını ileri sürerek, hatalı işlemin düzeltilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekilli cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalılar … ve müşterekleri ortak imzalı cevap dilekçesiyle; … Mahallesi 140 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bir kısım hissesinin kendilerine ait olduğunu, iki taşınmaz arasında 22/a çalışmasıyla belirlenen yeni sınırın hatalı olduğunu, davacı tarafından açılan patika yolun gerçek sınıra göre davacının arazisi içinde kaldığını, gerçek sınırın …’in sera duvarı ve telefon direğinin dikili olduğu sınır olduğunu, patika yolda kendilerinin ve davalı …’in hakkının bulunmadığını, iki parsel arasındaki eski sınırların doğru olduğunu belirterek, sınırın bu şekilde düzeltilmesini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahallinde yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporları ile iddia, sınırlar ve kullanım hakkında bilgi sahibi olan mahalli bilirkişi … …’ un beyanına göre 22/a uygulama kadastro tespitinde tespit bilirkişisi olarak görev yaptığı, o dönem ölçüm yapıldığında davacının talep ettiği kısmın davacıya ait taşınmazda kaldığını beyan ettiği, bu hususun diğer tanık beyanlarıyla doğrulandığı, usul ve yasaya uygun düzenlenmiş ve hükme esas alınmış bilirkişi raporunda belirtildiği üzere eski sınırların 140 ada 16 parsel içerisine doğru kaydığı anlaşılmakla 1981 yılında yapılan tesis kadastro çalışmalarınında kullanıma uygun bir şekilde doğru olarak yapıldığı; fakat 2013 yılında yapılan uygulama kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların taraflar arasında süregelen kullanım durumu ve tesis kadastrosundaki sınırlar değiştirilerek ve aradaki sınırlar dikkate alınmaksızın mülkiyet aktarımı doğuracak şekilde hatalı olarak tesis edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne; … ili, … ilçesi, … Mahallesi … mevkii 140 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22/a gereğince uygulama kadastro çalışmaları sonucu oluşan 5.196,78 m² yüzölçümlü hatalı olduğunun tespiti ile … ili, … ilçesi, … Mahallesi … mevkii 140 ada 15 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan Harita ve Kadastro Mühendisi fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24.02.2020 tarihli ek rapora ekli Ek-1 krokide A harfi ile gösterilen alanda 101.44 m² lik kısmın, B harfi ile gösterilen alanda 105.99 m² lik kısmın tapu kaydının iptal edilerek, davacıya ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi … mevkii 140 ada 16 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, … ili, … ilçesi, … Mahallesi … mevkii 140 ada 16 parsel sayılı taşınmazın yeni yüzölçümünün 5.404,21 m² ve … ili, … Mahallesi … mevkii 140 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yeni yüzölçümünün 8,665,16 m² olarak tespitine ve bu şekilde tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; keşfin usulüne uygun yapılmadığını, bilirkişi raporunun davanın niteliğiyle uyuşmadığını, iptali gereken bir durum var ise bunun hangi teknik hatadan meydana geldiğinin açıklanmadığını, dava konusu yolun uydu görüntülerinde son yıllarda görülen bir yol olduğunu, yolun sınır olarak kabul edilemeyeceğini, yapılan 22/a çalışmasının ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılıp yapılmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, davacı tarafça kendilerine ait olduğu iddia edilen kısım yaklaşık 170 m² civarı iken mahkeme kararı ile 207 m² lik kısmın iptal edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; parsellerin tapulama paftasındaki sınırları ile 22/a çalışmaları sonucu oluşan sınırlarının örtüşmediği ve 22/a maddesi gereğince yapılan bu uygulamanın, 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesiyle 26.11.2006 tarihli ve 26361 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı; bilirkişi kurulu rapor ve krokisinde açıklandığı üzere davacıya ait parseldeki yüzölçümü eksikliğinin, davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 140 ada 15 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı ve parselin A ile gösterilen 101,44 m2 ve B ile gösterilen 105,99 m2 lik kısımlarının parsel yüzölçümünden çıkarılarak davacıya ait 140 ada 16 nolu parsel yüzölçümüne eklenmesiyle giderilebileceği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın bu doğrultuda kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde yüzölçümü belirtilmeksizin eksikliğin mahkemece belirlenmesi istenilmiş olup, hükümle davacıya ait parseldeki eski yüzölçümü miktarı da aşılmadığına göre davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi talepten fazlaya hükmetme durumunun da söz konusu olmadığı anlaşıldığından bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; keşfin usulüne uygun yapılmadığını, bilirkişi raporunun davanın niteliği ile uyuşmadığını, iptali gereken bir durum var ise bunun hangi teknik hatadan meydana geldiğinin açıklanmadığını, dava konusu yolun uydu görüntülerinde son yıllarda görülen bir yol olduğunu, yolun sınır olarak kabul edilemeyeceğini, yapılan 22/a çalışmasının ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılıp yapılmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, davacı tarafça kendilerine ait olduğu iddia edilen kısım yaklaşık 170 m² civarı iken mahkeme kararı ile 207 m² lik kısmın iptal edildiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri,
3402 sayılı Kanun’un 22-a maddesi,

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nin 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz eden davalı …’den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.