Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/3207 E. 2023/838 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3207
KARAR NO : 2023/838
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/379 E., 2017/160 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen orman tahdidine itiraz ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. 1963 yılında … Köyünde yapılan kadastro sırasında 791 parsel sayılı taşınmaz 1963 tarihli ve 54 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak İbrahim Soydaş ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiş, 1973 yılında ise, ölünceye kadar bakma akdine dayalı olarak davacı adına tescil edilmiştir. Orman İdaresi tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal davasındaki kesinleşen karar nedeni ile taşınmazın 6.988,17 m2 kısmı 1486 parsel sayısı ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalar nedeni ile 1486 parsel, 124 ada 131 parsel sayısı ve 7.406,36 m2 yüzölçümü ve orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir.

2. Davacı, 28.02.2011 tarihli dava dilekçesi ile; … Köyü’nde 6831 sayılı Orman Kanununa (6831 sayılı Kanun)
göre yapılıp 11.08.2006 ilâ 11.02.2007 tarihleri arasında ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı 31.8.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla (3302 sayılı Kanun) değişik 2/B çalışmasında, adına kayıtlı 791 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alındığı, ancak davalı taşınmazın tarla niteliğinde bulunup hiçbir zaman orman sayılan yerlerden olmadığı, yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde bulunduğu, mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan orman kadastrosunun iptali ve taşınmazın adına tescilini, aksi takdire fazlaya dair talepleri saklı kalmak üzere 8.000 TL tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı vekili 11.05.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; öncelikle orman vasfı ile tapuya tescil edilen taşınmazın tapusunun iptalini ve adına tesciline karar verilmesini, bu talebi kabul görmediği takdirde ise bilirkişi raporuna göre orman sayılan yer olarak tarif edilen 6.125 m2 kısım için dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarını 20.179 TL artırarak toplam 28.179,00 TL tazminatın taşınmaza el atma tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, taşınmazın tamamı orman kabul edilecekse, taşınmazın tamamı olan 7.406 m2 için 34.069 TL’nin el atma tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP
1. Davalı … İdaresi vekili, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı, fiili ve hukuki durumu itibariyle orman vasfında olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/589 Esas sayılı kararı ile bir kısmının orman olarak tesciline karar verildiği savunmasıyla davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2011 tarihli ve 2011/116 Esas,2011/483 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2014 tarihli ve 2014/3499 Esas, 2014/6830 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin kesin hüküm bulunduğu ve evveliyatının orman olduğu kabul edilerek orman tahdidine itiraz ve tescil davasının reddine, arazi kadastrosu yapılırken oluşan tapu kaydının hukuki değeri bulunmadığı gerekçesiyle de tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı, mahkemece kesin hüküm olduğu kabul edilen Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.01.2009 tarihli ve 2007/589 Esas, 2007/23 Karar sayılı kararının konusunun, kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın kesinleşen orman kadastrosu iddiasına dayalı olarak açıldığı ve sonuçlandırıldığı, eldeki davanın dayanağı olan vakıanın ise, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün orman kadastrosu içine alınması işlemine karşı 6831 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan itiraz niteliğinde olduğu, bir başka deyişle çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu içine alınan bölümünün, orman sayılmayan yerlerden olduğu iddiasıyla orman sınırı dışına çıkarılması niteliğinde olduğu, bu nedenle adı geçen kesinleşen hüküm ile eldeki davanın dayandığı vakıaların farklı olduğundan sözkonusu kararının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturmadığı,bu sebeple mahkemenin kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı, eldeki davanın yukarıda saptanan hukuki niteliğine göre, orman sınırlandırılmasının ilk olarak yapıldığından, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği,bu sebeple mahkemece, çekişmeli taşınmazın tesbitine dayanak alınan tapu kayıtları ve tüm tedavülleri, komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları varsa dayanağı belgeler, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşif yapılması, eski tarihli belgelere göre taşınmazın vasfının araştırılması, inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazın orman kadastrosu içinde kalan ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.01.2009 tarihli ve 2007/589 Esas, 2007/2 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen bölümünün öncesinin orman olduğu belirlendiği takdirde ise, davacı tarafından terditli dava açıldığına göre, tazminat isteminin değerlendirilmesinin gerektiği, Medenî Kanunun 1007 nci maddesi gereğince açılan tazminat davalarında, davalı sıfatı, Hazinenin olup; Orman İdaresinin davalı sıfatı bulunmadığından Orman İdaresi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, tazminat davasının, Hazineye de yöneltilmiş olması nedeniyle, yeniden yapılacak keşifte; dava konusu taşınmazın, gerçek değerinin doğru tespit edilebilmesi için arsa ya da arazi vasfında olup olmadığının araştırılması, arsa niteliğinde olduğunun kabulü halinde, değerinin en yakın emsal arsa satış bedeli dikkate alınarak mukayeseli değer metoduna göre, taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun kabulü halinde ise, ziraî gelir-rant metoduna göre gerçek değerinin saptanması ve bilirkişilerden müşterek rapor alınması ve toplanan delillere göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davalı adına tapuda kayıtlı iken 2006 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alınan ve fen memuru …’un 18.04.2016 havale tarihli raporunda (B) ile gösterilen 1.280,57 m2’lik kısmının uzman bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan yerlerden olduğundan bu kısma ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, aynı raporda (A) ile gösterilen 6.125,78 m2’lik kısmın ise öncesi itibari ile orman olduğu, orman olan bir yer için davacı adına Devletin resmi kurumlarınca tapu kaydı oluşturularak tapu sicilinin hatalı tutulmuş olması nedeni ile davacı tarafından terditli olarak talep edilen tazminat isteminin kabulü ile 28.178,59 TL’nin 02.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya ödenmesine, tazminat yönünden Orman İdaresine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tamamının orman sınırları içinde olduğunu, doğu ve kuzey yönden orman ile çevrili olduğunu, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, davacının ıslah talebinin süresinde olmadığını, davacının bu dilekçe ile birden fazla talepte bulunmuş olması nedeni ile ıslah dilekçesinin geçersiz olduğunu, davacı tarafından, 8.000,00 TL tazminat bedeli 28.02.2011 tarihi itibariyle talep edildiğinden, ıslah ise 11.05.2017 tarihi itibariyle yapıldığından toplam tazminat bedeli olan 28.178,59 TL’nin 02.03.2010 tarihinden itibaren faizine hükmedilmesi hatalı olduğunu açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, orman tahdidine itiraz, bu talep kabul edilmediği takdirde ise 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6831 sayılı Kanun’un 1, 7 ve 11 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi

3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2. Temyize konu dava, orman tahdidine itiraz davası olup, orman sınırı içerisine alındığı halde eski tarihli belgelere göre orman sayılmayan yer olduğu belirlenerek davacı adına tesciline karar verilen fen memuru …’un 18.04.2016 havale tarihli raporunda (B) ile gösterilen 1.280,57 m2’lik kısım için ayrıca orman tahdidinin iptaline de karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
1. Davalı Hazine vekilinin (V.C.3.1) no.lu bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının (V.C.3.2) no.lu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin sonuna; “bu kısma ilişkin orman tahdidinin iptaline ve taşınmazın orman sınırı dışında bırakılmasına” kelimelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.