Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/3031 E. 2022/6366 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3031
KARAR NO : 2022/6366
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

2924 sayılı Kanun’a göre yapılan kadastro sırasında … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 1805 ve 4187 parsel sayılı 3.749,00 ve 1.451,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların, kadastro tutanağının edinme hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları belirtilip, beyanlar hanesine ise 1805 parsel sayılı taşınmazın …’in; 4187 parsel sayılı taşınmazın ise …’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 02.03.1993 tarihinde tescil edildikten sonra 07.04.1999 tarihinde yapılan imar uygulaması ile sözü edilen taşınmazların bir kısmının ifraz ve tevhidi üzerine 1783 ada 9 parsel sayılı 333,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz oluşturulmuş ve bu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 153/333 payının …’ın, 180/333 payının ise …’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tescil edilmiş, bilahare 11.09.2015 tarihinde yapılan güncelleme çalışmasında taşınmazın kullanıcıları aynen korunmuştur.
Davacı …, çekişmeli 1783 ada 9 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine iddiasına konu kısmın kendi fiili kullanımında bulunduğuna yönelik şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 1783 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan krokili raporda (B) harfi ile gösterilen 189,70 m2’lik bölümünün 30.12.2011 öncesinden beri davacının kullanımında olduğunun tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanıma ilişkin şerhin iptal edilerek davacı …’in 30.12.2011 öncesinden beri kullanıcı olduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hükmün davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 20.09.2017 tarihli ve 2017/103 Esas, 2017/336 Karar sayılı kararı ile davalı …’in istinaf başvurusunun kabulüne, … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.12.2016 tarihli ve 2016/169 Esas, 2016/454 Karar sayılı hükmünün ortadan kaldırılmasına, HMK’nin 353/1-b-3 maddesi uyarınca taraflar arasındaki tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesine ilişkin davanın esasına ilişkin olarak; davanın kabulüne, 1783 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan kullanım şerhinin iptaline ve dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine; “Bu parselin 219249/1108890 hissesi 1977 yılında beri … kızı …’ın kullanımındadır. 257940/1108890 hissesi 1977 yılından beri … oğlu …’in kullanımındadır. 257940/1108890 hissesi … oğlu …’in kullanımındadır.” şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hükme eklenen tashih şerhi ile de; “…257940/1108890 hissesi … oğlu …’in kullanımındadır….” şeklindeki şerhin; HMK’nin 304/1 maddesi gereğince “…631731/1108890 hissesi … oğlu …’in kullanımındadır….” şeklinde tashihine karar verilmiş ve bu karar davalı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, teknik bilirkişilerin kök ve ek raporlarına göre, dava konusu taşınmazı da içerisine alan bölgenin evvelce bir bütün halinde 1345 parsel sayılı taşınmaz iken 1993 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında muhtelif parsellerin oluşturulduğu, bilahare Çalkaya Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sırasında, …’ın fiili kullanımında bulunan 4187 parsel sayılı taşınmazın 153,00 m2 yüzölçümündeki kısmı ile …’in fiili kullanımında bulunan 1805 parsel sayılı taşınmazın 180,00 m2 yüzölçümündeki kısmının, çekişmeli taşınmaza verildiği, dosya kapsamına göre de davacının iddiasına konu kısmın 30/12/2011 tarihi öncesinden beri davacının kullanımında olup, üzerinde iki katlı evi ve bahçesinin bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise işin esasına yönelik usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek, hükmün infaza elverişli bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kaldırılarak yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosya kapsamına yansıyan bilgi ve belgeler ile geri çevirme kararı ile dosyaya celbedilen belgelerden, imar uygulaması sonucu oluşturulduğu anlaşılan 1783 ada 9 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna esas imar planının dava tarihinden evvel iptal edildiği, bilahare taşınmazın bulunduğu bölgede yeniden imar uygulaması yapıldığı ve 04.03.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılan bu imar planı sonucunda dava konusu yerin 14948 ada 6 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Şu halde, imar uygulaması sonucunda oluşturulduğu anlaşılan çekişmeli 1783 ada 9 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna esas imar planı iptal edildiğine ve bu taşınmazın tapudan terkin edilip, 14948 ada 6 parsel sayılı taşınmaz oluşturulduğuna göre bu hususun dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Mahkemece bu husus göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının kullanımında bulunan kısmın (fen bilirkişi raporunda “B” harfi ile gösterilen bölüm), 2924 sayılı Kanun uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacı lehine beyanlar hanesine kullanım şerhi verilen 3722 parsel sayılı kadastral parsele isabet ettiğinin anlaşılması karşısında, imar uygulaması sırasında sözü edilen taşınmazda ne gibi bir işlem yapıldığı, bir diğer ifade ile davacı lehine şerh bulunan bu taşınmazın imar uygulaması ile başka taşınmaza tedavül edip etmediği araştırılmadan ve hüküm yerinde pay – payda eşitliği sağlanmadan infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmiş olması da isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi hükmünün BOZULMASINA, dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’e iadesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.