Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/2601 E. 2022/10376 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2601
KARAR NO : 2022/10376
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında Çorum Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalılar vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çorum ili ……, ilçesi ….., Köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, 178 ada 8 parsel sayılı 522,98 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, yığma ev, garaj ve arsası vasfı ile; 178 ada 15 parsel sayılı 1.057,51 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz bahçe vasfı ile 180 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise 836,18 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ise bahçe vasfı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak … ve arkadaşları adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazların evveliyatının orman olduğunu, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kamu malı niteliğindeki yerlerden olması nedeniyle davalılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini öne sürerek, taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, davalılar adına yapılan kadastro tespitlerinin iptali ile 178 ada 8 parselin tespitteki vasfı ile 178 ada 15 ve 180 ada 1 parselin ise orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükme karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalılar vekilinin, dava konusu 178 ada 15 ve 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, davalılar vekilinin dava konusu 178 ada ve 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalılar vekilinin, dava konusu 178 ada 8 parsele ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu 178 ada 8 parsel üzerindeki evin 1982 yılında, garajın ise 1985 yıllarında tamamlandığı, içerisine değişik yıllarda sayısı 10 adedi geçmeyen ağaçların dikildiği, taşınmazın hiç bir zaman ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi konumuna getirilmediği ve tarım arazisi olarak kullanımının da söz konusu olmadığı, dolayısıyla gerek davalıların ve gerekse murislerinin ve kök murislerinin taşınmazın mülkiyetini 3402 sayılı Kanun’un 14. ve 17. maddeleri çerçevesinde kazanamadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
Şöyle ki; 4721 sayılı TMK’nin 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerinde, orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici taşınmazlardan imar-ihya edilerek dava tarihine kadar 20 yıl süreyle çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet edilenlerin zilyetleri adına tescil edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Terk edilmiş dere yatakları, taşlık gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise, aynı Kanun’un 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir. Şu halde, iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından taşınmazın evveliyatının imar – ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu haliyle, eldeki davada uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin 1978 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında boşluk vasfı ile tescil harici bırakıldığı anlaşılmakta olup, tesis paftası incelendiğinde de, çekişmeli taşınmazın köy yerleşim içinde kaldığı, hemen sınırında davacıların murisleri adına ev vasfı ile tespit edilen taşınmaz bulunduğu görülmektedir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin, davalıların çekişmeli taşınmazı 1982 yılında (tespit tarihinden 34 yıl önce) ev yaptırarak kullanmaya başladığını beyan etmeleri ve 13.08.2018 havale tarihli inşaat bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerindeki iki katlı evin 1975 – 1980 yıllarında yapıldığının ve yaklaşık 40 yıllık olduğunun, bitişiğindeki ahşap çatılı binanın ise yaklaşık 35 yıllık olduğunun belirtilmiş olması karşısında, çekişmeli taşınmazın öncesinin imar – ihya gerektiren yerlerden olmadığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu 178 ada 8 parsel sayılı taşınmazın öncesi itibariyle imar ve ihya gerektiren yerlerden olmadığı, davalıların bu taşınmazı yığma ev, garaj ve arsası vasfı ile tespit tarihine kadar yaklaşık 35 – 40 yıl kullandıkları ve böylelikle davalılar lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, dava konusu 178 ada 8 parsele yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yanılgılı değerlendirme sonucu kabul karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır .
SONUÇ:Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin dava konusu 178 ada 15 ve 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere ilişkin usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin dava konusu 178 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 tarih ve 2021/999 Esas, 2022/37 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, bu parsel hakkındaki İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.