Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/2587 E. 2023/313 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2587
KARAR NO : 2023/313
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1246 E., 2021/1337 K.
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili esasa, yargılama giderlerine yönelik davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Uygulama kadastrosu sırasında, … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar … ve … adına kayıtlı bulunan eski 4351 parsel sayılı 1303 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 466 ada 5 parsel numarasıyla ve 882,77 metrekare yüzölçümlü olarak; … adına tapuda kayıtlı bulunan eski 4352 parsel sayılı 800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 466 ada 4 parsel numarasıyla ve 1334,51 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2.Davacılar, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve eksikliğin davalıya ait eski 4352 parsel, yeni 466 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını iddia ederek parselin eski yüzölçümü ile tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağını, kanunda öngörülen bu sürelerin hak düşürücü olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının tapusunun iptalini istediği parselin diğer davalıya ait olduğunu, Hazinenin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın husumet ve zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fen bilirkişi raporunda 1992 yılına ait hava fotoğrafında taşınmazlar arasında kullanım sınırı niteliği taşıyan duvarın mevcut olduğunun belirtildiğini, bu haliyle komisyon kararının doğru olduğunun anlaşıldığını, keşifte yapılan ölçümlerde ise davacının kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü alanın 353,10 metrekare olarak hesaplandığını, her ne kadar komisyon kararının tebliğ edilmemesi sebebiyle geçersiz olduğu ileri sürülse de kararın içeriğindeki tespitlerin bu nedenle geçersiz hale gelmeyeceğini ve içeriğin tüm dosya kapsamındaki delillerle doğrulandığı gerekçesiyle davalı Hazine aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 466 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, 14.06.2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı renkle çizilen 353,10 m2 yüzölçümündeki kısmının bu parselden ifraz edilerek; davacılar adına kayıtlı olan 466 ada 5 parsele ilavesine ve bu parsel ile tevhidine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı … vekili esasa, yargılama giderlerine yönelik davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Hazinenin kendisinin sebebiyet verdiği hatalı işlem dolayısıyla Hazine’ye husumet yönlendirildiğini, davanın reddi ile Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olmadığını, ayrıca … lehine red edilen miktar yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı Hazine yönünden pasif husumetten red ile davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretleri kararları yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapu müdürlüğünün komisyon kararının geçersizliği nedeniyle Kadastro Kanununa göre işlem gerçekleştirdiğini, 28.06.1966 tarihli 766 Sayılı Tapulama Kanunu’nun (766 Sayılı Kanun) 28 inci maddesi uyarınca “14.05.1975 tarihli komisyon kararı müvekkilinin dedesine tebliğ edilmediği için itiraz edilmediğini, karar tarihinde yürürlükte bulunan 766 Sayılı Kanun’a göre öngörülen 30 günlük hak düşürücü sürenin başlamadığını, 26.02.2021 tarihli keşif zaptında mahalli bilirkişiler …, … ve davalı tanığı …’ın beyanlarına dikkat edildiği taktirde duvarın olduğu yerde yaklaşık olarak 50 yıl önce müvekkilin dedesinin ahırının bulunduğunu, mahalli bilirkişi beyanları, tanık beyanları ve gerek 1982 tarihli tapu gerek en son çıkarılan tapu çapları, alanları dikkate alındığında dava konusu yerin müvekkiline ait olduğu sabitken geçersiz olan komisyon kararını esas alarak gerekli araştırmalar yapılmadan sadece bir hava fotoğrafı alınarak, 1975 yılına ait hava fotoğrafları alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu” ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1.Davacı vekilinin istinaf incelemesinde; İlk Derece Mahkemesince davalı Hazine yönünden, husumetten red kararı verilmiş olup dava konusu taşınmazların ve 22/a uygulamasına konu sınır taşınmazlarının Hazine ile ilgisi bulunmadığından Hazine yönünden verilen kararın doğru olduğunu; davanın niteliği gereği maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabi bulunduğundan, davanın kabulü nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin, davalı yararına red edilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğunu;

2.Davalı vekilinin istinaf incelemesinde, komisyon kararının … ve … ‘e 22.08.1975 tarihinde tebliğ edildiğini, tapulama işlemi 14.07.1975 tarihli komisyon kararından sonra 28.07.1976 tarihinde kesinleştirildiğini, kesinleşmenin davacı iddiasında olduğu gibi komisyon kararına göre yapıldığını, komisyon kararının kesinleşerek kaydedildiğinin anlaşıldığını, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacılara ait 4351 ve davalılara ait 4352 parseller ile ilgili olarak … Mahallesinde 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 4351 sayılı parsel maliki …’ün tapulama çalışmalarına itiraz ettiğini, tapulama komisyonu kararı ile krokide A harfi ile gösterilen 425 m2’lik kısmın 4352 parselden düşülerek 4351 nolu parsele eklendiği, bu komisyon kararına göre 4351 parsel sayılı taşınmazın 1303 m2, 4352 parsel sayılı taşınmazın 890 m2 olarak tapuya tescil edildiğini, 22/a yenileme çalışmaları sırasında ise 4351 parselin 466 ada 5 parsel olarak, 4352 parselin 466 ada 4 parsel olarak tescil edildiğini, ancak tesis kadastrosuna itiraz üzerine verilen komisyon kararına göre tersimat yapılmadığını, komisyon kararı öncesi haliyle yenileme çalışması yapıldığını, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ve komisyon kararı ile mevcut belgelere göre belirlenen ve bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen kısmın yeniden yapılan ölçüme göre 353,10 m2 olduğu, 466 ada 4 parselin yeni alanının 981,41 m2, 466 ada 5 parselin yeni alanının 1235,87 m2 tespit edildiği, sonuç olarak tapulama komisyonu kararı ile 4352 parselden düşülerek 4351 parsele eklenen kısmın 22/a çalışmaları sırasında tekrar 4352 parsele eklendiğini, incelenen hava fotoğrafının da bu hususu doğruladığını, komisyon kararının tebliğ edildiğine dair evrakın da dosyaya sağlandığını, Mahkemece ayrıntılı, gerekçeli, bilimsel ve teknik verilere dayalı, yasaya uygun bilirkişi raporuna göre A harfi ile gösterilen 353,10 m2’lik kısmın 466 ada 4 parselden ifraz edilerek 466 ada 5 parsele eklenmesine dair kararın dosya kapsamına ve yasal mevzuata, yapılan teknik değerlendirmeye uygun olduğu kanaatine varılarak davacılar vekili ve davalı … vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 Sayılı Kanun) 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 Sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un (3402 Sayılı Kanun) 22/a maddesi.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

179,90 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 61,32 TL’nin istek halinde temyiz eden davalı …’e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.