Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/2407 E. 2023/1100 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2407
KARAR NO : 2023/1100
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı … terekesi temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Kadastro sonucunda … ili, Milas ilçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 65 parsel sayılı 19.746,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, tutanak içeriğinde taşınmazın Kemal Toker kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları neticesinde, taşınmazın beyanlar hanesine …Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. kullanımında olduğu şerhi verilmiştir.

2.Davacılar … ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; 109 ada 65 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi Kemal Toker’e ait iken ölümüyle davacılara kaldığını, halen davacıların kullanımında olduğu halde davalı Şirket adına kullanıcı şerhi verildiğini öne sürerek bu şerhin iptali ile davacılar adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın zilyetlik devir sözleşmeleriyle davacı taraftan satın alındığını ve zilyetliğinde davalı şirkette olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.09.2015 tarihli tarihli ve 2013/50 Esas, 2015/842 Karar sayılı kararı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.03.2019 tarihli ve 2016/11153 Esas, 2019/1888 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacıların murisinden intikal ettiği, bütün mirasçıların birlikte davayı açmadığı, dava konusu taşınmazın terekeye dair bir mal olduğu ve terekenin iştirak halinde bulunduğu, davacıların tek başlarına dava açma sıfat ve yetkilerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmediği, davanın açılış ve dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacıların talebinin çekişmeli taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik olduğu, Mahkemece, davacı tarafa davada yer almayan diğer mirasçıların katılımlarını ya da muvafakatlerini sağlamaları veya terekeye temsilci atanması için dava açmaları hususunda süre ve imkan tanınmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.

3. Bozma ilamına karşı davalı Şirket vekili karar düzeltme isteminde bulunmuşutur.

4.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli ve 2019/3421 Esas, 2019/7232 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut 15 Mayıs 1998 tarihli zilyetlik devir ve taşınmaz satış belgesi ile 30.12.1997 ve devamında 06.03.1998 tarihli zilyetlik devir ve taşınmaz senedi ile taşınmazın tüm mirasçılar tarafından tanık anlatımına uygun şekilde 100.000 mark karşılığında zilyetlik devir sözleşmesi yapıldığı, imza inkarında bulunulmadığı, 06/03/1998 tarihinde davacılardan davalılara devri yapılan ve davalı … Şirketi tarafından kullanımı gerçekleşen dava konusu taşınmaz için kullanım ve gerçek duruma uygun şekilde beyanlar hanesine davalı Şirketin kullanımında olduğunun tesbiti şeklindeki şerhin usule uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacıların murisi Kemal Toker terekesi temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde; sözleşmede köy muhtarı ve azalarının isminin geçmediği, sözleşmede belirtilen ücretin de ödenmediğini, bu nedenle zilyetliğinde devredilmediğini, davacılar tarafından taşınmaz üzerine incir ağaçlarının dikildiğini, davalı tarafın ekonomik amacına uygun bir kullanımının bulunmadığını belirerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kullanım kadastrosu nedeniyle beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanun’un Ek 4 üncü maddesi

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacıların murisi Kemal Toker terekesi temsilcisi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.