Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/2286 E. 2023/813 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2286
KARAR NO : 2023/813
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/805 E., 2021/1337 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/491 E., 2020/53 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı gerçek kişiler vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Kullanım kadastro sırasında, … ili … ilçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan, 1728 ada 1 parsel sayılı 710 m2 yüzö lçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, İnce …’nın kullanımında olduğu şerh edilerek, arsa vasfıyla, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; … ili … ilçesi … Mahallesi 1728 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kadastro yetkililerince yapılan güncellemelerin gerçeği yansıtmadığını, davaya konu taşınmazın zilyetliğinin, müvekkili olan davacı tarafından, 03.04.1995 tarihinde, ölü İnce …’dan muhtarlıkça tanzim edilen gayri menkul zilyetlik devir sözleşmesine istinaden, bedel karşılığında devralındığını, taşınmazı devir aldıktan sonra müstakil tarzda betonarme ev yaptırdığını, arta kalan yerleri de ağaçlandırarak 21 yıl kullandığını ve faydalandığını ileri sürerek, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılarak, davacı isminin şerhine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu yerle ilgili olarak kullanım kadastro tespitinin yapılmadığını ve kadastro tutanağı düzenlenmediğin, açılan iş bu davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar cevap dilekçelerinde özetle; davaya konu olan taşınmazın satılmadığını, davacının 14 nolu parseli aldığını, imardan önce 2112 parselden almış olduğu yerinde 750 metrekare olduğunu, davacının almadığı yerlerede sahip olmak istediğini, kesinlikle hakkı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, … ili … ilçesi … Mahallesi 1728 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 03.04.1995 tarihinde ölü İnce …’dan muhtarlıkça tanzim edilen gayri menkul zilyetlik devir sözleşmesi ile zilyetliğinin davacıya devredildiği, bu hususun mahallinde yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanları ve taşınmaza ilişkin ecrimisil kayıtları ve ödeme belgeleri ile numarataj belgesi ile desteklendiğini, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki “… oğlu İnce … kullanımındadır.” şerhinin gerçeği yansıtmadığının anlaşılmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, … ili, … ilçesi, … mahallesi, 1728 ada 1 paselde kayıtlı taşınmazın beyanlar hanesindeki ” … oğlu, İnce … kullanımındadır” şerhinin silinerek davacı “… oğlu, … kullanımındadır” şeklinde şerh düşürülmesine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı gerçek kişiler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı gerçek kişiler vekili istinaf dilekçesinde; davacının, davalıların murisi ile tek bir zilyetlik devir sözleşmesi imzaladığını, imar uygulaması ile 2112 parselin 1728 parsel olduğunu. 14 parselin ise 1728 ada 2 parsel olduğunu, davacının zilyetliğini devir aldığı parselin 1728 ada 2 parsel olduğunu ve buraya ev yapıp zilyetlik devir sözleşmesine dayanarak adına tescil ettirdiğini, davacının zilyetliğinde olan 750 m2 nin DOP kesintisiyle 415 m2 ye düştüğünü ve bu şekilde adına tapulandığını, davacının mükerrer tapu istediğini, ayrıca 1 nolu parselin de tamamını kullanmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaya konu 2112 parselin tesis kadastrosunun 02.03.1993 tarihinde yapıldığı tesis kadastrosuyla beraber muris İnce … adına kullanıcı tespiti yapıldığı, davacının dosya kapsamına göre 1995 yılında sözleşme ile 750 m2lik kısmın zilyetliğini devraldığı, davalılar, davacının zilyetliğini devir aldığı parselin 1728 ada 2 parsel olduğunu ve buraya ev yapıp zilyetlik devir sözleşmesine dayanarak adına tescil ettirdiğini belirtmiş iseler de … Belediye Başkanlığının 20.01.2017 tarihli cevabi yazısına göre 1728 ada 1 parselin 2112 parselden geldiği, 1728 ada 2 parseli ise ihdas suretiyle oluşturulduğu ve 415 m2 olduğu tapu suretine göre davacının taşınmazın 1999 yılında satış suretiyle aldığını davaya konu zilyetlik sözleşmesiyle bir ilgisi olmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı gerçek kişiler (… ve müşterekleri) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı gerçek kişiler vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen belirlenecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’ nun Ek 4 üncü maddesi,

3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında, davalı gerçek kişiler vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 3402 sayılı Kanun’un Ek-4 üncü maddesi ile, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun (6831 Sayılı Kanun) 20.06.1973 tarihli Kanunla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun’un 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Bu maddenin amacı, kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Diğer bir anlatımla, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak, fiilen kullanan kişilerdir.
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde güncelleme çalışması yapıldığı anlaşılmakta olup, dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarına göre, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi …’ nın 27.03.2017 tarihli raporunda yeşille boyalı olarak gösterilen duvarla çevrili bölümünün davacı tarafından kullanıldığı belirlenmiş olmasına rağmen, taşınmazın tamamında davacının kullanımı varmış gibi lehine kullanıcı şerhi verilmesi doğru görülmemiştir.

3. Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi …’ nın 27.03.2017 tarihli raporunda yeşille boyalı olarak gösterilen duvarla çevrili bölümü yönünde davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi, diğer kısma yönelik davanın ise reddedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.