Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/1925 E. 2022/4731 K. 18.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1925
KARAR NO : 2022/4731
KARAR TARİHİ : 18.05.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosu

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.10.2021 tarihli ve 2021/11599 Esas, 2021/10226 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez ise davalı … vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü.
K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Kurtalan İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı … ve arkadaşları ile dava dışı müşterekleri adına payları oranında kayıtlı bulunan eski 247 parsel sayılı 12.870,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 105 ada 14 parsel numarasıyla 7.755,69 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı … ve arkadaşları, taşınmazının yüzölçümünün uygulama kadastrosu ile azaldığını ileri sürerek dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli eski 247 parsel, yeni 105 ada 14 sayılı parselin uygulama tutanağında olduğu gibi uygulama krokisine ve bu krokiye göre fen bilirkişisi tarafından hesaplanan miktarı ile 105 ada 14 parselin 7.755,69 m2 yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.10.2021 tarihli ve 2021/11599 Esas, 2021/10226 Karar sayılı ilamıyla özetle; Mahkemece, uygulama kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmadığı, yine taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli … fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları ile bölgede yapılan DSİ’ye ait kamulaştırma çalışmasına ilişkin evraklar getirtilerek dosya arasına alınmadığı, diğer taraftan dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporu, taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde hazırlanmadığı, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceğine işaret edilerek, öncelikle anılan belgelerin getirtilmesi, daha sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılması, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmesi, fotoğrafları çekilmesi, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmesi, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmesi, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmesi, teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınması açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağının göz önünde bulundurulması gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı … vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Yerel Mahkemece temyiz ve karar düzeltmeye konu hükmün verilmesinden sonra Dairece iki kez geri çevirme ile bölgede 2014 yılında yapılan uygulama kadastrosunda 105 ve 106 adalarda bulunan taşınmazların sınırlarının belirlenmesinde hatalarının yapıldığının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce saptanması nedeniyle verilen talimat gereği bu adalarda “güncelleme tutanağı” adı altında 2019 tarihinde ikinci bir uygulama kadastrosunun yapıldığı (uygulama kadastrosunun amacı tesis kadastrosu ile belirlenen sınırların en doğru şekilde paftasına aktarılması olması nedeniyle, birden fazla uygulama kadastrosunun yapılması halinde ikinci kadastro sayılmayacağından yok hükmünde bulunmadığı) ve yüzölçüm hanesinin boş bırakılarak Yerel Mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bundan ayrı olarak; kadastro davalarına bakmakla görevli gerek Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin ve bilahare bu görevi devralan Dairemizin yerleşik uygulamasıyla; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında davacı tarafından yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla dava açılması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilmesinin yeterli olduğu, yargılama sırasında yapılacak keşif ve alınacak raporlar sonucunda yüzölçüm eksikliğinin komşu taşınmazlarda kaldığının anlaşılması halinde davacı tarafa komşu taşınmaz maliklerini davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanınması, bu şekilde 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf koşulu sağlandıktan sonra komşu taşınmaza ait uygulama tutanak aslının davalı hale getirilerek dosyaya istenilmesi, bu yolla davaya dahil edilen komşu taşınmaz maliklerinin de davaya diyeceklerinin ve delillerinin sorulup saptanması ve sonucuna göre dava hakkında bir karar verilmesi gerektiği benimsenmiştir.
Ne var ki; davacılar tarafından eldeki davanın Kadastro Müdürlüğü, … ve … …’i davalı olarak göstermek suretiyle açılmış ise de dava dilekçesinde davalılar … ve …’in malik olduğu taşınmazın ada-parsel numarasının belirtilmediği, mahkemece bu eksikliğin davacı taraftan sorulup uygulama(güncelleme) tutanak asıllarının davalı hale getirilerek Tapu Müdürlüğü’nden istenmediği de anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; eldeki dava yönüyle; bozma ilamında gösterilen eksiklikler tamamlanıp belirtilen şekilde keşif yapılması ve teknik bilirkişiden yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı şekilde rapor düzenlenmesinin istenmesi ve düzenlenecek raporda özellikle uygulama kadastro komisyon kararında yazılı olduğu gibi yüzölçüm kaybının; çekişmeli taşınmazın kök parseli olan 35 numaralı tesis kadastrosu parselinin ifrazından oluşan iş bu davaya konu eski 247 parsel ile güneyinde yer alan ve yine ifraz parseli olan eski 248 yeni 105 ada 32 parselin fiili zemin durumu ile kadastro altlığının uyumsuzluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının da özellikle irdelenmesinin istenmesi; keşif sonucunda düzenlenecek bilirkişi raporunun davacı tarafa tebliğ edildikten sonra davasını yöneltmek istediği davalı … ve …’in dışında varsa komşu taşınmaz maliklerinin de davaya dahil edilmesi ve komşu taşınmazların uygulama ve bilahare yapılan güncelleme tutanaklarının davalıdır şerhi verilerek Tapu Müdürlüğü’nden istenilmesi, hüküm verilirken davacılara ait taşınmazın sonradan düzenlenen “güncelleme tutanağı”nda yüzölçüm hanesinin açık bırakıldığı da gözetilerek yüzölçüm hanesinin doldurularak tescil hükmünün kurulması, davacı taşınmazdaki eksikliğin komşu taşınmazlarda kaldığının anlaşılması halinde davalı …’ne karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddinin gerekip gerekmediğinin tartışılması hususlarının da bozma ilamına eklenmesi gerekirken sehven unutulduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 11.10.2021 tarihli ve 2021/11599 Esas, 2021/10226 Karar sayılı bozma ilamına yukarıda açıklanan nedenler de eklenerek 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince hükmün genişletilen gerekçe ile BOZULMASINA, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.