Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/1877 E. 2023/697 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1877
KARAR NO : 2023/697
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili ile davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Uygulama Kadastrosu sırasında Samsun ili, … ilçesi, … Köyü/Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı Hazine ve bir kısım davalılar adına kayıtlı bulunan eski 2365 parsel sayılı 4.194,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 313 ada 3 parsel numarasıyla ve 3.657,22 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2364 parsel sayılı 4.490,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 313 ada 13 parsel numarasıyla ve 4.931,61 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2.Davacı Hazine vekili, Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesinde, Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları sırasında Hazineye ait (yeni) 313 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 4.194,30 m2 iken 3.657,22 m2 olarak yüzölçümünün azaldığını, davalılara ait ( yeni) 313 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ise yüzölçümünün arttığını belirterek, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …, taşınmazın bulunduğu yere ilişkin kadastro çalışmalarının 1990 lı yıllarda başladığını ve 1995 yılında bittiğini, yerin aynı yer olduğunu ve herhangi bir değişiklik olmadığını, yeniden yenileme çalışması yapılmasının hakkın suistimali olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı … ve … keşifteki müşterek beyanlarında, dava konusu taşınmazların bir bütün halinde kullandıklarını, arada herhangi bir sınır bulunmadığını, kendilerini bildiklerinden beri taşınmazı bir bütün olarak kullandıklarını, üzerindeki fındıkları dedelerinin diktiğini beyan etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Çarşamba Kadastro Mahkemesinin 16.12.2019 tarihli ve 2018/22 Esas, 2019/76 Karar sayılı ilk kararı ile davanın kabulüne, dava konusu Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesi 313 ada 13 ve 3 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tutanağının iptali ile fen bilirkişileri tarafından tanzim olunan 19.11.2019 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda B harfi ile belirtilen 642,63 m2 lik kısmın 313 ada 13 parselden ifrazı ile 313 ada 3 parsele eklenmesine, 313 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 4.299,85m2 yüzölçümü ile önceki vasfı ile tapu malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline, 313 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 4.288,98 m2 yüzölçümü ile önceki vasfı ile tapu malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.09.2020 tarihli ve 2020/364 Esas, 2020/960 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme ve araştırma nedeni ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2020/22 Esas, 2021/34 Karar sayılı kararı ile keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin taşınmazlar arasında sabit sınır olmadığını, iki taşınmazın da davalılar tarafından kullanıldığını, iki taşınmazla ancak çevre taşınmazlar arasında gözle görülür bir sınır olduğunu beyan ettikleri, keşif sonrasında alınan, eklerindeki krokilerle denetime elveriş sağlayan bilirkişi raporunda, ada raporunda her ne kadar taşınmazın bulunduğu yörede 1970 yılında kadastro çalışmalarına başlanıldığı yazılmış ise de çalışmanın 1995 yılında tamamlandığı, nitekim kadastro tutanağının da 1995 yılında tutulduğu, taşınmazlar arasında sabit sınırlar olmadığı ancak taşınmazlar içerisinde drenaj amaçlı oluşturulan hendekler olduğu, bu hendeklerin 22/a uygulamasındaki sınır hattına üzerine isabet ettiği, bunun dışında bir sabit sınırın olmadığı hususlarının mütalaa edildiği, bilirkişi raporlarının denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğu, bilirkişi raporunda yer alan krokiler ve paftalar üzerinde yapılan hesaplamalara göre dava konusu edilen parsellerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayıl Kanun) 22/2-A maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmasının hatalı olduğuna kanaat getirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesi 313 ada 3 ve 13 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tutanaklarının iptali ile, 17.03.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile belirtilen 642,63 metrekarelik kısmın 313 ada 13 parselden ifrazı ile 313 ada 3 parsele eklenmesine, 313 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 4.299,85 metrekare yüzölçümü ile önceki vasfı ile tapu malikleri adına, 313 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 4.288,98 metrekare yüzölçümü ile önceki vasfı ile tapu malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline, yenileme kadastrosuna itiraz davasının niteliği gereği davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden, ölçümlerde ve değerlendirmede tespit edilen hata ve yanlışlığın davalı tarafın eylemlerinden kaynaklanmadığı açıkça anlaşıldığından yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılmasına ve davacı Hazine lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ile davalı … istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı … istinaf dilekçesinde özetle, daha önce Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara mahkemenin uymadığını, bilirkişi raporu ile tapunun iptaline karar verilemeyeceğini, 1995 tarihinde açılan tespite itiraz davasının da detaylı olarak incelenmesi gerektiğini, kişilik haklarının ihlal edildiğini, tazminat talepleri olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar lehine olan genişlemenin taşınmazı fiilen kullanan davalılar tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığını, davalıların kötü niyetle davayı takip ettiğini, idare lehine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takdir edilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece getirtilen belgeler ve sonrasında yapılan keşif ve uygulama sonucunda alınan harita bilirkişi heyet raporu ile taşınmazlar arasında olması gereken sınırın usulünce belirlenmiş olmasına göre mahkemece işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı hazine lehine 3402 sayılı Kanun’un 36/A maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleri ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili ile davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı Hazine vekili, davalılar lehine olan genişlemenin taşınmazı fiilen kullanan davalılar tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığını, davalıların kötü niyetle davayı takip ettiğini, idare lehine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takdir edilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğunu, davada 3402 sayılı Kanun’un 36/A hükümlerinin uygulanamayacağını belirterek kararı temyiz etmiştir.
2 Davalı … Tosu, istinaf talebinde ileri sürdüğü gerekçelerle temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin temyiz eden davalı …’dan alınmasına,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.