Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2022/1462 E. 2023/656 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1462
KARAR NO : 2023/656
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Kadastro sırasında Giresun ili, … ilçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 371 ve 103 ada 12 parsel sayılı sırasıyla 64.216,00 ve 31.995,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit payla davalılar …, … ve … adlarına tespit edilmiştir.

2.Davacı … dava dilekçesinde; miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmış, yargılama sırasında tapu kaydına da dayanarak tescil kararı verilmesini istemiştir.

3…., …, …, … ve … müdahale dilekçesinde; miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır.

II. CEVAP
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2013 tarihli ve 2009/244 Esas, 2013/97 Karar sayılı kararı ile; “çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı …’e ait iken muris … tarafından davalıların miras bırakanı …’e bağışlandığı” gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı … ve asli müdahiller …, …, … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2.Hüküm, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2014 tarihli ve 2014/1990 Esas, 2014/12868 Karar sayılı kararı ile; “tarafların ortak miras bırakanı …’in tapu kayıtlarından gelen paylarının bir kısmını oğlu …’e kayden bağışlamasına rağmen bir kısım payını ise uhdesinde tuttuğunun anlaşıldığını, Mahkemece, ortak miras bırakan …’ın uhdesinde tuttuğu paylar yönünden de oğlu …’e bağış yapıp yapmadığının usulüne uygun olarak araştırılmadığını, davacı ve katılan davacıların kayıt kapsamında terekeden gelen haklarının bulunup bulunmadığının kesin olarak belirlenmediği belirtilerek; taraf dayanağı kayıtların açıkta pay kalmayacak şekilde ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmesi, tarafların ortak miras bırakanı … adına tescilli olan Eylül 1972 tarihli 4 sayılı tapu kaydının tedavül görüp görmediğinin ayrıca ve açıkça tekrar belirlenmesi, sonrasında yöreyi iyi bilen yaşlı, tarafsız yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, tarafların iddia ve savunmaları gözetilerek yerel bilirkişi ve tanıklardan, maddi olaylara dayalı bilgi alınması ve taraf dayanağı tapu kayıtlarının yerel bilirkişi eliyle ve uzman fen bilirkişisi marifeti ile zemine uygulanması, tutanak bilirkişileri dinlenilerek, taşınmazların öncesinde kime ait olduğunu, kimden kime kaldığını, kimin ne zamandır kullandığını, taşınmazların ortak miras bırakan tarafından oğlu …’e bağışlanıp bağışlanmadığını, bağışlanmış ise tamamının mı yoksa bir kısmının mı bağışlandığı hususlarının özellikle sorulması ve bu yolla davacı ve katılan davacıların kayden veya mirasen gelen bir haklarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.

3.Bozma kararına uyularak, İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2017 tarihli ve 2015/48 Esas, 2017/82 Karar sayılı kararı ile;“çekişmeli taşınmazların davacıların tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığını ve ortak miras bırakan …’in uhdesinde kalan payların davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne, müşterek muris …’in 21/108 hissesine tekabül eden 22680 hissesinin davacı mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2017 tarihli ve 2015/48 Esas, 2017/82 Karar sayılı kararına karşı davacılar ve asli müdahiller vekili ile davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.03.2021 tarihli ve 2018/1789 Esas, 2021/1794 Karar sayılı kararı ile; “dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar ve asli müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı;
Davalı … vekilinin çekişmeli taşınmazlara ilişkin hükmü yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği belirtilerek; dava konusu taşınmazların, tarafların tutunduğu kök 1292 tarihli ve 72 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığını, tapunun tedavül görmesiyle tarafların ortak murisi …’ın Aralık 1941 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı ile 1/3 payı kök tapu maliki …’dan satın aldığını, 1941 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kaydı ile kök tapu maliki …’dan 1/9 payı satın aldığını, 1941 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydından gelen 1/6 payını Temmuz 1967 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı ile üçüncü kişiye sattığını, Eylül 1972 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kaydı ile geri kalan 1/6 payını oğlu …’e kayden bağışladığını, Eylül 1972 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydı ile de kök tapu maliki …’dan 2/81 hisseyi satın aldığını, sonuç itibariyle kök muris …’ın uhdesinde 11/81 payın kaldığı anlaşılmasına rağmen Mahkemece, kök muris …’ın uhdesinde kalan 11/81 pay üzerinden davacıların miras paylarına isabet eden kısmın adlarına tescili, geri kalan payların tamamının davalılar adına bırakılması gerekirken, davalılar aleyhine olacak şekilde hatalı pay hesabı yapılarak karar verilmiş olmasının isabetsizliğine” değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “dava konusu taşınmazların, tarafların tutunduğu kök 1292 tarih ve 72 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, kök tapu kaydının tedavül kayıtlarında muris …’ın uhdesinde 11/81 payının bulunduğunu, muris …’ın uhdesinde kalan 11/81 pay üzerinden davacıların miras paylarına isabet eden kısmın davacılar adına, geri kalan payların tamamının ise tespit malikleri adına tesciline karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında kök muris … mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; “kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların muris … tarafından …’e kayden ve haricen bağışlandığı, kadastro tespitinden geriye doğru 40-50 yılı aşkın süredir taşınmazların … ve çocuklarının zilyetliklerinde bulunduğu halde, tapu kayıtlarında muris uhdesinde cüzi kayıt görünmesi nedeniyle mahkemece davanın esasında yanılgıya düşüldüğünü, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, murisin uhdesinde kalan pay hesaplamasının netleştirilemediğini ve hisse dağıtımının yanlış yapıldığını, muris …’ın uhdesinde kalan payın Eylül 1972 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydında bulunduğunu, mahkemenin kararına esas alınan Aralık 1941 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydının …’e ait olduğunu, bu tapu kaydının geldi ve gitti kayıtlarından açıkça anlaşılmasına rağmen mahkemece bu hususta yanılgıya düşüldüğünü, kabul edilen oranların tapu kayıtlarına uygun olmadığını, kök tapu kaydının kapsamında kalan dava dışı 103 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların muris … tarafından diğer hissedarlara verilmiş paylar karşılığı oluşturulan parseller olduğu halde mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, davalılar aleyhine olacak şekilde 24960 hissenin davacılara fazla verildiğini, sadece … dava açmasına rağmen, davacı olmayan ve davaya katılmayan kişiler lehine hüküm kurulduğunu” belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazları kapsadığı anlaşılan davacının dayandığı tapu kayıtlarında, tarafların müşterek murisi …’in payının ne kadar olduğu ve davacı ve asli müdahillerin bu tapu kaydındaki paya isabet eden miras paylarının ne kadar olduğuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (IV/B) numaralı paragrafta açıklanan gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.

2.Şöyle ki; tarafların dayandıkları ve çekişmeli taşınmazları kapsadığı anlaşılan tapu kayıtlarının geldi kök kaydı olan Aralık 1292 tarihli ve 72 sıra numaralı tapu kaydının tüm tedavülleri irdelendiğinde, tarafların müşterek murisi …’in Aralık 1941 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydında 1/9, Eylül 1972 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydında ise 9/108 olmak üzere toplam 21/108 payının olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda (IV/A-5) numaralı paragrafta tarih ve sayısı belirtilen Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamında, Eylül 1972 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydında muris …’in payının 2/81 olduğu hususunda maddi hata yapıldığı, maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulmasının da taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağı kuşkusuzdur.

3.Diğer taraftan eldeki dava, tapu kaydına dayalı pay davası olup, davacı ve asli müdahiller tarafından terekeye döndürme istemi bulunmadığına göre, Mahkemece davacı ve asli müdahillerin müşterek murisi …’in tapu kayıtlarındaki payına isabet eden miras paylarına hükmedilmesi gerekirken, muris …’in, dava açmayan ve açılmış davaya da usulüne uygun şekilde katılımları bulunmayan mirasçıları adına miras paylarının tesciline karar verilmiş olması da isabetsiz olmuştur.

4.Bu durum karşısında, davacı ve asli müdahillerin tapu kayıtlarında murisleri adına kayıtlı paya isabet eden miras paylarının doğru şekilde hesaplandığı ve bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 22.12.2017 havale tarihli raporda belirtildiği şekilde pay dağıtımı yapılmak suretiyle, davacıların ve asli müdahillerin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazlar ayrı ayrı 116640 pay kabul edilerek; 2520 payın … kızı … adına; 2520 payın … kızı … adına; 420 payın … kızı … adına; 420 payın … oğlu … adına; 420 payın … oğlu … adına; 420 payın … oğlu … adına; 420 payın … kızı … adına; 420 payın … kızı … adına; 504 payın … kızı … adına; 504 payın … oğlu … adına; 504 payın … kızı … adına; geri kalan payların ise eşit payla tespit malikleri … oğulları …, … ve … adlarına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,14.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.