Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/9673 E. 2021/11903 K. 02.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9673
KARAR NO : 2021/11903
KARAR TARİHİ : 02.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda bozma sonrası Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli … İli … İlçesi … Köyü 426 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle davalılar adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı …, taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu; Orman Yönetimi ise orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, Mahkemece davaların kabulüne, taşınmazın (B) harfi ile işaretli 2925 m² bölümünün orman niteliğiyle; (C) harfi ile işaretli 7938 m² bölümünün 2/B niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, davacılar Orman Yönetimi, Hazine ve davalılardan … vekili tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine … (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22.05.2012 tarihli ve 2011/17197 Esas, 2012/7778 Karar sayılı ilamıyla karar bozulmuştur. Uyulan bozma ilamında özetle; “Davacı … davalı … vekilinin taşınmazın (B) ile işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile; hükmün onanmasına karar verilmiş, taşınmazın (C) ile işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazları yönünden ise; uzman bilirkişi tarafından (C) bölümünün 2/B sahasında olduğunun belirlendiği, 26.4.2012 tarihinde 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği ve Kanunda bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konuların düzenlendiği belirtilerek, bu düzenlemelerin, dava konusu (C) bölümü bakımından değerlendirilmesi, ayrıca 426 parselin çap sınırı içinde kaldığı ve davaya konu olduğu halde, (A) ve (D) bölümleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı” gereklerine değinilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde; davacı … Yönetiminin asıl ve birleştirilen 2005/441 Esas sayılı davasının kabulüne, eylemli orman olduğu bilirkişi raporlarında belirtilen (B) harfi ile işaretli 2.925,83 m² kısım bakımından verilen ilk karar onanarak kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 426 sayılı parselin 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi kapsamında orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle orman dışına çıkarılan ve krokide (C) harfi ile gösterilen 7.938,13 m² kısmının, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre tapu maliki üzerinde bırakılması gerektiğinden, bu bölümle ilgili Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hükmün davacı … Yönetimi ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar … (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/12409 Esas, 2017/3092 Karar sayılı ilamıyla yeniden bozulmuştur. Uyulan ikinci bozma ilamında özetle; “Davacı … Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (C) işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, Hazinenin temyiz itirazları yönünden ise; davacı Hazinenin bozma kararından sonra 19.02.2013 tarihinde verdiği ıslah dilekçesiyle, taşınmazın eylemli orman olan bölümlerinin bu nitelikle tesciline karar verilmesini talep ettiği, HMK’nin 177. maddesinde ıslahın tahkikat sona erinceye kadar yapılabileceğinin düzenlendiği, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı, kaldı ki (C) işaretli taşınmaz bölümünün eylemli orman niteliğinde de olmadığı, (C) bölümü ile ilgili olarak mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bozma kararlarının, bozmaya uyan mahkemeyi bağladığı gibi, karar lehine olan taraflar için de usulü kazanılmış hak oluşturduğu, bu doğrultuda tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanun’un 7-(1) maddesi gereğince Mahkemece (C) işaretli bölüm hakkında “Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, öte yandan orman sınırları dışında kaldığı belirlenen ve çekişmeli 426 sayılı parselin çap sınırları içinde bulunan (A) ve (D) işaretli taşınmaz bölümleri hakkında da, olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği” gereklerine değinilmiştir.
İkinci bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece, 426 parsel sayılı taşınmazın C harfi ile gösterilen kısmının 2/B kapsamında kaldığı belirtilerek 6292 sayılı Kanun’un 7/1. maddesi uyarınca Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına, 426 parselin B harfi ile gösterilen 2.925,83 m2’lik kısmının ise daha önceki yargılamalarda orman olarak kabul edildiği ve bu kısım yönünden hükmün kesinleştiği, bozma sonrası kesinleşen hükmün infazda tereddüt oluşturmaması için yeniden son hükme yazılması zorunlu olduğu gerekçe gösterilerek, B harfi ile belirtilen yerin orman olarak tesciline, yine A ve D harfi ile gösterilen yerlerin de orman olmadığı saptandığından bu yerler yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, Hazinenin tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın kısmen 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle bu kısmının tapu kaydının iptalini istediğine ve talebin 6292 sayılı Kanun’un 7/1-a maddesi kapsamında kaldığı sabit olduğuna göre; 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılan davalarda, anılan Kanun’un 9/5. maddesi uyarınca Hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile hüküm fıkrasında yer alan “Davalılar vekili için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı Hazineden tahsiline, davalılara verilmesine” cümlesinin çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine, kararın 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’un 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince … ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 02.12.2021 günü oybirliği ile karar verildi.