YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9439
KARAR NO : 2022/593
KARAR TARİHİ : 01.02.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün asıl ve birleşen davalar davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl davada davacısı …; bina emlak vergisini ödediği, …’dan satın aldığı ve halen oturmakta olduğu … İli … İlçesi … … Mahallesi 1029/1 Sokak No: 44 ve tapunun L18-a-24-a-2-c pafta, 12141b ada ve 13 numarasında kayıtlı bulunan 216 m² alan üzerinde tek katlı müstakil evin bulunduğu gayrimenkulle ilgili olarak arsanın … Değirmenci adına tescilinin yapılmış olduğunu, arsanın … Belediyesinin kayıtlarına göre …’a ait olduğu ve vergilerinin de ödendiğinin verilen evraktan anlaşıldığını, … Değirmenci’nin kendi evinin bulunduğu arsa ile ilgili hiç bir hak ve alacağının olmadığını, kendisinin arsayı …’dan satış imkanı olmadığı için muhtarlıkta şahitler huzurunda satın aldığını, üzerindeki meskeni de kendisinin yaptırdığını, meskeni …’dan noter satışı ile aldığını, arsanın emlak vergilerinin … tarafından, üzerindeki meskenin emlak vergisinin ise kendisi tarafından ödendiğini, bu nedenle kadastro tespitinin yanlışlıkla … Değirmenci adına yapıldığını, oysa kendi adına yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Fer’i müdahil …; davacı …’ın yanında feri müdahil olduğunu, dava konusu yeri 1978 yılından 2014 yılına kadar kullandığını, 36 yıl zilyet olduğunu 2 şahit huzurunda davacının babası … … aracılığı ile …’a sattığını, davalı … Değirmenci’nin evinin orman içinde kaldığını, … Değirmenci’nin kötü niyetle bu yerleri sahiplenmek istediğini, davacıya yardımcı olmak nedeni ile müdahil olduğunu beyan etmiştir.
Birleşen dava davacıları vekili; dava konusu taşınmazın vekil edenlerinin iptal edilen tapu kapsamında kaldığından bahisle tespit tutanağının iptaline ve vekil edenler adına tapuya tescil edilmesini talep etmiş; ancak 19.04.2016 tarihli celsede davacılar vekili taleplerinden feragat etmiştir.
Dava ilk olarak … Kadastro Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemece; davacılar İbrahim … mirasçıları ve dava arkadaşlarının vekili Av. …’ın dava konusu 12141 ada 13 parsele ilişkin taleplerinden feragat etmesi nedeni ile davalarının reddine, davacı …’ın dava konusu 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapuda adına tesciline ilişkin talebinin reddine, aynı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki 2 nolu şerhin iptali ile kendi adının yazılması talebinin kabulüne, ayrıca davacı …’ ın yanında feri müdahil olarak bulunan …’ın talebinin kabulüne, dava konusu … İli … İlçesi … (…) Mahallesi, 1029/1 sokak, 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinin 2 nolu şerhinde bulunan “bu taşınmaz … … oğlu …’nin 1992 yılından bu yana kullanımındadır.” şerhinin iptaline, dava konusu … İli … İlçesi … (…) Mahallesi 1029/1 sokak, 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 216,62 m² miktarında arsa vasfı ile Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, tapunun beyanlar hanesine; “-6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. -Bu taşınmaz …’ın kullanımındadır. -Tahtalı barajı uzun mesafeli koruma alanı içerisindedir” şerhlerinin yazılmasına karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkemenin vermiş olduğu karar … tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle “dosya kapsamına ve davacının temyiz talebinin içeriğine göre uyuşmazlığın, 1987 yılında Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp kesinleşen 2/B uygulama çalışmalarına ilişkin olduğu, bir başka deyişle mülkiyet durumu daha önce kesinleşerek Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu, her ne kadar dava 3402 sayılı Yasa’ya 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre düzenlenen kullanım kadastro tutanağının askı ilan süresi içinde açılmış ise de yapılan bu kadastro işlemi 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların fiili kullanıcılarının tespiti amacına yönelik olup, bu tespite karşı askı ilan süresinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davanın da kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olması gerektiği, bu durumda mülkiyet durumu kesinleşen taşınmazın davacı adına tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile açılan eldeki davada görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek davanın esasına girilmeksizin görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, önceki hükümle birleşen 2016/11 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sebebiyle bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; davacı … tarafında açılan davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde davacı tarafça talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine; birleşen 2016/11 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmakla dava konusu … İli … İlçesi … (…) Mahallesi 1029/1 sokak 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmazın … adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin 26.12.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Anılan kararın kesinleşmesi üzerine 02.01.2018 tarihinde dosya, görevsizliğe konu uyuşmazlık bakımından Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; birleşen dosyada davacılar İbrahim … mirasçıları ve dava arkadaşlarının dava konusu 12141 ada 13 nolu parsele ilişkin davada feragati nedeniyle bu davanın reddine, davacı …’ın dava konusu 12141 ada 13 parseldeki taşınmazın tapuda adına tesciline ilişkin talebinin reddine, aynı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki 2 nolu şerhin iptali ile kendi adının yazılması talebinin kabulüne, ayrıca davacı …’ın yanında feri müdahil olan …’ın da talebinin kabulüne, dava konusu … İli … İlçesi … (…) Mahallesi 1029/1 sokak 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinin 2 nolu şerhinde bulunan “bu taşınmaz … … oğlu …’nin 1992 yılından bu yanında kullanımındadır” şerhinin iptaline karar verilmiştir. Hüküm, asıl ve birleşen davalar davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosya muhtevası, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre asıl ve birleşen davalar davalısı Hazine vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Mahkemenin 03.04.2018 tarihli kararının gerekçesinde “Dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığından özel mülkiyet konusu olamayacağından tescilin Hazine adına yapılması yasa zorunluluğu olması sebebi ile davacının tescil talebinin reddine, davacı … dava konusu taşınmazı davalı … Değirmenci’nin kullanmayıp kendisinin kullandığını ispat ettiğinden beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin iptal edilerek davacı …’ın kullanan olarak yazılmasına,” karar verildiği belirtilmiş, buna karşılık hükmün 2. fıkrasında “Davacı …’ın dava konusu 12141 ada 13 parseldeki taşınmazın tapuda adına tesciline ilişkin talebinin reddine, aynı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki 2 nolu şerhin iptali ile kendi adının yazılması talebinin kabulüne”; devamla hükmün 3. fıkrasında “Dava konusu … İli … İlçesi … (…) Mahallesi 1029/1 sokak 12141 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinin 2 nolu şerhinde bulunan bu taşınmaz … … oğlu …’nin 1992 yılından bu yana kullanımındadır şerhinin iptaline” denilmişse de gerekçede belirtildiği üzere davacı …’ın kullanan olarak yazılması yönünde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. O halde Mahkemece hükmün 3. fıkrasına “şerhin iptaline” ibaresinden sonra “2014 yılından beri … oğlu …’ın fiili kullanımındadır. şerhinin beyanlar hanesine yazılmasına” cümlesinin eklenmesi gerekmiştir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3. fıkrasına “şerhin iptaline” ibaresinden sonra “‘2014 yılından beri … oğlu …’ın fiili kullanımındadır.’ şerhinin beyanlar hanesine yazılmasına” cümlesinin eklenmesine, yerel Mahkeme hükmünün 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, asıl ve birleşen dava davalısı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince … ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 01.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.