Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/9366 E. 2022/4978 K. 25.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9366
KARAR NO : 2022/4978
KARAR TARİHİ : 25.05.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili ve asli müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; ”Nizalı yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, orman olmadığının belirlenmesi halinde, toprak tevzi çalışmalarına ilişkin kayıt, belgeler ve haritaların uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi, zilyetliğin ne zaman başlayıp, nasıl sürdürüldüğünün, ekonomik amacına uygun olup olmadığının ayrıntılarıyla ve maddi olaylara dayalı olarak saptanması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yapılan yargılama sonunda, asli müdahil Orman Yönetiminin dava konusu 216 parsel sayılı taşınmaza yönelen davasının reddine, davacı … Hazinesinin dava konusu 216 parsel sayılı taşınmaza yönelen davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, 14.11.2017 havale tarihli fen bilirkişi … Altun’un raporunda (B) harfiyle gösterilen 30,000 m2’lik kısmın ayrı bir parsel numarası ile taşlık vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 14.11.2017 havale tarihli fen bilirkişi … Altun’un raporunda (A) harfiyle gösterilen 67,500 m2’lik kısmın ise aynı parsel (216) numarası ile tespit gibi, tarla vasfıyla davalılar Kerem, Sağbetullah, M. …, …, …, Halis, … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, ancak tespit maliklerinden Kerem, … ve …’un ölü olduğu anlaşılmakla, Kadastro Kanunu’nun 25. madde uyarınca verilen yetkiye dayanılarak taşınmazın toplamı 112320 pay kabul edilerek; 7176 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 7176 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 7176 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 7176 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 7176 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 9750 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın 20819551180 T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’ya, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2250 payın … T.C. kimlik numaralı …’e, 4680 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’na, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2340 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 4680 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2808 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2808 payın T.C. kimlik numaralı …’a, 2808 payın … T.C. kimlik numaralı …’a, 2808 payın T….C. kimlik numaralı …’e, 2808 payın … T.C. kimlik numaralı …’e ait olmak üzere adlarına hisseleri oranında ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davacı Hazine vekili ve asli müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
1. HMK’nin 297. maddesi uyarınca, davanın taraflarının kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmeleri gerekirken, dosyanın taraflarının tamamının karar başlığında gösterilmediği görülmektedir. Şöyle ki; ölü oldukları anlaşılan tespit maliklerinden … ve … kızı, … … eşi …’un bir kısım mirasçılarına tebligat yapılmasına rağmen gerekçeli karar başlağında taraf olarak gösterilmedikleri, haklarında olumlu olumsuz karar verilmediği, yine yargılamanın devamı esnasında vefat ettiği anlaşılan tespit maliklerinden …’un bir kısım mirasçıları lehine hüküm kurulduğu, bir kısım mirasçılarının ise gerekçeli karar başlığında gösterilmesine karşın haklarında olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, taraf teşkilinin denetlenebilmesi için ölü olduğu anlaşılan davalılar yönünden veraset ilamı alınması gerektiği göz önünde bulundurulmalı, veraset ilamında belirlenecek mirasçılara usulünce duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek davadan haberdar olmaları sağlanmalı, bu şekilde taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilip toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek açılan davaların tümü hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeli ve taraflar da doğru ve eksiksiz şekilde gerekçeli karar başlığında gösterilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden ve yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki, bozmaya uyulmakla tarafların leh ve aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca, mahkemece bozma kapsamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurma yükümlülüğü ortaya çıkar. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere 273 ve 274 toprak tevzi parsellerinin tescil edilip edilmediği Mahkemece araştırılmamış, çakıştırma yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün tevzi parseli içerisinde kalıp kalmadığı, kalıyor ise hangi tevzi parselinde kaldığı kesin olarak belirlenmemiş, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile denetlenmeden, bu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulmamış, TAKBİS ve parsel sorgu kayıtları üzerinde yapılan araştırmada taşınmazın taşınmazın kuzey ve güney komşuları arasında mera parselleri bulunmasına rağmen mera araştırılması yapılmamış, tüm bunların yanı sıra orman mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında açık renk, ormansız, orman toprağı, çayır ve mera sayılan alanlar içerisinde kaldığının, toprak muhafaza ve orman muhafaza karakteri taşımadığının belirtilmesine rağmen sonuç kısmında kendi içerisinde ve rapor içeriği ile çelişkili olacak şekilde taşınmazın su ve toprak rejimine zarar verdiği, konum itibarı ie orman toprak muhafaza karakteri taşdığı, bilim bakımından ormansız, orman toprağı veya mera niteliği taşıdığı belirtildikten sonra orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, Mahkemece orman mühendisi bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Şu halde; Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere öncelikle, Mahkemece, yöreye ait “en eski” tarihli memleket haritası ve … fotoğraflarının tamamı ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi/bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri/ile orman bilirkişisi/bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)… fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de … fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve … fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik … fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten, müşterek imzalı şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Böylesine yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde usûlünce mera araştırması yapılmalı, bu kapsamda tahsisli mera kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, var ise buna ilişkin harita ve ilgili kayıtlar getirtilip mahalline uygulanmalı, komşu köyler halkı arasından seçilen yerel bilirkişi ve tanıklar HMK’nin 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılarak, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri suretiyle, dava konusu taşınmazın kadim meradan açılarak elde edilen yerlerden olup olmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup taşınmazın kadim veya tahsisli mera niteliğinde olup olmadığı belirlenmelidir.
Yukarıda değinilen araştırmalar sonucu taşınmazın orman ve mera sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde 273 ve 274 toprak tevzi parsellerinin tescil edilip edilmediği araştırıldıktan sonra,dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazlara ilişkin belirtmelik tutanakları, tablendikatif cetvelleri ve varsa uygulanan tüm kayıt ve belgeler eksiksiz şekilde dosya arasına konulmalı, bu parsellerin toprak tevzi çalışmaları sırasında tapu kaydına bağlanıp bağlanmadıkları araştırılarak varsa toprak tevzi tapuları tüm tedavülleriyle birlikte dosyasına eklenmeli, ayrıca taşınmazlara ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait … fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, elde edilen verilere göre taşınmazlara ilişkin toprak tevzi tapusunun bulunması halinde tapunun oluşum tarihinden, tevzi tapusunun bulunmaması halinde ise kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik … fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmeli; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek üçer kişilik yerel bilirkişisi kurul ve taraf tanıkları ile tespit bilirkişileri, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli ve yapılacak bu keşifte öncelikle, yerel bilirkişi ve tanıklara aktarılan davanın dayanağı olan dava dilekçesi ve eki belgeler ayrıntılı biçimde okunup anlatılmalı, bundan sonra davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde yerel bilirkişi ve tanıklarca ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, belirtmelik tutanağında belirtilen kayıtlar varsa bu kayıtlarda aynı şekilde zemine uygulanarak kapsamları belirlenmeli; toprak tevzi haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenip çakıştırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların tevzi çalışmaları sırasında hangi tevzi parselinin kapsamında kaldığı duraksamasız şekilde saptanmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar-ihya çalışmalarının ne zaman tamamlandığı, taşınmazların sınırlarında zaman içerisinde değişme ve genişleme olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemine uygun şekilde çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazların niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin çevre parsellerle karşılaştırmalı gözlemi tutanağa aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, çekişmeli taşınmazların kullanım biçimini, zilyetlik süresini, toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, kamu orta malı mera olup olmadığını ortaya koyan, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye … fotoğrafları üzerinde steroskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği ve kullanım şekli hususunda ayrıntılı rapor aldırılmalı, yapılacak inceleme sırasında uydu fotoğrafları ile memleket haritalarından yararlanılmalı; bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekili ve asli müdahil orman vekilinin hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’ nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.