Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/8927 E. 2022/1880 K. 02.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8927
KARAR NO : 2022/1880
KARAR TARİHİ : 02.03.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; ”davalı … Köyü Tüzel Kişiliğinin, 6360 sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından mahkemece yargılama sırasında sadece bağlı olduğu ilçe belediyesinin katılımı sağlanarak dava görülmüşse de, aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden … Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nin 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, Mahkemece orman mühendisi bilirkişi tarafından 1974, 1984 ve 1992 yıllarında kesinleştiği bildirilen orman kadastrosuna ilişkin evraklar ve tahdit haritasının getirilerek taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu belirlenmemiş, dosya arasında yer alan ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda somut verilere dayalı bilgiler içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmaz üzerindeki bitki türlerini ve yaşlarını incelemekle yetinilen, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak ziraatçi raporu hükme esas alınmış; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamış; bu hali ile taşınmazın evveliyatı hakkında yapılan araştırmanın yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bunun yanı sıra, davalı Hazine vekilince ibraz edilen ek temyiz dilekçesinde dava konusu tespit harici yerin, karar tarihinden sonra Belediyenin yaptığı imar uygulaması sonucunda Hazine adına ihdasen imar parseli olarak tescil edildiği, buna ilişkin olarak davacının idare Mahkemesinde açtığı davanın derdest olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz kısmının ihdasen Hazine adına tescil edildiği öne sürüldüğüne göre parselin oluşumuna esas belgeler ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri; dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları ile kadastro çalışma paftaları; dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde memleket haritaları ve bu haritaların dayanağı en eski tarihli ve dava tarihinden ya da imar planı kapsamına alınma tarihinden (hangisi daha önce ise) 15-20-25 yıl öncesi farklı dönemlere ilişkin en az üç ayrı hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı ve bundan sonra mahallinde, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi, bir jeodezi-fotogrametri harita mühendisi bilirkişisi ve üç ziraatçı bilirkişi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, idari yoldan oluşturulduğu iddia edilen taşınmazın haritası ile fen raporu çakıştırılmak sureti ile iddiaya konu taşınmaz bölümlerinin tamamının mı yoksa bir bölümünün mü tapu kaydı oluşturulan kısımda kaldığı belirlenmeli, orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı; taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırlarının dışında bulunduğunun anlaşılması halinde, memleket haritaları ile bu haritaların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafları ve amenajman planı bilirkişiler marifetiyle çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak, dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (… veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın önceki ve halen niteliğinin ne olduğu, kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı; klizimetre (eğim ölçer) cihazı ile taşınmaz bölümlerinin gerçek eğimi (en düşük, en yüksek ve ortama eğiminin) memleket haritasındaki münhanilerden de yararlanılarak belirlenmeli; taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise ne şekilde işlem gördüğü keşfen de tespit edilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellere ait tespit tutanağı ve dayanağı kayıtlar uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri tespit edilmeli ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını, önceki ve halen mevcut niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın öncesinin orman veya 6831 sayılı Kanun’un 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12’yi aşan ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine ya da imar planı kapsamına alınma tarihine (hangisi daha önce ise) kadar zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı gözetilmeli; bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesince bozulmasına karar verilen 11.03.2015 tarihli ve 2014/206 Esas, 2015/80 Karar sayılı ilk kararda Mahkemece “Alınması gerekli 6.545,07 TL harçtan başlangıçta yatırılan 170,80 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.374,27 TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, ” karar verildiği, hüküm altına alınan karar ve ilam harcının davacı tarafça 27.04.2015 tarihinde bakiye karar harcı olarak mahkeme veznesine yatırıldığı, buna ilişkin makbuz örneğinin dosya içerisinde bulunduğu, buna rağmen Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mükerrer harç tahsiline neden olacak şekilde ikinci defa “Alınması gerekli 6.545,07 TL harçtan başlangıçta yatırılan 170,80 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.374,27 TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,” karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.