Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/8789 E. 2023/1670 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8789
KARAR NO : 2023/1670
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/110 E., 2018/8 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında … Köyü 102 ada 1 parsel sayılı 1.733 hektar 8.050,32 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, gerçek kişiler tarafından açılan davalar kadastro mahkemesince reddedilerek kesinleşmiştir.
2. Davacı … 02.04.2010 havale tarihli dilekçeyle; tapu kayıtları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 42.000 m2 yüzölçümlü kesiminin kendisi ve çocukları adlarına tapuya tescilini istemiş, yargılama sırasında mirasbırakan …’ın miras şirketine temsilci atandığına ilişkin sulh hukuk mahkemesinin kararını sunmuştur.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının … mirasçısı olarak tek başına bu davayı açma hakkının olmadığını, diğer mirasçıların da davada yer alması gerektiğini, dava konusu yerin etrafının ormanla çevrili olduğunu, iddia edilen zilyetliğin bir şekilde ormandan açma ve genişletme suretiyle oluştuğunun açık olduğunu, orman olan yerlerde miras, zilyetlik, satın alma ve sair suretle mülkiyet edinilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … İdaresi vekili cevap dilekçesinde; davacının … mirasçısı olarak tek başına bu davayı açma hakkının olmadığını, diğer mirasçıların da davada yer alması gerektiğini, davacı tarafından dayanılan delillerin hukuki geçerliliği olmadığını, davaya konu taşınmazın orman vasfında olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2013 tarihli ve 2010/43 Esas, 2013/36 Karar sayılı kararı ile, davacının sunduğu tapu kayıtlarının değerlendirildiği, mülkiyet iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi İsmail Yılmaz tarafından düzenlenen 24.09.2012 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile işaretlenen 22.252,75 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptal edilerek … mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı … İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20 nci Hukuk Dairesinin 03.05.2016 tarihli ve 2016/4546 Esas, 2016/5028 Karar sayılı kararıyla; “mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hükme yeterli olmadığı, davacının, kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmeyen Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu 2 dönüm yüzölçümlü tapu kaydı ile T.Evvel 325 tarihli ve 194 sıra nolu 6 dönüm yüzölçümlü tapu kaydına dayandığı, anılan tapu kayıtlarının taşınmaz başında yapılan keşifte uygulanmadığı halde mahkemece tapuların değerlendirildiği mülkiyet iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi … tarafından düzenlenen 24.09.2012 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 22.252,75 m2 yüzölçümlü kesiminin … mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verildiği, davacının, dava dilekçesinde Eskipazar Sulh Ceza Mahkemesinin 1999/22 Esas, 2000/53 Karar sayılı kararıyla eşi …’ın Orman Kanununa muhalefet suçundan açılan davada beraat ettiğini ileri sürmüş ise de anılan dava dosyası incelendiğinde; … hakkında aynı suçtan Sulh Ceza Mahkemesinin 1998/130 Esas sayılı dava dosyasında dava bulunduğu gerekçesiyle kamu davasının CMUK’un 253/3 maddesi gereğince reddine karar verildiği, temyiz edilmeksizin 01.09.2000 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, Eskipazar Sulh Ceza Mahkemesinin 1998/130 Esas, 2000/139 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde ise; sanığın (davacının eşi …’ın) 12.10.2000 tarihinde öldüğünden davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, temyiz edilmeksizin 22.11.2000 tarihinde kesinleştiği, açma yapıldığı iddia iddia edilen yerin temyize konu dosyada davaya konu edilen taşınmaz ile aynı olduğu, orman bilirkişi … tarafından düzenlenen 07.06.2000 tarihli raporda; taşınmazın eylemli durumu ve öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirtildiği, 26.05.2000 tarihinde yapılan keşifte dinlenen sanık …’ın Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu 2 dönüm yüzölçümlü tapu kaydı ile T.Evvel 325 tarihli ve 194 sıra nolu 6 dönüm yüzölçümlü tapu kaydına dayandığı, Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu tapu kaydındaki malik … oğlu … bini …’nin dedesi olduğunu, T.Evvel 325 tarihli ve 194 sıra nolu tapu kaydındaki maliklerden … ‘ın ise babası olduğunu iddia ettiği, aynı tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişiler … ve …’ın; davalı yerin öncesinde sanığın babası tarafından ekilip biçildiğini, eskiden beri suça konu yerin sanık ve ailesine ait olduğunu T. Evvel 325 tarihli ve 194 nolu tapu kaydının davalı yere mevkii itibariyle uymadığını, Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu tapu kaydının çekişmeli yere uyduğunu belirttiklerinin anlaşıldığı açıklanarak, mahkemece öncelikle dayanak tapu kayıtlarındaki malikler ile adlarına tescil kararı verilen kişiler arasındaki akdî veya irsi ilişkinin ispatlanması için davacı yana süre verilmesi, daha sonra yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuruyla yapılacak keşifte dayanak tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanması, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınması, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılması, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmesi, dayanak tapuların kapsamı sabit sınırdan başlanarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 20 nci maddesine uygun olarak belirlenmesi, dayanak belgelerin lehe olduğu kadar aleyhede delil teşkil edecekleri gözetilmesi, oluşacak sonuca göre hüküm kurulması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının dava dilekçesinde, dava konusu yerin muris …’ın babasından kaldığı konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin, dava konusu yerin davacının murisinin babası … ‘dan kaldığını, öldükten sonra mirasçıları tarafından kullanılmaya devam edildiğini, uzun zamandır da … mirasçıları tarafından kullanıldığını bildirdikleri, dosya arasında bulunan nüfus aile kayıt tablosuna göre miras bırakan … ‘ın davacılar murisi … dışında başkaca mirasçılarının da olduğu, bu durum karşısında öncelikle dava konusu parselin muristen satış, bağış ya da terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşüp düşmediğinin araştırılmasının gerektiği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere muris …’a yapılmış olan taksimata ya da devire dayalı geçerli bir intikal bulunmadığı, elbirliği mülkiyetinde bir mirasçının ,diğer mirasçıların paylarını zilyetlikle iktisabının mümkün olmayıp, mirasçılardan biri tarafından sürdürülen zilyetliğin tüm tereke adına sürdürülmüş sayılacağı, bir veya bir kaç mirasçının üçüncü kişilere karşı tek başına aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın dosya kapsamı itibarı ile usul ve kanuna aykırı olduğunu öne sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 Sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir

2. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar, davacı tarafça dayanılan tapu kayıtlarının birbirlerini tamamlamak sureti ile dava konusu taşınmaza uymakla birlikte, tapu kayıtlarının maliklerinin davacının murisi …’ın babası ve dedesi olduğu, davacının murisi …’a geçerli bir intikal bulunmadığı, bu durumda elbirliği mülkiyetinde bir mirasçının ,diğer mirasçıların paylarını zilyetlikle iktisabının mümkün olmayıp, mirasçılardan biri tarafından sürdürülen zilyetliğin tüm tereke adına sürdürülmüş sayılacağı, bir veya bir kaç mirasçının üçüncü kişilere karşı tek başına aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olduğu, orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, davacı dayanağı, kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmeyen Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu 2 dönüm yüzölçümlü tapu kaydı maliki … oğlu … bini …’nin davacının murisinin dedesi olduğu iddia edilmiş ise de, dosya içerisindeki nüfus kayıtları ve mahalli bilirkişi beyanları uyarınca kayıt maliki ile davacının murisi arasında akdi ve ırsi ilişkinin kurulamadağı, tüm bunlardan ayrı olarak davacı dayanağı Şubat 99 tarihli ve 45 sıra nolu 2 dönüm yüzölçümlü tapu kaydı ile T.Evvel 325 tarihli ve 194 sıra nolu 6 dönüm yüzölçümlü tapu kayıtlarında yazan sınırların hiçbirinin sabit addedilecek sınır olmadığı, tapu kayıtlarının bu sebeple sınırları itibarı ile geçerli bir tapu kaydı addedilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve hükmün diğer yönleri doğru görüldüğünden bozma nedeni yapılmayarak hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (1086 sayılı Kanun’un 438/7 nci maddesi).

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin (V.C.3.1) no lu bente yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazların reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının (V.C.3.2) no lu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı Kanun’un 438/7 nci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

1086 sayılı Kanun’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,22.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.