Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2021/8684 E. 2022/2599 K. 22.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8684
KARAR NO : 2022/2599
KARAR TARİHİ : 22.03.2022

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Orman Kadastrosuna İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun’a göre henüz sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışmalarına başlanıldığı, bu çalışmanın sonuçlandırılarak ilân edildiği; dava sırasında yapılıp ilân edilen orman kadastrosunun, davanın tarafları ve dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmeyeceği ve eldeki tapu iptali ve tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü belirtilerek bu durumda orman kadastrosuna itiraz davasının tapu iptali ve tescil davasından ayrılıp orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmesi, tescil davasının ise elde tutularak orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, orman kadastrosuna itiraz davası tefrik edilerek Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın eski tarihli belgelerde fiilen orman sayılan yerlerden olduğunun belirtildiği, Dairemizin incelemesinden geçen komşu parsel dosyasındaki özel orman olurundan anlaşıldığı üzere 1995 yılında taşınmaz üzerinde 3 kapalılıkta 33 yaşlı meşe ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın 1994 tarihinde vergi kaydına dayanılarak tarla vasfıyla kişiler adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan hususlar karşısında çekişmeli taşınmazın, eski tarihli belgelerde orman vasfında olduğu, yine kadastro sırasında da eylemli orman vasfında olduğu, buna rağmen yalnız vergi kaydı ve zilyetliğe dayanılarak kişiler adına tespit ve tescil edildiği ancak bu işlemin taşınmazın özel orman olarak değerlendirilmesini mümkün kılmayacağı anlaşıldığına göre Mahkemece, taşınmazın özel orman olarak sınırlandırılmasına dair Orman Kadastro Komisyonu işleminin iptali ile Devlet ormanı olarak orman sınırları içine alınmasına karar verilmesi gerekirken aksi düşünceyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 22.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.